Sneijder kontrolden geçince güven artıyor

Son dönemde spor dünyası üzerine pazarlama yapan kuruluşlardan Medical Park Hastaneler Grubu’nun Pazarlama Grup Direktörü Kıvanç Korkmaz sağlık iletişimini anlattı. Yiğit Can Kaytmaz

Sıkı regülasyon dolayısıyla kendine özgü kulvarlar yaratarak pazarlama yapan sağlık sektörünü son dönemde sık sık farklı mecralarda görüyoruz. Bu, yeri geliyor kurumsal sosyal sorumluluk projesi olarak, yeri geliyor tuttuğumuz futbol kulübünün forma reklamıyla karşımıza çıkıyor.

Sağlık sektörünün pazarlama açısından çok konuşulan kuruluşlarından biri de Medical Park Hastaneler Grubu. Bünyesinde bulunan Medical Park, Liv Hospital ve VM Medical Park hastanelerini MLP Care çatı markasının altında bir araya getiren kuruluşun Pazarlama Grup Direktörü Kıvanç Korkmaz, bu yapılanmanın sebebinin daha güçlü ve sinerji oluşturan bir yapıda ilerleme yönündeki istekleri olduğunu söylüyor.

Türkiye genelinde 27 hastanesi bulunan şirketin amacının “hastanecilik anlayışında ezber bozmak” olduğunu vurgulayan Korkmaz, “Hızla gelişen sağlık sektörüne kendimizi sadece hastalıkların tedavisiyle sınırlamadan iletişim, pazarlama ve organizasyon gibi birçok alanda da ürettiğimiz yeni fikirlerle sağlık sisteminin geri kalanına yepyeni bakış açısı getireceğiz” diyor.

MLP Care’in pazarlama stratejisinin temelinde hasta memnuniyeti, markalaşma ve erişilebilirlik konularında uzmanlaşmanın yattığını ifade eden Korkmaz, bunu uzman doktor, gelişmiş teknoloji ve hasta odaklı altyapı imkanlarıyla hizmet vererek gerçekleştirmeyi amaçladıklarını söylüyor. Korkmaz, grup içerisindeki kurumlar arasındaki farkın mottolarına yansıdığının altını da çiziyor. Medical Park’ın mottosu “Herkes için Sağlık”, Liv Hospital’ın “Sağlıkta Lider Vizyon” ve VM Medical Park’ın ise “Değer Katan Hizmet” mottolarıyla hizmet verdiğini söyleyen Korkmaz, “Stratejimizi, hastayı temel odak noktası alan ve hastanın davranışlarını takip eden, ‘Sizin yerinize sizi biz düşünüyoruz’ düşüncesiyle katma değer yaratan bir yaklaşım üzerine konumlandırdık” diyor.

CRM’i PRM yaptık

Müşterilerin aynı zamanda hasta olduğu sağlık sektöründe hastalara odaklı bir yaklaşımın başarıyı getirdiğini ifade eden Korkmaz, “Son yıllarda şirketlerin kullandığı CRM (Müşteri İlişkileri Yönetimi) uygulamasını sağlık sektöründe Hasta İlişkileri Yönetimi (PRM) olarak kurgulayarak hasta, hastane ve doktor ilişkisi odaklı, hasta değerlerini benimseyen yeni bir iletişim biçimi oluşturduk. CRM’in altında da ‘TUSS’ adlı bir anayasa yazdık. TUSS, ‘Talebe Uygun Sağlık Sistemi’ demek. Artık sağlık sektöründe müşteri bulmak, onların davranışlarını çözmekten geçiyor. Biz TUSS’la birlikte statik hastanecilikten taleple şekillenen bir döneme geçtik. Hastalarımızın ve çalışanlarımızın beklentilerine göre hastane hizmetlerimizi yeniden dizayn ederek yeni bir model oluşturduk” diyor.

Peki, sıkı regülasyonlar Medical Park Hastaneler Grubu’nu nasıl etkiliyor? Bu regülasyon dolayısıyla markanın geleneksel pazarlama mecraları yerine sponsorluklar, CRM ve sosyal sorumluluk projelerine ağırlık verdiğini söyleyen Korkmaz, “Sağlık pazarlamasında birçok regülasyon olmasından dolayı; markayı pekiştirmek ve göz önünde tutmak için kazan-kazan durumu yaratan spor sponsorlukları bizim için çok büyük önem taşıyor” diyor.

