Uçmak serbest!

Sektörün yaratıcı insanlarının her gün duymaya alışık olduğu bu cümle, bazı mecralar için artık neredeyse imkansızla eş anlamlıyken, keşfettiğimiz yeni topraklarda uçmaya inanmak için çok iyi sebeplerimiz var.

Suumo… Yengeçlere içine girebilecekleri ideal evi sunan marka, teknolojinin reklamda kullanımını yaratıcı bir şekilde örnekliyor.

2000’lerin başı… Tüm ajansların harıl harıl televizyon reklamı çalıştığı yıllar. Henüz bu mecrada ürettiğiniz fikirler çok değerli, süreler uzun ve uçmak gerçekten serbest. Elbette biz çaylak reklamcıların gözünü parlatan bir dolu fırsat var ortada. Biz de payımıza düşeni mutlulukla alıyor, mis gibi uçuyor, kaçıyor, coşuyoruz. Sonra yavaş yavaş seneler geçiyor ve nasıl olduğunu tam da idrak edemediğimiz bir şekilde, TV reklamlarımızın bütçe ve süresi azaldıkça, üzerine yapılan araştırmalar ve gelen revizyonlar ters orantılı şekide günden güne artıyor. Sonunda bir de ne görelim? Büyük umutlarla uçmak serbest diye başladığımız çoğu serüven, yere konmakla son bulmuş.

Tanıdık ve kasvetli mi geldi? O zaman iyi haber şu ki, umutsuzluğa hiç de mahal yok. Zira, yeni dünyanın bize sunduğu fırsatlar hiç de kasvetli değil.

İşler değişiyor…
Ne mutlu ki, son 25 yılda yaşadığımız teknolojik evrim, sektörde 10 yılını deviren pek çoklarımızı başka bir jenerasyonla karşı karşıya bıraktı. Televizyondan çok cep telefonlarıyla vakit geçiren bu gençlik, haliyle markalarla kurulan ilişkiyi de başka bir noktaya taşıdı. İçerik mi reklam mı tartışmaları süre dursun yaratıcıların önünde artık 30 saniyelik TV reklamlarıyla hiç de sınırlı olmayan derya deniz bir dünya var.

Uçalım mı?
Haydi, şimdi küçük bir gezintiye çıkalım ve iyi fikirle teknolojiyi birleştirerek bu olanakları şahane kullanan markalara bir göz atalım.

Cornetto… Sevgilisinden ayrı dizi izlemek zorunda kalanlara pratik çözümler sunuyor.

Cornetto’dan diz dize dizi keyfi
Uzun süredir aşk kavramına yatırım yapan Cornetto bunu gençlerin hayatında nasıl daha anlamlı kıldı dersiniz? Cevabın içinde, hem şahane bir içgörü hem de muazzam bir teknoloji kullanımı var. Popüler televizyon dizilerini, sevgiliden ayrı izlemek ilişkiler için büyük sorun. Cornetto işte bu kanayan yaraya parmak basmış ve çiftler için NFC teknolojisiyle çalışan süper fonksiyonel yüzükler tasarlamış. Mekanizma basit ve eğlenceli. Çiftimiz, aynı anda TV karşısına geçip, yüzüklerini parmağına takmadan, dijital dizi izleme platformu aktif hale
gelmiyor, böylece diziyi tek başına izlemek de mümkün olmuyor. Yani artık ben geldim, sen yoktun ama mazaretim var sızlanmalarıyla birlikte, çiftlerin birbirine sıkça sarf ettiği “Bunu bana nasıl yaparsın” cümlesi de tarihe karışıyor. Biz de Cornetto’ya, ilk görüşte aşık olduğumuz bu taze fikri için hürmetlerimizi sunuyoruz.

