artwork

Türk ilaç sektörünün biyoteknoloji yolculuğu

4 yıl önce

0

Teknoloji baş döndüren bir hızla ilerliyor ve ilaç sektöründen bağımsız her iş kolunu etkiliyor. İlaç endüstrisinde teknoloji devrimini şekillendiren en önemli alanlardan biri de biyoteknoloji.

107 yıllık geçmişe sahip Abdi İbrahim olarak biyoteknolojiye şirket ajandamızda her zaman öncelik veriyor, bu kapsamda tüm yenilikleri radarımıza alıyoruz. Üreteceğimiz biyoteknolojik ürünler ile kronik hastalıkların tedavisinde kullanılan ürünlerin ulaşılabilirliğini artırmaya ve hastalara şifa olmayı hedefliyoruz.

Biyoteknolojiyi kısaca, yaşayan organizmaların işlevlerini anlayarak ve değiştirerek uygulanan teknikler olarak tanımlayabiliriz. Bitki, hayvan ve mikroorganizmalardaki hücrelerden vücudumuzda doğal olarak var olmayan veya ihtiyacımız kadar üretilmeyen ürünleri elde etme işlemi olan biyoteknolojik ilaçların kimyasal sentezle üretilen ilaçlardan farkı yüksek molekül ağırlığına ve kompleks yapılara sahip olması.

İddiamız, Türkiye’nin biyoteknolojide üretim üssü olması… Ancak, karşılaştığımız zorluklar nedeniyle ülkemizi dünyada bu alanda söz sahibi bir ülke haline getirmekte biraz geç kalıyoruz. Bu zorlukları ortadan kaldırabilmek için Türkiye’ye özgü ve doğru şekilde kurgulanmış bir mevzuat modeline ve ruhsatlandırma sürecine ihtiyaç var. Biyobenzer ürünlerin ruhsatlandırılmasında, hasta sağlığını ve bilimsel yaklaşımları göz ardı etmeksizin, uluslararası pazarlarda rakibimiz olan pek çok ülkenin yaptığı gibi, ülkemize özgü bir ruhsatlandırma altyapısının oluşturulması en büyük arzumuz.

Bu engelleri aşabilmemiz halinde, yakın gelecekte çok önemli gelişmelere şahitlik edeceğimizi bilmek oldukça heyecan verici. Biyoteknoloji; sağlık alanında hayatlara dokunarak değer yaratırken ülkemizin katma değerli ihracatı artırma hedefi için de itici güç oluşturacak.

Dr. M. Oğuzcan Bülbül

KİD Üyesi, Abdi İbrahim Kamu İlişkileri ve Kurumsal İletişim Direktörü

Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye 94. sayısında yayımlanmıştır.