artwork

Sürdürülebilirliğin DNA’sında iletişim var

9 yıl önce

1

İDA yine şahane bir iş yaptı. Dünyanın en önemli 50 konferansı arasında gösterilen global Sustainable Brands buluşmalarının İstanbul ayağı olan Sürdürülebilir Markalar Konferansı’nda yer aldı.

Sürdürülebilirliğin DNA’sında İletişim Var başlıklı bölümde Başkanımız Işıl Arıdağ, markaların misyonunun toplum tarafından benimsenmemesi halinde sürdürülebilir marka olmanın mümkün olmadığını vurgulayarak iletişimin önemine dikkat çekti.

İletişim Danışmanlarından Başarılı İletişim Reçeteleri oturumunda da İDA üyeleri; Address İletişim, Caretta İletişim, Graylink Türkiye, MPR İletişim ve Ünite İletişim’in uyguladıkları sürdürülebilirlik iletişimi örnekleri paylaşıldı.

Sürdürülebilirliğin en sevdiğim tanımı olan ‘daimi olma yeteneği’ konusu neredeyse 20 yıldır ülkemizde de iş dünyasının gündeminde. Her yıl faaliyet raporları için çok ciddi zaman ve bütçe ayıran, yerli sermayeli bir müşterimizin o yıllarda hazırladığımız, çevresel, ekonomik ve sosyal gelişimi kapsayan 3’lü raporlamayı hissedarlarına sunmasının heyecanını dün gibi hatırlıyorum.

O günden bugüne ne değişti derseniz, zannediyorum sürdürülebilirliği içselleştirmeyi daha fazla başardık. Sorumlu markalar, ürün içeriğinden, ambalaja, atık yönetimine, pazarlamaya ve iletişime kadar fark yarattı. Aslında yatırımcının değil, müşterinin olan markalar yine müşterinin talebiyle sorumluluklarını arttırmaya ve bunları şeffafça paylaşmaya önem verir oldu.

Y kuşağının iş hayatında ağırlığını artırmasıyla beraber, önümüzdeki dönem daha fazla odaklanacağımız konunun; tüketicileriyle birlikte ortak bir sürdürülebilirlik süreci yaratan markaların, marka sadakatinde yaratacağı fark olacağını düşünüyorum.

Türkiye nüfusunun %25’i olan, teknoloji yerlisi bu kuşak (MPR’da da 5 kişi oldular) markalarla bir deneyim yaşadıktan sonra, ancak ortak bir sürece geçebildikleri zaman marka elçisi oluyorlar.

 

Meral Saçkan
İDA Danışma Kurulu Üyesi

Bu yazı, Campaign Türkiye’nin Temmuz 2015 sayısında yayımlanmıştır.