Z kuşağını anlamak

‘Z kuşağı’ son zamanlarda ilgi odağı haline geldi. Herkesin bu kuşaktan ve bu kuşağın getirdiği yeniliklerden bahsediyor olmasının en önemli sebebi ise teknoloji ve internetin tam ortasına doğmuş olmamızdan kaynaklanıyor. Herkesin hedefinde biz varız çünkü genç kitleyi şu an biz oluşturuyoruz ve teknolojinin hızla ilerlemesine katkı sağlıyoruz fakat herkes bizi anlıyor mu veya anlamaya çalışıyor mu? Pek emin değilim.

Daha açıklayıcı anlatmam gerekirse, eski düşünce yapısına ve geçmiş dönemlerin davranış biçimine sahip olmadığımız için belli yaş gruplarının bizi anlamadığını veya anlamakta zorluk çektiklerini gözlemliyorum. Ama bize daha yakın yaş gruplarının anlıyor olması veya anlamak için çaba gösteriyor olması da açıkça ortada. Arada yaşanan iletişim sorununu; zamanın hızla ilerliyor, birçok şeyin gelişiyor ve değişiyor olmasına bağlayabilirim. Yani, eski dönemlerin ve o dönemde doğup büyüyen insanların sosyal ve siyasal düşünce yapılarına baktığımızda hiçbir şey şu anki gibi değil. Biz ve bizden öncekilerin arasında bakış açısı, sosyal çevre, insan ilişkileri gibi birçok konuda uçurum denebilecek kadar farklar var. Bunun sebebi de teknolojinin, sektörlerin, devletin, eğitim sisteminin vb. sürekli olarak değişmesinden ve ilerlemesi diyebiliriz.

Zaman hızla ilerliyor ve bu arada dünya gelişiyor, dünya geliştikçe insanlar değişiyor ve yeniliklere ayak uyduruyor ya da uydurmak zorunda kalıyor. Yeniliğin hiç durmadan ilerlediği yer ise kuşkusuz teknoloji ve dijital platformlar demek mümkün. Bu yeniliklerin olduğu dönemde ise reklam sektörü ve reklamlar da çok önemli yer kaplıyor. Özellikle, bizlere yani Z kuşağına hitap ettiği ise kesinlikle ortada. Birçok dijital platformda gördüğümüz reklamın bizim dikkatimizi çektiği malûmunuz…

Kendimden bahsedecek olursam, özellikle markaların sosyal mesajlı kampanyaları ve reklam filmleri ilgimi daha çok çeker ve onları daha fazla benimserim. Örneğin; son zamanlarda yapılan önemli bir kampanya ve onun reklam filmi aklımda yer edindi. Finish’in ‘Türkiye’nin Suyu’ adlı reklamı, gerçekten beğendiğim ve takdir ettiğim bir iş oldu. ‘Yarının Suyu İçin’ kampanyası hem bilinçlendirici ve harekete geçirici hem de önemli derecede bir mesaj veriyor. Ayrıca, markanın böyle bir içerikle gündem olması, hem değerinin hem de markaya olan sadakatin artmasında büyük ölçüde yarar sağlamıştır diye düşünüyorum. Özellikle reklamlarda beni ikna eden en önemli ve birincil şey: Gerçekten bir mesaj içeriyor olması ve duygulara dokunması.
Yukarıda da değindiğim gibi Z kuşağını reklam açısından daha fazla etkileyen bir unsur ise dijital platformlar; çünkü en çok telefonlarda ve sosyal ağlarda vakit geçirdiğimiz çok açık ortada. Özellikle ben ‘Instagram’ mecrasında çok fazla aktifim; çünkü birçok içeriğe, görsele ve bilgiye kısa sürede ulaşabiliyorum ve kendimi bu sayede zaman kaybetmeden güncelleyebiliyorum.

Aleyna Cam (20, İstanbul Bilgi Üniversitesi-Reklamcılık Bölümü Öğrencisi)

Bu yazı, ilk olarak Campaign Türkiye’nin 104. sayısında yayımlanmıştır.