Yönetici kadınlar

Eğer “Sam Brown’ı bir erkek sanıyordum…” diyen her yeni bir müşteri ya da meslektaşımla tanıştığımda bir dolar ayırsaydım, şu an kendime gerçekten de çok güzel bir hediye alıyor olurdum. İnsanların kreatif direktör Sam Brown’u bir erkek olarak düşünmelerinden rahatsız değilim. Hatta bu durumu seviyorum bile, ama muhtemelen düşündüğünüz nedenlerden dolayı değil.

Eminim reklamcılık sektörü içinde yer alan kadınların çoğuyla aynı hikayeye sahibim. Kariyerim boyunca erkeklerin lider olmalarıyla ilgili her şeyi öğrendim. Etrafımda, çalıştığım tüm ECD’ler ya da kreatif direktörler hep erkekti. Sadece bir kreatif direktör kadın tanıdım. Bunun gerçekten çok nadir olduğunun farkındayım. Bu nedenle ismimden dolayı erkek olduğumu düşünen bir çoğunluğun olması ilginç gelmiyor. Ancak biz kadın kreatif direktörlerin pek fazla olmaması tıpkı erkek meslektaşlarımız gibi çalışmamızın beklenmemesi ilginç.

Ancak sonunda bir toplantıda herkesin kadın olduğunu fark ettim. Bunu gerçekten gördüm sanki kendime ispatlamam gereken bir şeymiş gibi yeniden ve yeniden baktım. Bunu fark etmemin nedeni hepimizin birbirinden farklı liderlik rollerinin olması değil, daha çok birbirimizle etkileşim kurma biçimimizdi. Kimse daha yüksek sesle ya da agresif bir şekilde konuşma ihtiyacı duymadı. Kimse konuşmayı yönetmedi. Odadaki herkesin bir sesi vardı. Her düşünce kişisel itiraz almadan ve baskı ile test edilmeden rasyonel olarak değerlendirildi. Belki de her şeyden önce hepimiz  proje için ortak bir sorumluluk hissettik ve birbirimizin çabalarına değer verdik. Bu toplantıda her kadın saygı gördü, masaya getirdiği yetenek ve yetkinlikten dolayı değer gördü. 

Eğer kadının karakteristik bir özelliğini soracak olursanız, kesinlikle dinlediğini söyleyebiliriz. Anlayışlı ve destekliyici olduğunu. Tutkulu, empatik, ifade eden ve fedakar olduğunu. Tam olarak bunları kutlamalıydık Uluslararası Kadınlar Günü’nde. Bu özelliklerin hepsi basmakalıp bir kadın figürünü tanımlıyor olabilir, ancak aynı zamanda da mükemmel bir liderde olması gereken özellikler. Bana inanmıyor musunuz? O halde bu makaleyi okumayı bitirdikten sonra John Gerzema’nın The Athena Doctrine kitabındaki konuşmayı okuyun.

(Spoiler uyarısı: 64 bin kişiyle röportaj yapmış ve 64 bin kişi de bu niteliklerin iyi bir liderde olması gerektiğine inanıyor.)

 Ben de böyle düşünüyorum. Daha önce bahsettiğim gibi kariyerim boyunca kreatif direktörlerimi dikkatlice izledim ve başarılı olmalarına yardımcı olduğunu düşündüğüm özelliklerinden bazılarını taklit etmeye çalıştım. Bu endüstride beni dinleyen, beni destekleyen, cesaretlendiren birçok yetenekli erkekle çalıştığım için kendimi şanslı sayıyorum. Ama hepsinin bir yandan da feminen özellikler olduğunu düşündüğümüz tarafları da vardı.

Bugüne baktığımızda kadınların reklamcılık sektöründe yaptıkları sıçramayı görebiliriz. Hala 50-50 gibi bir manzara var mı? Yakın bile değil. Bugün sadece kreatif direktörlerin %11’i kadın. Eşit ücret, eşit sorumluluklar ve eşit saygı için hala mücadele etmek zorundayız.

Elephant on Madison Avenue’nun 2016’da yaptığı araştırmaya göre “Reklamcılık sektöründe çalışan 4kadından sadece 1’i erkeklerle aynı haklara sahip olduğunu düşünüyor.” Ve adeta erkekler için ayrılmış topraklar haline gelen bu yolda çok sayıda kadın seslerini yükselterek devam ediyor.  

İyi bir liderin sizin düşündüğünüzden çok daha ileriye gitmeniz için sizi destekleyeceğini ve yönlendireceğini düşünüyorum. Bana sorarsanız iyi bir liderin süper gücü; empati yeteneğidir, tavsiye almak ya da rehberlik yapmasını isteyeceğiniz kişi olmasıdır. Ancak bu cümleyi okurken hala aklınıza bir erkek figürü geliyorsa belki de makaleyi yeniden en baştan okumalısınız.

Erkek ya da kadın olduğumla ilgili bir kafa karışıklığı yarattığım için takılmıyorum. Önemli olan bir kreatif lider olarak dinliyor, empati yapıyor ve hem müşterilerimi hem de takımımı destekliyor olmam. Feminen özelliklerimi iyi bir lider olmak için kullanıyorum.

Sam Brown 

DDB San Francisco Kreatif Direktörü

Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye Mart 2017 sayısında yayımlandı