artwork

Toplantı odasından uzak durun

5 yıl önce

0

Mao Zedong bir canavardı ancak aynı zamanda düşmanlarını hayal gücü ile hazırlıksız yakalayan usta bir iletişimciydi.

Tamam, ilk önce özür diliyorum. Sizlere 20. yüzyılın canavarlarından biri hakkında bir hikaye anlatacağım. Herhangi bir eski psikopat gibi değil, bazı tahminlere göre Mao Zedong insanlık tarihinde herhangi bir kişinin öldürebileceğinden daha fazla ölümden sorumluydu (devletten kaynaklanan kıtlığın kurbanlarını da dahil ederseniz 45 milyona kadar varıyor). Yani eğer bu, arada sırada karşınıza çıkan “Pazarlamacılar Ted Bundy’den ne öğrenebilir?” gibi makaleler olarak algılanırsa gerçekten özür dilerim. Yine de Mao’nun (çoğu diktatörler gibi) usta bir iletişimci olması üzücü bir gerçek ve onun hayal gücü ile ilgili çok şey anlattığını düşündüğüm bir hikayeyi kısa bir süre önce okudum. Bir sonraki makalemi Winston Churchill gibi biraz daha az tartışmalı bir lider hakkında yazmaya söz verirsem okur musunuz? Teşekkürler.

1958’de Nikita Khrushchev, Pekin’deki sözde müttefikini ziyaret ediyor fakat Sovyetler Birliği ve Çin arasındaki ilişki pek de dostça sayılmaz: İki ülke de ideoloji konusunda anlaşmaya varamıyor ve jeo-politik hırsları çelişiyor. Farklılıkları çözüme ulaştırmak için görüşmeler düzenleniyor fakat Mao masaya daha zayıf olan taraf olarak oturduğunu fark ediyor. Bu noktada Sputnik uzay programını yeni başlatmış olan Sovyetler çok güçlüdür ve Çin nispeten yeni bir güçtür. Mao bu tartışmayı kazanamayacağını bilir ve düşmanını hazırlıksız yakalamaya karar verir (veya şöyle de denebilir: “Poposuna bir iğne saplıyor”). Şimdi diplomatik tarihin en sıra dışı olaylarından biri gözler önüne seriliyor. Sovyetler vardığında, Mao’nun Zonghanhai’deki alanı kendi özel yüzme havuzuna dönüştürdüğünü keşfediyor. Sadece bununla da kalmıyor; Great Helmsman onları bornoz ile bekliyor ve kendi başbakanına bir çift bol mayo veriyor. Khrushchev utanıyor çünkü formunu oldukça kaybetmişti ve yüzemiyordu; bunlar Mao’nun çok iyi bildiği gerçeklerdi. Fakat itibarını kaybetmemeye kararlıydı; resmi müzakerelerin habercisi olduğunu hayal ederek rakibini takip etti ve suya girdi. Ancak öyle değildi, büyük bir yanlıştı.   

Mao’nun iyi bir fiziği var ve çok iyi bir yüzücü (daha sonra 72 yaşında dünya rekoru kırdığını açıklayacak). Yüzdükçe taleplerini haykırıyor, havuzun altını üstüne getiriyor. Sovyet çevirmenler konuları takip edebilmek ve sığ uçta kalan patronlarına aktarabilmek için havuzun dışında biraz koşmak zorunda kaldı. Khrushchev artık dünyadaki en güçlü erkeklerden birine benzemiyor. Tamamen yeteneksiz, tıknaz ve kısa bir adama benziyor.

Diğer yandan Mao başarılı ve tüm gün verdiği tek ödün; aşağılanmış rakibine bir çift çocuk yüzme kolluğu teklif etmek oldu. Bazı tarihçiler Sovyetler Birliği’nin sonunun gelmesini ve Çin’in tam bu anda yükselmesini bekliyor.      

Peki bu öyküden alınacak ders nedir? Fark etmesi çok da zor değil: Savaş alanını radikal bir şekilde değiştirerek daha güçlü bir rakibi nasıl yenebileceğinizin güzel bir örneği. Rakiplerimiz tarafından kendi çıkarları için hazırlanmış anlaşmaları sıklıkla uysal bir şekilde kabul ediyoruz. Onların kurallarıyla onların sahalarında onların seçtikleri zamanda oynuyoruz. Onların şartlarıyla tartışmayı sonlandırmaya çabalıyoruz. Etraflıca düşünmek yerine rasyonel düşünüyoruz. Tahmin edin; bunların hiçbiri işe yaramıyor çünkü bu çözümler, doğası gereği yıkıcı olmaktan çok marjinal.

Zonghanhai olayından 60 yıl sonra ilginç olan şey; diplomatlar ve pazarlamacılar, yapay zekanın daha iyi kararlar alabilmedeki rolünü araştırıyor. Birçoğunun aksine bunun insanlığa ve sektörümüze yararlı olabilecek iyi karşılanmış bir gelişme olduğunu düşünüyorum. Ancak hala yapay zekadan çok devletle ilgili konulara ilgim var. Çünkü yapay zeka daha iyi bir argüman ortaya koymanıza yardımcı olurken, argümanı toplantı odasından yüzme havuzuna taşımak gerçek bir hayal gücü istiyor.

Lucky Generals Kurucu Ortağı

Andy Nairn

 

 

 

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 87. sayısında yayımlandı.