Spor sponsorluğu bizi görünür kılıyor

Spor sponsorluklarının kurum kimliği ve imajını güçlendirmek, marka aidiyetini artırmak, adını hedef kitlelere duyurmak için vazgeçilmez bir pazarlama aracı olduğunu belirten Korkmaz, “Özellikle taraftar grupları büyük olan kulüplerle yapılan işbirliklerinde, eğer sponsorluk ilişkileri iyi yönetilirse, taraftarlar da sponsor olan markayı benimseyip içselleştiriyor. Büyük spor kulüpleri tarafından transfer edilen önemli isimlerin hastanelerimizde sağlık kontrolünden geçmesi markaya duyulan güven olgusunu pekiştiriyor. Büyük spor kulüpleri tarafından transfer edilen önemli oyuncuların -ki bunlar arasında son dönemde Galatasaray’dan Podolski ve Sneijder; Fenerbahçe’den Nani ve Van Persie var – hastanelerimizde sağlık kontrolünden geçmesi, markaya duyulan güveni pekiştiriyor” yorumunu yapıyor.

Spor sponsorluklarının sağladığı en büyük avantajın, gazete, TV, dergi ve açıkhava gibi birçok mecrada yer alabilmek olduğunu söyleyen Korkmaz, “Normalde büyük bütçelerle her mecra için ayrı ayrı gerçekleştirilebilen çalışmalar, spor sponsorlukları vasıtasıyla uygun maliyetlerle birçok mecrada aynı anda gerçekleştirilebiliyor” diyor.

Belgeselden çıkan organ bağışı yaptı

Ülke genelinde birçok sosyal sorumluluk projelerine sponsor olarak meme kanseri, obezite ve organ bağışı gibi Türkiye’nin önemli sağlık konularına dikkat çektiklerinin altını çizen deneyimli pazarlamacı, “Organ bağışının önemine dikkat çekmek ve bağış sayısını artırmak için geçen yıl ‘Yeni Hayat’ adlı kurumsal sosyal sorumluluk projemizi başlattık. Bu proje kapsamında organ bağışıyla hayatı değişen insanlarımızın birbirinden ilginç hikâyelerini anlatan “Yeni Hayat” adlı belgesel filmi çektik” derken, filmin belediyelerin ve il sağlık müdürlüklerinin desteğiyle Tarsus, Samsun, Trabzon, Antalya, Antakya, Ankara, İstanbul, Gaziantep ve Tekirdağ’da seyircilerle buluştuğunu söylüyor. Korkmaz, bir yıl içerisinde filmi izleyen 530’u aşkın insanın gösterim çıkışında organ bağışı yapmayı kabul ettiğini söylerken hedeflerinin 1000’e ulaşmak olduğunu belirtiyor.

Korkmaz, “Dünyada Coca-Cola, Sony, Visa ve Adidas gibi büyük markalar hem marka bilinirliliğini pekiştirmek hem kurumsal kimliğini güçlendirmek için senelerdir spor sponsorluklarından vazgeçmiyorlar. Biz de Türkiye’de kulüp ya da branş ayırt etmeden sporla ilgili birçok aktiviteye destek oluyoruz. Türk sporunun gelişimine katkıda bulunmak amacıyla kulüplerimize verdiğimiz desteğin sporcu sağlığında çıtayı yükselteceği gibi sportif başarıların artmasında da etkili olacağı düşüncesindeyiz” diyerek 3 süper lig futbol kulübü ve 4 süper lig basketbol kulübü dahil toplamda 25 spor kulübüyle sağlık sponsorluğu yaptıklarını söylüyor. Bu sponsorluklar dahilinde Fenerbahçe, Galatasaray ve Kasımpaşa’nın futbol takımlarının tüm sağlık kontrolleri hastanelerde yapılırken, stadyumlarda tam teşekküllü bir sağlık ekibiyle alanda yer aldıklarını belirtiyor.

Sağlık sponsorluğunun taraftar için de önemli olduğunun altını çizen Korkmaz, “Galatasaray kulübünün doktoru, bizim kendi doktorumuz. Galatasaray kulübü, sakatlıkları süren futbolcularıyla ilgili hastanelerimizden aldığı güncel sağlık raporlarını anında web sitesine koyuyor, böylece taraftarlar da oyuncularının son durumunu yakından ve en yetkili yerden takip etme şansına sahip oluyor” diyor ve taraftarların doğru bilgiye hastane aracılığıyla hızlıca ulaştığını söylüyor.