artwork

Yaratıcılığı işleyen kadınlar…

7 yıl önce

0

Haymarket Media Group’ta Sonoo Singh, perakende gurusu Mary Portas’tan yola çıkarak iş yerinde etkili kadın karakterlere yer veren hareketleri tetikleyecek bakış açısını sunuyor.

Ekonomik ve sosyal olarak, iş dünyasında kadınlar azınlıkta ve iş yerleri de erkekler tarafından erkekler için yaratılmaya devam ediyor, diyor Mary Portas. “Başarılı bir iş kadını olarak, erkeklerin oluşturduğu yapılarla savaşmak zorundaydım. Liderliğin sözde “yumuşak karakteri” olan – dürüstlük, empati, iletişim, iş birliğini iş yerine getirmek istiyorum. Kendim gibi – kadın gibi çalışmak ve daha iyi bir çalışma kültürü yaratacak bir hareket başlatmak istiyorum.”

Katılımcı ve destekleyici bir iş yeri kültürü yaratma meseleleri zorlayıcı konular ama artık çeşitliliğin pazar büyümesi ve inovasyon noktasında kilit nokta olduğunun şirketler tarafından anlaşılması ile giderek daha da önem kazanıyor.

Portas’ın bu değişime nasıl öncülük edeceği konusunda bir fikri var. Yeni kitabı Kadın Gibi Çalış (Work Like a Woman) – toplumsal cinsiyeti dışarda bırakırsak – var olan yapıları ve sistemleri yıkmada, etik davranışları ve çeşitliliği teşvik etmede ve sırf fayda için değil daha mutlu bir hayat için çalışmada hepimiz için yararlı bir kaynak.

Kendisi 90’lı yılların başında Harvey Nichols’ın eski moda mağazasının şansını döndürdü ve küçük çocuk annesi olarak, akşam saat 7’yi geçen yönetim kurulu toplantılarına kalmaya mecbur olduğu için “evi arayıp bu akşam da eve geç geleceğim” demenin nasıl bir his olduğunu anımsıyor.

Portas, şirket beklentilerini karşılamak için çalıştığı ve bunun kendisi ya da ailesi ve hatta arkadaşları için istediği yaşamı yaratma konusunda işe yaramadığı yılları hatırlıyor: “Kadınlar bunu erkeklerden daha ağır bir şekilde yaşadı ve bizden dayanmamızı ya da erkek gibi davranmamızı, daha agresif olmamızı isteyen mükemmel bir öneri varken, açık konuşmak gerekirse, bunu neden yapayım? Ruhuma şarkı söyletecek şekilde çalışmak istiyorum ve bu da sadece biz doğru çalışma alanı kültürü yaratmaya yatırım yaptığımız sürece olur.”

Portas bu kitabı yazmaya, kendisinden ikinci bir anı yazısı yazması istendiğinde karar veriyor. Bundan önce yazdığı ve çok başarılı olan kitabı Shop Girl’de Portas, kendisi 16 yaşındayken annesinin menenjit nedeniyle hayatını kaybedişini, bundan iki yıl sonra da babasının kalp krizinden yaşamını yitirmesi sonrası 14 yaşındaki kardeşine bakmak zorunda kalışını anlatıyor. Vitrin dekoratörü olarak çalışan ve bu işin sonunda kreatif direktöre dönüşen Portas, 30 yaşındayken Harvey Nichols’ın yönetim kurulundaydı. “Fakat yapamadığım tek şey bebeğimi dünyaya getirdikten sadece 3 ay sonra işe dönmemekti. Bu, yapmak zorunda olduğum en korkunç şeydi.”

Bu ilk anı yazısı, 23 yaşındaki Portas’ın arabasını gün batımına doğru sürüşüyle sona eriyor. Yeni kitap da Portas’ın 5 yıl önce marka danışmanlığı ve kreatif iletişim işindeki faydasını yeniden değerlendirmeye başladığı ve onu sevmediğini keşfettiği ajansının yeniden doğumuna rastlıyor.

