artwork

Siyasetin öznesi olmalılar

2 yıl önce

0

Z kuşağı yekpare bir kitle değil; farklı gelir gruplarından, farklı coğrafyalarda yaşayıp, farklı sosyolojik grupların içinde yer alan; farklı kimlik özellikleriyle toplumsal kutuplaşmaları, inanç ve düşünce ayrılıklarını büyük toplumun bireyleri nasıl yaşıyorsa öyle yaşayan, heterojen kümelerden söz ediyoruz aslında. Gençlik, bir kategori olarak kendi sosyolojik kümelerindeki yaşlı kuşaklara göre özgürlükçü, değişime açık ve ilericidir. Siyasiler hep olması gerektiği gibi gençliğe ulaşmak için araç kutularını öncelikle saha bilgisi, veri ve olgularla doldurmalı. Gençlere seslenmenin ve güvenlerini kazanmanın yolu da öncelikle onları çok iyi tanımak, onlara dokunmak ve siyasetin öznesi haline getirebilmek; onların hayallerini de siyasetin merkezine taşıyabilmekle mümkün. Gençleri siyasal destekçi ve aktör haline getirmek ise genç gönüllüleri eğitmek, yoğun taban çalışması ile büyük çaba gerektiriyor.

Sosyal medyanın yükselişi, kanaatlerimizin oluşumunda etkisi olan mahalle ve çevreleri ekranlarımıza taşıdı. Ekranlar mesaj bombardımanıyla dolu ve mesajımızı olabildiğince basitleştirip, görselleştirmek zorunlu. Bu karmaşık dünyada hikayemizi kurgulayıp, ayrıştırmak ve öne çıkarmak için nasıl bir strateji izleyeceğimizi, bu hikaye içinde insanların umut ve hayallerinin soluk alıp vermesini nasıl sağlayacağımızı düşünmeliyiz.

Türkiye sert politik söylemler ve kutuplaşmadan yorgun. İnsanlar huzur içinde yaşamak ve özellikle bugünkü gibi ekonomik kriz dönemlerinde yarına güvenle bakabilmek istiyor. Yani umut yine gündemde! Kitlelere dokunacak liderler ve siyasal parti kadrolarının toplum nezdindeki inandırıcılığı belirleyici olacak. İletişim pratiğinde insanlara doğrudan dokunmanın değeri paha biçilemez. Gücü azalır gibi görünse de ve tekelleşme eğilimi ağır bassa da sosyal medya, haber akışlarını hala domine eden geleneksel medya ihmal edilmemeli. Sosyal medya iletişimi bağlamında da fabrikasyon, yalan haberlerle mücadele, seçim sürecinde önem taşıyacak.

Seçim çalışmasına seçim bittiği gün başlayan, tabanla iletişim kuracak parti örgütünü kendi politikalarını anlatacak ve toplumsal iletişim becerilerini artıracak biçimde eğiten, toplumun tüm kesimlerine ulaşmak için net bir strateji kuran siyasi partiler elbette başarılı olur. AK Parti’nin güçlü bir hikaye ve söylem geliştirdiği, bu söyleminin iletişimini de ustaca yönettiği dönemleri oldu, bu zaten oy oranlarına da yansıdı. CHP de son yıllarda iyi dalgalar yaratabiliyor: Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Adalet Yürüyüşü’ bunlardan biriydi. ‘128 milyar dolar nerede?’ kampanyası da çağın ruhuna uygun iyi bir örnek olarak öne çıkıyor. Ekrem İmamoğlu’nun “Her şey çok güzel olacak” sloganıyla özetlenen umut vaadi ve bu vaadin farklı kesimlerde kolektif karşılık bulması da siyasi tarihimize geçti. İYİ Parti’nin liderinin sürekli sahada insanlara dokunması ve kürsüsünü toplumun farklı kesimlerine açması da iyi pratikler.

Pek çok iletişim kuramının ve çağdaş iletişim pratiklerinin doğduğu ABD hala bu alanın kutup yıldızı işlevi görüyor. Yenilik ve eğilimlerin çoğunu ilk kez orada görüyor ve ondan sonra bizler deneyimliyoruz. Bu yenilik ve eğilimler her zaman insanlığın yararına çalışmıyor, ‘şeytani’ uygulamaları da içeriyor. Cambridge Analytica örneği, hafızalarımızda her zaman yer edecek! ABD’de Obama’nın taban çalışmasına ağırlık veren seçim kampanyası, seçilemese de yine taban çalışmasının kıymetini gösteren Bernie Sanders’ın sürpriz yükseliş hikayesi zihnimde kalan iyi örnekler…

Teknoloji, bilginin derinlemesine analiziyle büyük verilerin işlenebilmesini sağlıyor. Bunun pazarlama iletişimine etkilerini gözlemliyoruz. Bu büyük veriler bize seçmen tercihlerinin beklentilerinin anlık değişimlerini bile analiz edebilme olanağı sunarken, kucağımıza ciddi bir soruyu da bırakıyor: Özel bilgilerimizin toplandığı sosyal medya ambarlarındaki veriler demokrasinin gelişimi için değil de, parayı ve gücü elinde tutan odakların çıkarları için kullanıldığında ne yapacağız? Bu riski bertaraf etmek için toplumun teyakkuzda olması, gelişmeleri gözlemlemesi ve gerektiğinde tepki göstermesi gerekli.

C. Tamer Altunay
İletişim Uzmanı / POINT İstanbul Genel Müdürü

 

 

 

 

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 125. sayısında yayımlanmıştır.

Senin için
Tümünü göster
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu: “Türkiye bölgesel bir üs…

T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Türkiye’nin sunduğu yatırım fırsatlarını küresel iş...