artwork

Sosyal medyacı değilim, reklamcıyım

11 yıl önce

1

Son dönemde hayatımızın iyice vazgeçilmezi haline gelen sosyal medyayı, ajans içinden, ‘içeriden’ bir bakışla değerlendirmek istiyorum. Bu değerlendirme içerisinde sektörün gidişatına dair pek çok konuyu ele almaya çalışacağım.

Hesaplar 23 yaşındaki gençlere emanet

Sosyal medya yönetimini 23 yaşındaki bir gencin yapmaması için 11 neden daha önce Inc.’te yer almıştı. Karşıt yazılar da yayınlanmıştı. Markaların sosyal medya hesaplarını 23 yaşında gençlere emanet etmesinin nedeni, reklamcı abi ve ablalarımızın sosyal medyayı yeterince ciddiye almamış olması olabilir mi? 30 yaş üstü geleneksel reklamcılardan bazıları dijitale geçti ve gelenekselden gelmelerine rağmen 20′li yaşlardaki genç profesyonellere (ya da adaylara) yukarıdan bir gözle baktı. Hesap yönetimini moderasyondan ibaret gördükleri için, topluluk yönetimi işi bir anlamda angarya görüldü. Bu da gençlere hesap emanet etmenin yanlış olduğu algısını doğurdu. Ama o abi ve ablalar da hesap yönetmeye yanaşmıyordu.

Evet, sonuçta sosyal medya hesabını karşı cinsten gelen bir mesaja aldanıp kaptırabilecek gençler her zaman olabilir. Bu düşünceye rağmen kontrollü bir şekilde hesapları emanet etmede bir sakınca görmüyorum. Bu tür eleştirilerle gençler de kendilerine çekidüzen verdi ve duruşları artık daha profesyonel. Topluluk yönetiminde strateji ve planlama daha önem kazandı, hesap yönetimi işi moderasyonun ötesine geçti. Sadece topluluk yönetimi değil, sosyal medya da bir evrimin içinde. Detaylarını yazının devamında okuyabilirsiniz.

Sıfır deneyimliye “uzman” ve “yönetici” deniyor

Uzmanlık konusu da eleştirilen konular arasında. Türkiye’de sosyal medya sektörü çok hızlı bir büyüme ve uyum sürecinde. Ajanslar da bu gelişime ayak uydurmak için çalışanlarına ilginç unvanlar veriyor. Bu bir anlamda sektörün zorlaması olabilir. Kimi ajans uzman demeye yanaşmazken, kimi sıfır deneyimi olanlara yönetici diyor. Belki bu Türkçe ile alakalı bir durum olabilir. Sonuçta yönetici ve uzman olmak için belli bir deneyime sahip olmak gerek. Azıcık deneyimle direktör olan arkadaşlarımız var. Yetişmiş eleman sıkıntısı yaşadığımız sosyal medya sektöründe bu tür unvanların olması normal. Çünkü sektörün daha kaç yıllık geçmişi var ki?

Uzman ve yönetici unvanları verilmesini eleştirmekle beraber, mecbur kalınan bir durum olduğunu düşünüyorum.

Sosyal medya pazarlamanın bir kolu

Çoğu zaman vurgulamak amacıyla dijital pazarlama ve sosyal medya şeklinde ayrı ayrı kullanıma gidiyoruz. Sonuçta pazarlamanın her bir dalı ayrı bir uzmanlık alanı. Dijital pazarlama alanında uzmanlaşan ajanslar olduğu kadar sosyal medyayı tek bir uzmanlık alanı belirleyen ajanslar da var. Ben de an itibarıyla network bir sosyal medya ajansında çalışıyorum. Öncesinde sosyal medya departmanı olan bir dijital pazarlama ajansındaydım. O departman iyice uzmanlaştı ve ayrı bir ajans oldu.

Temel olan şey fikir ve bu fikri tüm mecraya uyarlamak asıl konu (challenge). Markaların geleneksel reklam ajanslarında çalışan arkadaşlarım “biz de bu aralar size çalışıyoruz” diyor. Kampanya fikri artık sadece TV’de kalmıyor, mobile veya sosyal medyaya uyarlamak gerekiyor. Bu da pazarlamanın bir bütün olduğunu, bütünleşik bir iletişim yapmanın gereğini ortaya koyuyor.

