Veri hikayecileri

İş dünyasında başarıya ulaşmanın yolu doğru ölçümlemekten, verileri doğru anlamlandırmanın yoluysa insan faktöründen geçiyor.

Zira günümüzün veri merkezli iş dünyasında pazarlama profesyonelleri doğal olarak rotalarını tahminlere değil, verilere göre belirliyor.

Şirketler ve sahip oldukları veriler ne ölçekte olursa olsun, teknoloji bu verileri yönlerini belirlemek için kullanabilecekleri değerli araçlar sunuyor.

Ancak karmaşık çıktıları basit ve anlaşılır bir dille anlatabilmek, ‘içgörüler’ geliştirmek içinse, temelde yine insan faktörünün devrede olması gerekiyor. Başka bir deyişle pazarlama departmanları, veri analizi araçlarının sunduğu önemli verileri doğru yorumlamak ve bunları stratejik adımlara dönüştürmek için köprü niteliğinde aracılara ihtiyaç duyuyor.

İşte tam da bu noktada, verileri sadece rakamsal yığınlarla değil; yorumlarla, “içgörü” ve hikayelerle aktarmak için ihtiyaç duyulan ve bizim “veri hikayecileri” olarak tanımlayabileceğimiz yıldız oyuncular devreye giriyor.

Verilerin gerçek değeri, şirketin onları anlamlı hikayeler anlatmada ne ölçüde kullanabildikleri ile doğrudan bağlantılı.

İş dünyasının yeni yıldızları olan veri hikayecilerini, başta Google Analytics olmak üzere verileri bilgiye dönüştürme, analiz etme konusunda hayatı son derece kolaylaştıran araçları etkili şekilde kullanmanın yanı sıra doğru soruları soran, sonuçlardan gerçek içgörüler çıkarabilen ve kuşkusuz bu verileri tüm organizasyon için anlaşılır kılan kahramanlar olarak konumlandırabiliriz.

İyi bir veri hikayecisi nasıl mı olmalı? Şirketin yapısına ve hedeflerine bir iş stratejisti kadar hakim iken aynı zamanda bir veri analizcisi gibi “sayısalcı” yani rakamlarla içli dışlı, aynı zamanda da güçlü iletişim becerileri ile donanmış olmalı.

Bu karmayı yakalayan bir çalışan profili, şirketler için başarıya ulaşmanın yollarını kısaltacak ve olaylaştıracaktır.

Bülent Hiçsönmez
Google Türkiye Ülke Direktörü
@bulenthicsonmez

Bu yazı, Campaign Türkiye’nin Ekim 2015 sayısında yayımlanmıştır.