artwork

Z Kuşağının Baş Belası

2 yıl önce

0

Marmara Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü 4. sınıf öğrencisi Aylin Hayırcı, 117. sayımızda Gen Z köşemizin konuğuydu. 

Aylin Hayırcı 117. sayımızda Z kuşağının “baş belası” olarak tanımladığı kaygıdan bahsetti.

Son yılların en çok bahsedilen konularından biri şüphesiz ki Z kuşağıdır. Benim de bir üyesi olduğum bu kuşağın ilk yıllarında doğanlar yeni yeni iş hayatına atılmaya başladılar, gerisi de lise ve üniversite çağlarına çoktan geldiler. Bunun anlamı ise oldukça büyük. Şöyle ki; markalar için büyük bir alım gücünü elinde bulunduruyorlar, dikkatlerini çekerlerse mutlaka kazançlı çıkacaklardır. Aynı zamanda siyasilerin de seçim yaklaştıkça yanına çekmeye çalıştığı kitledir. Peki bu kadar üzerine konuşulan ve anlaşılmaya çalışılan Z kuşağı gerçekten anlaşılıyor mu?

Dijital dünyanın içine doğduğumuz, yeniliklere kolay uyum sağladığımız doğrudur. Bazen de bizi saygısız, bilgisiz veya sosyal medya bağımlısı olarak gördükleri olur. Tüm bunların yanında Türkiye’deki Z kuşağının çok büyük bir sıkıntısı var: gelecek kaygısı. Yapılan araştırmalara göre en kaygılı kuşak Z kuşağı olarak belirlenmiş. Kişinin korku verici veya tehdit edici bir durum karşısında verdiği ruhsal ya da bedensel tepki olarak ifade edilen ‘’kaygı’’, Z kuşağının baş belası diyebiliriz.

Peki Z kuşağı olarak bizi neler kaygılandırıyor? Geleceğe neden bu kadar umutsuz bakıyoruz? İlkokul çağlarından beri sürekli değişen sınav sistemi içinde debelendik durduk, birbirimizle yarıştık. Yüksek notların, iyi okulların bize güzel bir gelecek sunacağına inandık fakat gerçek çok geçmeden ortaya çıktı. Aldığımız yüksek puanlar, okumak için part-time işlerde çalışılan yıllar bize yalnızca temel ihtiyaçlarımızı karşılayabileceğimiz, ortalama bir evin kirasını bile karşılamakta zorlanacağımız, sosyal aktivitelerin ve hobilerin lüks bulunduğu bir gelecek sunuyor. Bunun anlaşıldığı an ise kafada şu soru beliriyor: “Ben bunun için mi uğraşıyorum?” İşte gelecek kaygısı tam da burada bize selam veriyor. Kendi ailelerimiz bizim yaşlarımızda hayatlarını düzene sokmuşken, bizi neden böyle bir gelecek bekliyor?

Z kuşağının teknolojiyle iç içe olduğunu biliyoruz. Sosyal medyada dünyada olan biten her şeyden anında haberdar oluyoruz, buna yurt dışında yaşayan yaşıtlarımızın hayatları da dahil. Hâl böyle olunca haklı olarak aynı hatta daha fazla emek ve çabaya karşılık sahip olacağımız yaşam standartları arasındaki uçurum bizi gelecek kaygısına ve umutsuzluğa sürüklüyor. Bunu sokak röportajlarındaki gençlerin cevaplarından rahatlıkla anlayabiliriz. Gençlerin hayallerinin yurt dışında garsonluk olması pek de şaşırtıcı değil.

Gelecek kaygısı ülkemizde her bireyde olsa da bunun henüz 14-15 yaşlarındaki gençleri bu kadar etkilemesi ve geleceğe karşı umutsuz olması, üzerine düşünülmesi ve çalışılması gereken bir konudur. Ben inanıyorum ki Z kuşağı bu durumu düzeltecek ve güzel bir geleceğin temellerini birlikte atacak.

 

 

Aylin Hayırcı, 22

Marmara Üniversitesi, Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü 4. sınıf öğrencisi

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 117. sayısında yayımlanmıştır.