Söz mecralarda

4 yıl önce

“Araçlarımızı biz şekillendiririz ve karşılığında da onlar bizi şekillendirir.”
Marshall McLuhan

Global bir sağlık krizine neden olan koronavirüs, tüm dünyayı etkisi altına alırken Türkiye’de de ilk vakanın 10 Mart’ta görülmesiyle birlikte hepimiz yepyeni ve sıra dışı bir döneme girdik. Salgın, gündelik hayatımızdan iş hayatımıza, iletişim yöntemlerimizden ekonomiye pek çok alanda etkisini gösterdi.

Üstelik koronavirüs krizi ne kadar uzun sürerse, geriye dönmek de bir o kadar zor hatta imkansız bir hal alııyor. Bilim insanlarının yaptığı açıklamaya bakarsak önümüzdeki aylar ve hatta büyük olasılıkla yıllar boyunca COVID dünyasında yaşamak zorunda kalacağız.

Haziran ayında normalleşmeye başlarken, ikinci dalga olasılığını hiçbirimiz düşünmek bile istemiyorduk. Şu anda yaşadıklarımız ikinci bir dalga mı yoksa salgının olağan seyri mi bilemiyoruz. Bütün bu gelişmeler ise sosyal hayatımızı, yaşantımızı ne kadar etkiliyorsa işlerimizi de o kadar, hatta çok daha fazla etkiliyor. Belirsizlik ve öngöremezlik devam ediyor.

Özellikle reklam, pazarlama ve iletişim endüstrisinin sert bir şekilde etkilendiğini gündelik hayatımıza olan yansımalarıyla takip etmek ise hiç de zor değil.

Sinema salonları aylarca kapalı kaldı, diziler çekilemedi, reklam panoları ya boş kaldı ya da virüse karşı uyarılar için ayrıldı, kitap baskıları durdu, virüse karşı evden çıkmayan, satın aldıklarını temel ihtiyaçlarla sınırlı tutanlar gazete, dergi almayı ikinci hatta belki de üçüncü, dördüncü plana itti. Bir yandan içerik tüketimi ve üretimi artarken, bir yandan da reklam gelirleri düştü.

IPA’nın son üç aylık Bellwether Raporu’na göre, Birleşik Krallık pazarlama bütçeleri, ekonomik kriz nedeniyle 2020’nin ikinci çeyreğinde rekor seviyede küçüldü ve bu küçülme, 2008’in 4. çeyreğindeki en kötü düşüşü bile gölgede bıraktı.

İşler kesildiği için çalışanlar adeta acı çekiyor. Ağustos ayının başında Nabs tarafından yapılan bir ankete göre, İngiltere reklam endüstrisindeki çalışanların %57’sinin motivasyonunun düştüğü ve %61’inin iş yerine dönüşü güvensiz bulduğu, bu durumun endişelerini artıracağını düşündüğü ortaya çıktı.

Aslında tüm bu veriler bile mecraların durumları hakkında bilgi veriyor.

Son yılların parlayan yıldızı pandemiyle beraber adından daha da söz ettirse de onda da işler pek iyi gitmiyor. Dijital… The Information haber sitesinin yaptığı habere göre; dünyanın en büyük sosyal medya platformu olan Facebook’ta bile reklamlarda düşüş gözlemleniyor. Yine de

Zuckerberg umudunu kaybetmiyor ve “Reklamcılar yakında platforma geri dönecekler” diyor.

Mecralar güçlerini birleştiriyor

Zuckerberg’in bu iyimser bakış açısı umut verici. Belki de şimdi rekabeti biraz yumuşatıp güçleri birleştirmenin zamanıdır. Tıpkı BBC, ITV, Channel 4 ve Channel 5, Uncommon Creative Studio’nun bu belirsizlik döneminde TV’nin insanları bir araya getirme yeteneği ile ilgili bir film için işbirliği yapması gibi… Bağımsız bir ajans olan London Advertising, kriz döneminde reklama yatırım yapmanın önemini açıklamak için Liam Neeson ve Helen Mirren’in seslendirmeleriyle reklamlar oluşturdu. Kim bilir belki de bazen reklam için en iyi reklam, reklam vermektir.

Bir süredir ve daha ne kadar süreceğini bilmediğimiz bir süre daha korona günlerinde hayatımıza devam ediyoruz. Campaign Türkiye olarak pazarlama ve iletişim endüstrisinin korona günlüğünü birbirinden değerli ismin de katılımıyla tutmaya çalıştık. Temmuz ayında markalarla başladığımız seri ve ağustos ayında ajanslarla devam ettik ve son olarak mecralarla bu dosyayı tamamlıyoruz.

Söz mecralarda!

Bu yazı, ilk olarak Campaign Türkiye’nin 103. sayısında yayımlanmıştır.