Sizin iş yattı mı?
Aman yatmasın. Hem madem ilişkilerden başladık, yine çiftlerin mutluluğu için çalışan başka bir markadan söz etmeden olmaz. Yatak üreticisi Dunlopillo yatağın sadece ortopedik değil aynı zamanda romantik olması gerektiğini keşfetmiş ve bu onları farklı bir inovasyon geliştirmeye itmiş. Dunlopillo, yatağın içine yerleştirdiği akıllı sensörler sayesinde, yattığınızda partnerinizle aranızdaki fiziksel uzaklığı ölçüyor. Bu uzaklık, aranıza birini daha alabilecek kadar fazla ve alimallah sıcak havadan değil de alışkanlıktansa olaya hemen müdahele ediyor. Nasıl mı? Cep telefonunuza gönderdikleri, ilişkinizi nasıl ısıtacağınızı öneren küçük ipuçlarıyla. Basit ama etkili. Bir yatak daha fazla nasıl sempatinizi kazanabilir?

Pizza Hut… Marka yeni uygulamasıyla pizzayı ve film izlemeyi aynı kutuda birleştiriyor.

Akşamın en eğlenceli dilimi
Şimdi başka bir alana geçelim. Alışverişçi pazarlaması mesela. Size uzak ya da sıkıcı olduğunu mu düşünüyorsunuz? O zaman yazının en başına dönmenizin tam zamanı. Ama eğer devam ediyorsanız, bu alanda yaratabileceklerinizin de ucu bucağı olmadığının farkındasınız demektir. Pizza ve film izlemenin ayrılmaz bir bütün olduğunu gayet iyi bilen Pizza Hut, bunu TV’de aylarca reklam yapsanız dahi etkisini yakalayamayacağınız kocaman bir alışverişçi pazarlaması fikrine çevirmiş. Olay en tanıdık haliyle şöyle: Pizza alana, evde sinema keyfi bedava.

Tanıdık olmayan kısmı ise işin uygulama biçimi. Pizza Hut bunun için ilk olarak özel
pizza kutuları tasarlıyor ve içine bir mercek yerleştiriyor. Pizza size teslim edildiğinde kutuda küçük bir delik açıyor, merceği yerine takıyor ve sonra kutunun üzerindeki QR kodu cep telefonunuza okutup, telefonu film makinesine, kutuyu da projeksiyon cihazına çeviriyorsunuz. Sonra gelsin pizzanın yanında, mis gibi seyir keyfi. Karbonhidrata karşı olan bünyeler bile böyle bir hizmete karşı koyamaz elbette.

Dunlopillo… Akıllı sensörler sayesinde yatağa yattığınızda partnerinizle aranızdaki fiziksel uzaklığı ölçüyor.

Ve kapanışı benim kişisel favorimle yapalım. Japonya’nın büyük emlak zincirlerinden Suumo, alanının en iyisi olduğunu kanıtlamak için sıradışı bir işe imza atıyor. Sırtlarında bir kabuk taşıyan ve büyüdükçe bu kabuğu da değiştirmek zorunda olan, dolayısıyla insanlar gibi hayatları boyunca “daha iyi ev” peşinde koşan keşiş yengeçler Suumo’nun müşterisi bu kez. Yengeçlere, içine girebilecekleri ideal evi yaratmaya soyunan firma, denizbilimcilerle el ele veriyor ve özel bir malzemeden ürettiği yengeç evlerini müşterilerine sunuyor. Sonuç: İnovasyon içeren şahane bir açıkhava fikri, teknolojinin reklamda kullanımına nefis bir örnek ve yeni evlerinde mutlu yengeçler.

Tüm bu örnekler bize gösteriyor ki dünya dönüyor, reklamcılık evrim geçiriyor. Ve bizler bugün bu değişimin bir parçası olabildiğimiz çok şanslıyız.

Haydi o zaman, uçmak serbest!

Öykü Berberoğlu
Geometry Global İstanbul
Creative Lead

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye Ekim 2016 sayısında yayınlanmıştır.