artwork

Sanem Oktar: “Öncelikle dil ve zihniyet değişimine ihtiyacımız var”

6 yıl önce

0

Türkiye Kadın Girişimciler Derneği Başkanı Sanem Oktar, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin sadece Türkiye’ye özel bir sorun olmadığı, dünyada da mücadelenin devam ettiğini belirtiyor.

Campaign Türkiye Türkiye’de bugün toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda gördüğünüz tablo nedir? Kadının ve erkeğin Türk toplumundaki konumlarında nasıl bir değişim gözlemliyorsunuz?

Sanem Oktar Cinsiyet eşitsizliği sadece Türkiye’nin değil dünyanın sorunu. Küresel verilere göre, ekonomiye katılımda bugünkü koşullar olduğu gibi devam ederse kadınlar ve erkekler arasındaki eşitsizlik 217 yıl sonra yok olacak. Kadına karşı ön yargılarla, toplumdaki erkek merkezli yaklaşımla mücadele etmek, kadının güçlenmesi için farkındalık yaratacak çalışmalar yapmak önem taşıyor. Ülkemizin sosyal ve kültürel dönüşüm sürecini gerçekleştirmesi, cinsiyet eşitliğini sağlaması ve kadını eve hapseden, onu ikinci sınıf bir konuma itmeye çalışan ataerkil kültürle mücadele etmesi gerekiyor. Türkiye bu mücadeleye bazı Avrupa ülkelerinden bile önce başlamış bir ülke. Süreci yeniden hızlandırmamız ve kararlılıkla ilerlememiz gerekiyor. Bir ülkenin en büyük rekabet avantajı sahip olduğu yetenekli ve eğitimli insan kaynağı. Sahip olduğumuz yetenek havuzunu daha etkin ve daha iyi biçimde kullanmalıyız. O yüzden de eşit fırsatlar yaratmak çok önemli. Bu sürecin başarısının temelinde kaliteli ve çağdaş standartlarda eğitim görmüş kuşaklar yer alıyor. Bu bakımdan eğitim daima üzerinde odaklanmamız ve geliştirmemiz gereken bir alan.

Türkiye, dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer alacaksa, kadınlara ekonomide, siyasette ve sosyal hayatta fırsat eşitliğini sağlamak zorundadır.

Campaign Türkiye Sizce toplumsal cinsiyet eşitliğini güçlendirmek için nasıl adımlar atılmalı?

Sanem Oktar Bir ülkede kadınların özgürlük, eşitlik sorunları varsa, o toplumun da eşitlik ve özgürlük sorunu vardır. Türkiye, dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer alacaksa, kadınlara ekonomide, siyasette ve sosyal hayatta fırsat eşitliğini sağlamak zorundadır. Ülke olarak kadınların hayatın her alanına eşit katılımları için hedeflediğimiz seviyenin gerisinde kalmaya devam ediyoruz. Bu durumdan sadece kadınların değil, tüm toplumun zarar gördüğünü fark edebilmemiz bence önemli bir değişimin başlangıcı olacak.

Kadınların her alanda erkeklerle eşit hakları kullanabilmesinin, daha eşitlikçi ve özgürlükçü bir topluma ve hukuka geçiş için öncelikle dil ve zihniyet dönüşümünün başlaması ve bunu yaygınlaştırabilmemiz gerekiyor. Burada hükümet gibi özel sektöre de görev düşüyor.

KAGİDER olarak kadın girişimciliği ve kadın istihdamını artırmak için verdiğimiz her çalışma elbette cinsiyet eşitliğini güçlendirmeyi de amaçlıyor. Ayrıca iki senedir cinsiyet eşitliğine dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak için Türkiye Halkla İlişkiler Derneği ile birlikte Altın Pusula ödülleri kapsamında “TÜHİD-KAGİDER 1e1 Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ödülü” veriyoruz. Bu ödüle yapılan başvuruları da ekonomik katılım ve fırsatlar, eğitim olanaklarına erişim, sağlık ve yaşam ile siyasi yetkinlik ve kurumun fırsat eşitliği davranış kriterlerine bakarak değerlendiriyoruz.

 

Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye’nin 78. sayısında yayımlandı.