artwork

Yatırıma mı ihtiyacınız var?

3 yıl önce

0

PHD Kurucu Ortağı David Pattison yatırımı artırmanın zorluğunu gündeme getirirken doğru anlaşmayı yapmak için çok iyi hazırlanmak gerektiğini belirtiyor.

Data Analysis for Business and Finance Concept. Graphic interface showing future computer technology of profit analytic, online marketing research and information report for digital business strategy.

Reklam, yeni başlayanlar için her daim verimli bir sektör. Bu verimin bazıları fırsattan, bazıları zorunluluktan ve bazıları da kendi patronunuz olma arzusundan kaynaklanır.

Yaratıcılık ve strateji sektörlerinde, genellikle önemli miktarda fon sağlama ihtiyacı olmaz. İyi beyinler, harika fikirler, kara bir kitap, sınırsız iyimserlik, coşku ve bir bilgisayar çoğu zaman yeterlidir. 

Bununla birlikte reklam endüstrisini destekleyen, ihtiyaçlarını karşılayan veya onlarla rekabet eden çok sayıda işletme önemli miktarda fon sağlamak zorunda. Bu işletmelerin çoğu teknoloji tarafından yönlendiriliyor. Her birinin iletişim kanalları, yaratıcı formatları, üretim teknikleri, araştırma seçenekleri veya dağıtım sistemleri var.

Örneğin; reklam ve pazarlama teknolojisi alanında şu anda bir dil analiz firması, programatik takas işletmesi, bir chatbot reklam formatı ve bir dijital espor işletmesi ile çalışıyorum. Hepsinin tekliflerini piyasaya sunmaları ve büyümeyi hızlandırmaları için önemli miktarda fona ihtiyaçları vardı. 

İstihdam alanında yeni teknoloji girişimlerini yönlendiren iki önemli faktör var:
Birincisi, 20’li yaş grubuna kariyer hedeflerinin ne olduğunu sorarsanız neredeyse hepsi kendi işlerini yapmak istediklerini söyleyeceklerdir. Eğer bu soru 20 yıl önce bu soru yine aynı yaş grubuna sorulmuş olsaydı bir patron yönetimi altında çalışmak istediklerini söyleyeceklerdi. Koronavirüsün çalışma hayatına etkisi, onların kendi şirketlerini yönetme arzularını artırdı. 

İkincisi, bir işte büyümeyi başlatmak veya hızlandırmak için para toplamak artık neredeyse sorgulanmayan bir çözüm yolu. Piyasa da tam olarak buna karar verdi ve bu beklentilerin çoğu yatırımcıların ev aramak için biriktirdiği paralardan kaynaklanıyor.

Kurucular genellikle yatırım fonlarını elde etmenin kolay olduğuna, sadece sallamaları gereken bir para ağacı olduğuna ve fonların kucağına düşeceğine inanmak gibi tuzaklara düşerler. Oysa yatırımları artırmak zordur ve doğru hamleyi yapmak için çok iyi hazırlanmanız gerekir. 

Yatırım yaparken düşünmeniz gereken bazı noktaları ise şu şekilde toparlayabiliriz:

– Para toplamanın ne kadar zor olduğunu asla küçümsemeyin. Deneyimli birilerinden yardım ve tavsiye alın. 

– Olabildiğince hazırlıklı olun. İşinizi, piyasanızı, müşterilerinizi, rekabetinizi ve stratejinizi bilin.

– Mevcut hissedarlarınızla aynı istek ve azme sahip olduğunuzu unutmayın.

– Yatırımcıların tek bir şeye önem verdiklerini unutmayın: Paralarına.

– Ödemesini yapabileceğiniz en iyi avukatı bulun. Bu bir maliyet değil, yatırımdır.

– Kurumsal yatırımcılar empati yapmaz. Onlarda boşuna empati aramayın.

– Anlaşma ‘bunalımı’, baskı altındaki kurucular için gerçek bir sorundur. Yatırımcıların genellikle gelişmiş anlaşma koşulları elde ettiği yer burasıdır. Dikkat edin ve üzerinizdeki yükü dağıtın.

– İmzalandıktan ve kabul edildikten sonra bir anlaşmayı değiştirebileceğinize inanmayın. Çoğu yatırımcı için anlaşma anlaşmadır.

– Ayrıntılı inceleme aşamasında yatırımcı, size ve işinize hukuki gözle bakacaktır. Sizi azılı bir suçlu gibi hissettirse bile kişisel algılayıp duygusal olmayın.

– Sırf para toplamak için asla çok geç ayrılmayın. Müzakeredeki tüm cephanenizi kaybedersiniz.

Reklamcılık sektöründe gerçekten başarılı olmak için finansmana ihtiyaç duyan birçok işletme var.

Bir belgede gizlenmiş, fark edilmeyen, görünüşte zararsız bir cümlenin,  gelecekte fon artışları ortaya çıktıkça büyük bir sorun haline geldiğinde hatalı bir anlaşmaya imza atabilirsiniz.

Harika bir hazırlık süreci ve deneyimlilerden olabildiğince destek almak, size dengeli bir anlaşma için en iyi şansı verecektir. İyi şanslar!

David Pattison

PHD Kurucu Ortağı

 

 

 

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 110. sayısında yayımlanmıştır.