artwork

“Siz Piyarcılar” ve “Biz PR’cılar”

6 yıl önce

0

“Ne iş yapıyorsun?” sorusuna verilen “Halkla İlişkiler” cevabına karşı tipik tavır şöyledir: Bakışlar bir anda donuklaşır, bilmediği bir konuya toslamış olmanın verdiği utançla birlikte merak yüze yansır ve birkaç saniyelik sessizlik şu klasik soru ile bozulur: “Halkla ilişkiler derken..?” Sonrasında ise hayal gücüne kuvvet; yakıştırılır: “Reklamcı, fuarcı, tabelacı… gibi bir şey mi?” Bu durum, halkla ilişkiler hakkında bir fikri olmayan halkın, halkla ilişkilere “iyi” bakış açısıdır.

Bir de halka ilişkiler hakkında bir fikri olanların halkla ilişkilere bakış açısı vardır ki, “PR’cı”yı mesleğinden soğutur. Bu kişi, beğenmediği haberde yer alan bir ünlü ya da şirket için “… aslında beş para etmez ama piyarı iyi” diyerek halkla ilişkilerin tüm içeriğini kendince özetleyiverir. Bir felaket, toplum çıkarını tehdit eden bir durum ya da bir “algı operasyonu” iddiasında gözler kısılır, dudak kenarında sinsi bir gülüşle karışık hor görme gamzesi belirir ve kafa koparıcı darbe indirilir: “zaten bütün bunlar siz piyarcılar yüzünden!”

İşte bu yüzden, içinde “siz piyarcılar” geçen cümleler, genellikle küçümseme, iddia, suçlama, yargı ve hüküm içerir. Öte yandan halkla ilişkiler çalışanları ise, mesleklerine karşı var olan bu “siz piyarcılar” ön yargısına karşı “biz PR’cılar” yaklaşımını geliştirmişlerdir. Bir taraftan daima sektörünün lideri olduğunu iddia eden müşterileri ile medya arasında mekik dokurken, diğer taraftan müşterileri adına göğüsledikleri krizlerin stresiyle oluşan karın ağrılarını belli etmemek için umursamaz ve mutlu bir görüntünün ardına gizlenir “biz PR’cılar”. Kendileriyle hiç alakası olmayan krizler uykularını kaçırırken paramparça olan morallerini, yoktan ürettikleri projelerle ve müşterilerinin itibarını yönetirken sağladıkları başarılarla düzeltirler.

İşte bu yüzden içinde “biz PR’cılar” geçen cümleler, genellikle başarı hikayeleri, savunma, sahiplenme ve biraz da övünme içerir.

Müşterilerini kılcal damarlarına kadar halka anlatan “PR’cılar”, neden bir türlü kendilerini halka anlatamazlar? Kendilerine bu kadar yoğun “halkla ilişkiler” yapılıyorken, halkın “halkla ilişkiler” hakkında doğru fikre sahip olmamasının sebebi nedir?

Feray Alpay  
İDA Üyesi

Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye’nin 79. sayısında yayımlandı.