artwork

Yapay zekâ sanıldığı kadar erişilemez değil

4 yıl önce

0

Organon Analytics COO’su Emrah Anayurt, dijitalleşmenin hızlanmasıyla beraber yapay zekâ, makine öğrenmesi ve büyük veri gibi kavramların çok daha fazla gündemimizde olduğunun altını çizerken bu teknolojilerin nasıl kullanılması gerektiğine dair ipuçları veriyor.

Büyük veri, makine öğrenmesi ve yapay zekâ, belki de iş dünyasında son dönemin en fazla kullanılan kelimeleri, tüm strateji sunumlarının başrol oyuncusu oldular. Sektörlerin dinamiği gereği, banka, telekomünikasyon, sigorta ve sağlık gibi alanlarda faaliyet gösteren şirketlerde bu konuların gelişimi ve hayata geçirilmesi, diğer sektörlere kıyasla daha hızlı gerçekleşti. Artık sıra tüm sektörlere geldi. Bir yandan dijitalleşmenin hızlanması ile artan kişisel veri, bir yandan verimlilik baskıları, bir yandan daha iyi hizmet endişesi… Tüm bu endişelerin çözümü olarak karşımıza yapay zekâ ve makine öğrenmesi sunulurken, en büyük soru ise arka planda kaldı. Peki bu kavramları nasıl hayata geçireceğiz? Bu noktada iyi haberler var. Her teknoloji gibi bu teknolojiler de gelişti ve hem maddi olarak hem de zaman ve süreç olarak ulaşılabilir hale geldi.

Peki nasıl ve nereden başlamak gerekiyor?

Önce hangi problemleri çözmek istediğinizle başlamalısınız: Yarın ne kadar satış olur, hangi dizi senaryosu daha fazla izlenir, kuryeler için en verimli dağıtım güzergâhı neresidir, ya da uçakların motor bakımı ne zaman yapılmalı? Sonra çözümü yapay zekâ teknolojilerinde aramaya başlayabilirsiniz. Bu yolda karşınıza çıkacak problemler ve önerilerimiz şunlar olacak:

1- İnsan kaynağı: Yeterli donanım ve tecrübeye sahip insan kaynağını sadece Türkiye’de değil, tüm Dünya’da bulmak oldukça zor. Bulduktan sonra ise bu çalışanları elde tutabilmek başka bir problem haline geliyor. Elbette kendi yapay zekâ ekibini kurmak şirketler için çok faydalı olacaktır, ancak bu uygulamaları geliştirmek için ekip kurmayı beklemek yerine bu alanda uzmanlaşmış firmalarla çalışmanın, zaman ve maliyet anlamında daha avantajlı hale gelebileceğini de değerlendirmek gerekiyor.

2- Altyapı: Yeni bir altyapı yatırımı yapmam gerekiyor mu? Sektörde gördüğümüz önemli yanılgılardan bir tanesi, bu işe başlamak için yüksek maliyetli yatırımlar yapılması gerektiğini düşünmek, ancak buna gerek yok. Mevcutta kullandığınız altyapı üzerinde de yapay zekâ uygulamaları geliştirilebilir.

3- Zaman maliyeti: Bu işin sabrınızı tüketecek bir zamana yayılmasını nasıl önlersiniz? Sektörde yapılan projelerin ortalama süresinin aylar ya da yıllar mertebesinde olduğunu görüyoruz. Ancak yeni gelişen teknolojiler sayesinde yapay zekâ uygulamalarını hayata geçirmenin süresi 1 haftaya kadar düşmüş durumda, önemli olan doğru teknolojiyi kullanmak.

4- Veri yeterliliği ve kalitesi: Daha sonra elinizde hangi veriler var ve hangi verileri toplamalısınız sorusu gelecek. Firmaların topladıkları verileri yetersiz buldukları ya da veri kalitesinden şüphe ettikleri için yapay zekâ uygulamalarını geciktirdiklerini görüyoruz. Firmaların yetersiz olduğunu düşündükleri veriler üzerinde yapay zekâ uygulaması geliştirildikten sonra elde edilecek sonuçlara şaşıracaklarına eminiz, artık çok az veriden bile önemli çıkarımlar yapabilecek algoritmalar mevcut. Veri kalitesi problemleri ise algoritmalar tarafından otomatik olarak tespit edilip düzenleniyor. Verinizin az olduğunu düşünüyorsanız, veri iş birlikleri yaparak zenginleştirmeniz de mümkün.

Yeni dönemde yapay zekâ Nasıl ki ilk çıkan cep telefonları, bilgisayarlar herkesin alması için çok pahalıydı ve sadece “power user”lar tarafından kullanılıyordu, yapay zekâ da yolculuğuna böyle başladı; ancak şu anda her türlü yapay zekâ servisi, her büyüklükte şirket için ve herkesin bütçesine göre kullanılmaya hazır. Organon Analitik olarak bu hizmetin demokratikleşmesi ve tabana yayılması için yola çıktık, çünkü yukarıdaki sorulara kurumsal dünyanın bir parçasıyken çok kafa yorduk. Bunu gerçekleştirmek için hem kendi teknolojimizi geliştirdik, hem de “sonuç yoksa ödeme de yok” diyerek başarı odaklı bir ödeme sistemi oluşturduk, çok da başarılı oldu.

“Değişen tüketici davranışları ve hayatımızın her zamankinden daha fazla dijital olacağı düşünülürse şirketlerin bu uygulamalara her zamankinden fazla ihtiyacı olacak.”

Özetlemek gerekirse, artık firmaların önündeki teknoloji, insan, veri ve maliyet bariyerleri ortadan kalkmış durumda. Özellikle bundan sonraki dönemde değişen tüketici davranışları ve hayatımızın her zamankinden daha fazla dijital olacağı düşünülürse şirketlerin bu uygulamalara her zamankinden fazla ihtiyacı olacak. Dünyada bu alandaki rekabeti de hesaba katarsak, beklemek yerine hemen uygulamaya odaklanmalıyız.

Emrah Anayurt
COO, Organon Analytics

 

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 101. sayısında yayımlandı.