Yakın gelecek öngörüleri: Yapımcılık

Müşterilerle doğrudan ilişkiler kurmak, eğlencelerin içinde olmak, risk almak ve bunu benimsemek yapım şirketleri için çok kritik.

Davud Karbassioun, Pulse Film Markalı Eğlence ve Reklam Başkanı

Bir fikri uygulamadan ayıramazsınız. Mecrası ya da formatı ne olursa olsun bir şeyleri nasıl yaptığınız, başarmak için belirlediğiniz fikir kadar kritik. Unutulmaz iş, ölçülemeyen sihir unsurlarının kilitli kapıları her an açabilmesiyle gelir. Bu unsurlar, kitlenin o işle ya da markayla duygusal olarak nasıl bağlandığıyla doğrudan ilgili. 2016’da pek çok ikonik ismi kaybettik. Düzene meydan okuyan ama aynı zamanda da kültürü tanımlayan/belirleyen isimler: Bowie, Wood, Wilder, Prince, Ali. Reklam dünyası da geçenlerde kendi ikonlarını kaybetti. Frank Budgen’ın filmlerini izlediğimde beni bu sektöre çeken işleri hatırladım. Çünkü o her projeye çok şey kattı, biliyordu ki fikrin hangi aşamada özel bir şey haline geleceğini belirlemek imkansız. Gittikçe tepki veren ve riskten kaçan daha da kötüsü üreticileri zincirin dibine iten bir dünyada, bir senaryoda tanımlanamayacak, uygulamada ise yeni yollara teşvik edecek sihri yaratmak önemli. Buna slaytlardaki ya da araştırma gruplarından elde ettiğiniz verilerle ulaşamazsınız.

Proaktif yapımı

Yapımı arka plana atan herhangi bir işletme her zaman yetersiz kalacaktır. 2017’deki en önemli değişim, belirlenen hedeflere doğru yol alınırken proaktif olabilmek. Yapımcılar ve yapım şirketleri ortaya çıkan fikirlere ilham vermek için, onları şekillendirmeye ve korumaya yardımcı olmalılar. Müşterilerle doğrudan ilişkiler kurup, neye ihtiyaçları olduğunu anlamaları gerek. Bu sayede çok daha etkileyici ve ilgi çekici bir işe öncülük etmiş olacak ama aynı zamanda tüm süreci de hızlandıracak. Hızı gün geçtikçe artan bir dünyada yaşıyoruz, emniyet kemerlerinizi bağlayın, 2017’de hız yine artacak. Daha açık bir yaklaşım yapım şirketleri artık direkt olarak markalara eğiliyor ve ajanslar da kendi yapımlarını sunuyorlar. Her ikisinin de iyi ve kötü örnekleri var. Her şeyden önce, ajansların daha hızlı bir yaratım sürecine ve yapım şirketlerinin gelişen müşteri gereksinimlerine cevap verebilmesi için böyle bir refleks gerekli. Nihai hedef, yapım için daha açık ve ve iş birliğine dayanan bir yaklaşım. Bu arada ABD Adalet Bakanlığı’nın araştırmasıyla beraber, şirket içi yapımlar 2017’de mikroskop altına alınacak.

Reklam gibi olmayan reklamlar

Sir John Hegarty bir keresinde şöyle demişti: “Reklam gibi görünmeyen reklamlar yapın.” 2017’de bu öneriyi tam anlamıyla benimsemeliyiz. Kitlemiz artık yaptığımız reklamlardan kaçınmaya başladı. Yapımcı Dan Lin, Lego Filmi’nde bunu başarılı bir şekilde gerçekleştirdi. Çünkü öncelikle harika bir eğlence parçası olacağına inandı ve ikinci olarak Lego’nun katılımının faydalı olacağını hissetti. Böylece Lego ile bir bağ da kurdu. Dört yıl sonra, Lin izleyicilerin görmek için para ödediği en büyük ve şimdiye kadarki en çok ticari olan reklamı üretti. British Airways’in Chef’s Table’ın arkasında durduğunu veya Audi’nin Ex Machina’ya yatırım yaptığını bir düşünün. Markaların kitlelerine ulaşmak için hikayeler yaratmada fırsatları var. Bütün modern yapım şirketleri için eğlenceye eğilmek de bu yüzden çok önemli. Ve bu sektörde eğlencenin nasıl yapıldığını ve tüketildiğini anlayan insanlara ihtiyacımız var.

Şampiyon, sıra dışı bir şüpheli

Her işin geleceği gelecek nesil yeteneklerine yatırım yapmak üzerine inşa edilmiş. Daha geniş bir üretim tecrübesinde cinsiyet, din, ırk, yaş fark etmeden pek çok perspektifi üretim sürecinde teşvik etmemiz gerekir. Yeni bakış açılarına sahip insanları bulmakla ilgilenmeliyiz. #Freethebird girişimi 2016’nın en güçlü hareketlerinden biri oldu. Her şey utanç verici bir şekilde kadın yönetmenlerin eksikliği hakkında konuşulurken başladı. Sıradışı şüphelileri masada artırmak ve farklı bir perspektif getirmeleri için cesaretlendirmeliyiz.

Riski kucaklayın

Korkmak iyidir. 2017’de yapımcılıkta cesur bir yaklaşım bekliyorum. Bütün iyi işler risk taşır. Risk korkutucudur ama harika bir şey yapmak da kritik. Belirsizlik dünyasında bunu kucaklamalıyız. Levi’s için 10 yıl önce Ringan Ledwidge ile yaptığımız ilk işi hatırlıyorum. Ringan’a eğer her şey yolunda gitmezse, diye sormuştum. Ve o adeta donakaldı, bu noktada da alternatif kariyer seçeneklerini düşünmeye başlamıştım. Sonra da şöyle dedi: “Eğer böyle korkup buz kesilmemiş olsaydık, bunun anlamı umursamadığımız ve özel bir şey yapmak için uğraşmadığımız anlamına gelirdi.” Tutku, yaratıcılığın oksijeni. Umursamayı bıraktığımız anda bitmişiz demektir. Bu da tabii ki işleri zorlaştırıyor. Hoş, ne zamandan beri gerçekten iyi bir şey yapmak kolay oldu ki? Bu yazıyı 14 yılın ardından BBH’deki son günümde yazıyorum. Sunduğu ürünün kalitesi konusunda gururla arkasında duran bir ajans. Beni sürekli destekleyen bir ajans. Güzel şeyler yapma konusunda takıntılı, yetenekli ve her adımda beni de yanlarına alan insanlarla etrafımı kuşatarak bir kariyer yaptım. Senelerce birbirinden iyi inanılmaz yapım şirketinde insanlarla çalıştım ve bu insanlar beni daha iyi bir hale getirdi. Bunu asla hafife alamam. Şimdi de Pulse Films’te inanılmaz hikayeler oluşturmak için hareket ediyorum ve kahramanım Spike Jonze ile aynı ofiste olacağım için çok heyecanlıyım. Tabii aynı zamanda da korkuyorum, ama Ringan’ın da dediği gibi zaten bu iyi bir şey değil mi?

Pulse Film Markalı Eğlence ve Reklam Başkanı

Davud Karbassioun

Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye Şubat 2017 sayısında yayınlanmıştır.