artwork

Sanırım zihniniz size oyun oynuyor

5 yıl önce

0

Oyun, hayatın bizden talep ettiği ciddi faaliyetlere hazırlık antrenmanı yapmaktır.

İnsanlık tarihine baktığımızda da bunu görüyoruz, gelişimimiz hep oyunlarla oldu, bugün de şekil değiştirerek ve gelişerek devam ediyor, yani oyun hep vardı ve her zamanda var olacak. Günümüzde oyun çoğunlukla teknolojik aygıtlar aracılığı ile dijital olarak oynanıyor.

Bugünlere ulaşırken oyuncular hep şöyle muameleler gördüler, “Oğlum kalk şu bilgisayarın başından! Baban eve gelecek, baban eve gelecek ve gerisini sen düşün!”

Oyuncular yalnızca çocuklar değildi, değildik şimdi de değiliz. :)

Oyuncuları filmlerde hep gözlüklü, şişman ve beceriksiz olarak gösterdiler, hatta ilk onlar öldü ama bugün bu çocuklar(!) espor ile stadyumları doldurdu ve rekabeti bambaşka bir yere taşıdılar.

Ama nasıl olur? Yoksa bu çocuklar(!) bize oyun(!) mu oynadılar? Oyun mu? Siz bunu hala oyun(!) mu sanıyorsunuz? Sanırım zihniniz size oyun(!) oynuyor.

Pazarlamacılar ve markalar bu 4P’nin kim ve ne için olduğunun eş zamanlı olarak farkına vardılar; İnsan = Homo sapines ve hatta homo ludens (oyun oynayan insan) içindi her şey. Bunu ancak oyuna(!) gelince anladılar. :) Bugün markalar ve reklamverenler oyunun etkileşimini gördüler, espor takımları ile sponsorluklar, oyun dünyasının influencerları ile tanıtımlar, oyunculara özel ürünler ve oyunların içine doğrudan enjekte edilmiş advergaming reklamlar ile GAMİNG’i bugün çevreliyorlar.

Oyun fuarları ve oyuncu buluşmalarında yer alıyorlar, doğru hamleler daha da yer almalılar, hatta oyunun yanında oyunlaştırma (gamification) konusunu da irdelemeliler, ben burada da homo ludens adına büyük bir gelecek görüyorum.

Rap müzik ve rapçiler içinde zamanında (Türkiye’de hala) aynı muamele yapılıyordu; Televizyonlarda şapkayı yan takıp eğreti bir ağızla yoouuvv youuvv yapıp, sahte el kol hareketleri ile ritimi taklitleyen biriydi rapçi. Böyle kötü taklitler ile ağız yaslayıp, rapçileri anlamaya çalışmak yerine onlarla dalga geçen, onları yayın repartuarlarına almayan o televizyonlar (merhumu pek iyi bilmezdik!) artık izlenmiyor. Burada pazarlama dersleri verip insanı temele koymanız gerekir demeyeceğim, bir pazarlama uzmanı değilim hatta hiçbir konuda uzman değilim, Nostradamus da değilim ancak geleceği görebiliyorum ve bunu yönetiminde olduğum şirketlerin vizyonuna işliyorum. Buraya (konumuzla ilgisiz gibi görülebilir) ancak gelecek vizyonu adına kati bir biçimde elektrikli otomobilleri eklemeliyim. Bu tarafta keyfimiz yerinde, bizler; oyunu işimize çevirebilmiş şanslılar kulübünün şanslı üyeleriyiz. Bugün oyuncuların bütün ihtiyaçlarını karşılayan ByNoGame, HipHop kültürünün ve alternatif müziğin giyim markası olan HollyHood.com.tr adında iki markamız var. Türkiye sahip olduğu büyük genç nüfusu ile birçok sektör için olduğu gibi oyun dünyası için de büyük bir pazar. Bizde bu pazar içinde oyuncuların gereksinimlerini karşılıyor onların eli-ayağı, üstü başı ve hatta kılıcı-kalkanı oluyoruz.