Portas bu dönemi, “Genel müdürüm Caireen Wackett ile beraber oturup daha kadınsı görülen özelliklerin, yeteneklerin ve yetkinliklerin değer göreceği bir kültür inşa etmek için çalışmaya başladığımız dönemlerdi” diye anlatıyor.

Yine de Portas, yaratıcılığa ilham verecek ve güçlendirecek kadar çeşitli ve kapsayıcı bir çalışma alanı yaratma konusundaki ısrarcılığın kolay olmaktan çok uzak olduğunu kabul ediyor. Ajans, bu değerleri desteklemeyen markalardan uzak duruyor.

Yüksek profilli ve eşcinsel bir iş lideri olarak Portas, şirketlerin kendilerini eşitlikle sıralanmaya neredeyse zorlanıyor gibi hissetmesi ama gerçekte kapsayıcı olmayı başaramaması dolayısıyla “çeşitliliğin lükse kaçan değerinden” de rahatsızlık duyuyor. Bir mücevher markasının da kendisinden eşcinsellerin yer aldığı bir nişanlanma kampanyası” yapmasını istediğini ama sonra da bunun eşcinsel olmayanları gücendirip gücendirmeyeceğini tartışmaya başladığını anlatıyor.

Tiffany, Acme Studios ve Maltesers ise Portas’ın bu işi doğru anladığını düşündüğü markalar arasında.

“Beni tanımayan insanlar gelip bana “Senin kocan ne yapıyor?” diye sorduğunda olduğu gibi bir şey bu. Artık buna cevap vermekten rahatsızlık duyamam. Onların benim bir kocam olduğunu farz etmeleri, onlara benim bir karım, üç çocuğum olduğunu ve bu çocuklardan ikisini benim, birini karımın doğurduğunu söylediğimde beni anlamayacaklarını düşünmeme neden oluyor. Bu da bizim nasıl yaşadığımıza ve hepimizin farklı olduğuna dair konuşurken anlatmak istediğim şey aslında.  Bu kalıp düşünceleri değiştirdiğimiz zaman bu. Konuşmanın, iş birliği yapmanın ve bir kadın gibi çalışmanın zamanı.”

Geleceğin şirketleri için ipuçları

“Ben bir köşede oturmuş meditasyon yapan Rahibe Teresa değilim, o nedenle bunu nasıl yapman gerektiğini sana söyleyemem. Ben bu şekilde yaparak doğru ve iyi yaptığımı hissediyorum. Hiç kimseyi önceden tanımlanmış çalışma şablonlarına uydurmak istemem, bunun yerine kadınsı çalışma yöntemleri konusunda cesaretlendirmeyi isterim” diyor Portas.

The Portas Agency, doğru davranışların oluşturulmasına yardımcı olmak amacıyla bir kültürel manifesto yarattı. Şirketin yönetim kurulu ve yöneticileri buna uygun hale gelmek, kendi çalışma saatlerini ve açık uçlu annelik izinlerini ayarlamak için kaç tatil gerekiyorsa harcamaya teşvik edildi. Nerede olmak istiyorsan ve olmaya ihtiyacın varsa orada ol. Esnek çalışma saatlerini destekle. Bizler 16. yüzyıl mahkemelerinin tahta ulaşmak için dolaplar çeviren üyeleri değiliz. İşteki hiçbir politik oyun “takım çalışması”na yönelik çalışma kültürü inşa etmez. Sezgilerini kullan. Her bir proje, kişi ya da potansiyel müşteri için, eğer içgüdüsel olarak olumlu hissetmiyorsan, öyle değil demektir.

Haylaz ol. Eğlenceyi, meraklılığı ve neşeyi aşıla.

Sonoo Singh
Haymarket Media Group Yazarı ve Editörü

Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye Temmuz 2017 sayısında yayımlandı.