Sosyal medyacı değilim, reklamcıyım

Burada kendimi nasıl konumlamaya çalıştığıma değineyim. Reklamcılık okumaya başladığımda sosyal medya ve dijital pazarlama bu kadar popüler değildi. Reklam yazarı olma amacındaydım çünkü hep kreatif tarafta olmak istedim. Trendleri takip ederek öğrenciliğim sırasında blog yazmaya başladım. Reklam yazarlığına da devam ediyordum. Sonradan sosyal medya alanındaki gelecek beni heyecanlandırdı ve bu alanda kariyerime devam ettim. Strateji departmanında olmama rağmen, diğer ajansların aksine kreatif süreci de yönetiyorum. Buradaki yapıda strateji ve kreatif ekip bir.

İşimiz pazarlama olduğu için, bana sosyal medyacı diyenlere “ben sosyal medyacı değilim, reklamcıyım” diyorum. Çünkü ilef ve Reklam Atölyesi‘ndeki günlerimizde Sobacı Hocamızın bize söylediği şey fikri tüm mecralara uyarlamaktı. Ama bu uyarlamayı yaparken reklam filminden bir kareyi alıp billboard’a koymaktan bahsetmiyordu. Böyle yaparak uyarlamış olmuyorduk. Her mecranın dinamiği farklı olduğu için, oraya özel bir çözüm bulmamız gerekiyordu. İşte dijital pazarlama da aynen böyle. Her mecranın kendi içinde ayrışan özellikleri var.

İşimiz pazarlama, işimiz reklam, işimiz satış… David Ogilvy’nin dediği gibi büyük fikrin peşinde olmak.

Sosyal medyacı diyerek bu uzmanlık alanına vurgu yapabiliriz ama reklamcı bakış açısıyla o markanın tüm pazarlamasından sorumlu olabiliriz. Amacımız tek fikri/mesajı her yere uyarlamak,tek bir şeyi her yerde söylemek.

Reklamcı abi ve ablalarla birlikte öğrenmek gerek

Sektörümüz ego sektörü. Yan yana çalışıp birbirinin yüzüne bakmayan, kendini üstün gördüğü için kimseye saygı duymayan çalışanların olduğu bir sektör. Merkezinde insan olduğu için ekip halinde çalışmanın zorluğunu tahmin edebilirsiniz. Bu ego faktörüne dünkü çocuk algısı da eklenince, reklamcı abi ve ablalarımızın küçüklerine bakışı farklı oluyor. Yeni bir stajyer de olsa, ajans başkanı da olsa, herkesin birbirinden öğreneceği çok şey var.

Bu sektörü karşılıklı öğrenmenin olduğu bir sektör olarak gördüğünüzde, motivasyonunuz da yükseliyor, yeni şeyler de öğreniyorsunuz, başarıya da ulaşıyorsunuz.

Yaşına, deneyimine, durumuna bakmaksızın, aynı ortamda olduğunuz insanlardan bir şeyler öğrenmeye, onlara bir şeyler öğretebilmeye, başarıya birlikte koşmaya çabalayın.

Sosyal medya sektörü nereye gidecek?

Bu ayrı bir yazı konusu ama genel hatlarıyla değineyim: Markalar da sosyal medya iletişiminin şekil değiştirdiğini görüyor. Tek bir uygulama yapmak yerine pazarlamanın diğer kollarını da içeren işleri daha fazla göreceğiz.

Tek başına hesap yönetmek ya da tek başına televizyon reklamı çıkmak yerini omni-channel pazarlamaya bırakacak, fayda odaklı pazarlamaya geçeceğiz. Bu geçiş çok hızlı olmasa da etkisini giderek daha fazla göreceğiz.

Ajans yapıları da bununla birlikte değişecek. Dijital ajanslar reklam ve pazarlama bilen, deneyim sahibi insanları işe alma eğilimine gidecek. Sosyal medya uzmanlığı, yerini pazarlama uzmanlığına bırakabilir.

Ali Erkurt / alierkurt.com

————————————————————————————–

Ali Erkurt kimdir?

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu olan Ali Erkurt, lisans öğrenimi boyunca Reklam Atölyesi’nde reklam yazarı, editör ve sanal koordinatör olarak görev yaptı. Sosyal medya, reklam ve pazarlama üzerine blog yazarlığı yapıyor. Likeable İstanbul’da Strateji ve Reklam Yönetimi Ekip Lideri olarak görev yapıyor.

Twitter:@alierkurt

 

 

Senin için
Tümünü göster
Netflix Türkiye’ye karşı ayaklanma

Aynı yüzler, aynı hikayeler, aynı kalemler…...