Türkiye’de espor denince League of Legens , League of Legends denince de akla ilk başta Dark Passage geliyor. ByNoGame olarak Dark Passage’ın 5 yıldır sponsoruyuz. Dark Passage’ın dışında ilk kurulduğu yıl Beşiktaş espora ve yine ilk yıllarında Galatasaray espor takımlarına sponsor olduk. CS:GO tarafında ise avrupa ve dünyada yüzümüzü güldüren gururumuz Space Soldiers’a 2 yıl sponsor olduk.

Espor konusundaki vizyonum ise esporun beklenildiği kadar değil ama yine de büyük bir hızla ve oranla yükseleceğini söyleyebilirim ancak vadettiği ekonomiler için biraz erken. Oyun dünyasının diğer önemli bir kısmı ise yayıncılar (influencerlar).

Yayınlarını genelde bilgisayarları başında oyunlarını oynarken twitch platformu üzerinden canlı olarak yapıyorlar, daha sonra bu yayınların kesitleriyle elde ettikleri videoları düzenleyerek YouTube’a yüklüyor ve oradan da daha çok kişiye ve daha çok platformdan ulaşmasını sağlıyorlar.

Oyuncular genelde oynadıkları oyunları oynayan yayıncıları takip ediyorlar, başarılı espor geçmişi olan, espirili, kendilerini eğlendiren ve örnek aldıkları kişileri izliyorlar.

İzleyiciler twitch üzerinden sohbetle yayına katkıda bulunup o an chat bölmesi açık şekilde izleyen binlerce kişi ile etkileşime geçebiliyor, bunun üstüne çıkıp mesajını yayın ekranında yayınlatmak isteyenler ise yayıncıya serbest tutarda bir ödeme yaparak desteğini iletiyor.

Bu bağış/destek/donation, adına her ne derseniz deyin yayıncıların en önemli gelir kaynaklarının başında geliyor, bunu Türkiye’de önemli bir ihtiyaç olduğunu gördük ve 3 yıl önce ByNoGame bünyesinde BNGPay adını verdiğimiz bir alt ürünle yayına aldık ve yayıncı destek sistemini geliştirdik. Yayıncılar ayrıca Twitch üzerindeki aylık abone olan izleyicilerden ve sponsor olan markalardan elde ediyorlar. Kitlelerini yönlendiriyor, kendilerini ve oynadıkları oyunu sevdirerek ve sektörünün büyüyüp yayılmasına önemli katkılar sağlıyorlar. ByNoGame tarafında sektörün en önemli yayıncılarına da uzun yıllardır sponsorluk desteği sağlıyoruz.

Sponsor olarak desteklediğimiz bu isimlerin başında ; Jahrein, Wtcn, Levo, Elwind, Kendine Müzisyen, Unlost, Mithrain, Uthenera ve Panky geliyor. Ayrıca bu yayıncıların tshirt, sweatshirt gibi fan ürünlerini HollyHood üzerinde üreterek merchandise ürün desteği sağlıyor, ByNoGame ve HollyHood.com.tr üzerinde satışa sunarak toplu kitlelere erişim ve ek gelir sağlıyoruz. Oyun ve Rap müzik, ikisi de iç içe geçmiş ve ana akım olmuş durumda. Türkiye’de yabancı müzik hatta yabancı rap bile dinlenmiyor, Türkiye’de insanlar sadece Türkçe Rap dinliyor ve artık popun neredeyse esamesi anılmıyor.

Ezhel, Anıl Piyancı, Ben Fero, Gazapizm, Şehinşah ve Şanışer gibi Rap müzik sanatçılarının lisanslı ürünlerinin yanı sıra oyunculara özgün tasarımları ve bu ünlü yayıncıların lisanslı ürünlerini Hollyhood.com.tr satışa sunuyor ve bu sanatçılarada hem erişim hem de ek gelir sağlıyor ve kültürün gelişerek büyümesine katkı sağlıyoruz.

Murat Kömürcü,
ByNoGame CEO’su

 

 

 

 

 

 

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 89. sayısında yayımlandı.

Senin için
Tümünü göster
Netflix Türkiye’ye karşı ayaklanma

Aynı yüzler, aynı hikayeler, aynı kalemler…...