Samsung sorumlu internet kullanımını vurguluyor

4 yıl önce

Samsung ‘İnterneti Tadında Kullan’ isimli dijital farkındalık kampanyası ile internetin hayatımızda edindiği yeri eleştiriyor.

Dünyada ve Türkiye’de internet kullanım oranları hızla artıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından gerçekleştirilen ‘Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması’nın son açıklanan güncel verilerine göre; Türkiye’deki internet kullanımı 2019 yılında 16-74 yaş grubundaki bireylerde %75,3 oldu. Bu oran bir önceki yıl %72,9’du. Samsung ise bu verileri görmezden gelmedi ve ‘İnterneti Tadında Kullan’ isimli dijital farkındalık kampanyasını başlattı.

Samsung’un internetin dozajında kullanımı konusunda farkındalık yaratmak amacıyla yayınladığı animasyon film; mobil telefonuna odaklanmış eşinden ilgi göremeyen bir kadını, çocuğuna yemek yedirebilmek için tabletten bir şeyler izleten bir anneyi, sosyal medya hesaplarındaki gönderilere yapılan olumsuz yorumlar ile yaratılan mutsuz bireyleri ve internetin uzun süre kullanımı sonucunda doğan nice olumsuz koşulları gün yüzüne çıkarıyor.

İnternetin sorumlu kullanımına dikkat edilmediği sürece bunun yetişkinler ve çocuk gelişimi üzerindeki etkilerine dikkat çeken kampanya ile ilgili Samsung Electronics Türkiye Kurumsal Marka & Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Barış Gökpınar şunları dile getirdi: “Samsung Electronics Türkiye olarak, kullanıcılara olumsuz etki eden içeriklere karşı mücadele amacıyla iki yıl önce yola çıktığımız ‘Siber Zorba Olma!’ gibi büyük ilgi gören kampanyamızın ardından şimdi de ‘İnterneti Tadında Kullan’ isimli dijital farkındalık kampanyamızı başlatıyoruz. Dünyanın önde gelen teknoloji firmalarından biri olarak ‘İnterneti Tadında Kullan’ isimli dijital filmimizi Samsung’un tüm dijital iletişim kanalları aracılığı ile geniş kitlelere yayarak internetin sorumlu kullanımına yönelik farkındalık yaratmayı hedefliyoruz. Dijital iletişimimiz kapsamında sene sonuna kadar ‘Hayatı Kaçırma’ ve ‘Ekransız Ebeveynlik’ ile ilgili çekeceğimiz filmleri de sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.”

Psikiyatrist/Psikoterapist Dr. İbrahim Bilgen ise: “Gün geçtikçe iyi hissetme çabamız bizlerin keyif arama davranışlarına yönelmemize neden oluyor. ‘Hayatı kaçırma korkusu’, kişilerin sosyal medyada iyi gözükmek için çaba sarf edilmiş ‘an’larını paylaşmaları neticesinde bunu izleyenlerin yetersizlik ve değersizlik hissetmeleri durumu olarak öne çıkıyor. Böylece insanlar, diğerlerini gerçekte olduğundan daha iyi duygusal hayatlara sahiplermiş gibi çarpıtılmış bir algıya sahip oluyor. Oysa ki bireyin online gördüğü paylaşım, birisinin yaşamının düzenlenmiş bir versiyonudur.

Hayatımızda ilk çağlardan itibaren insanoğlunun, sevilmek, değer ve itibar görmek gibi hayat amaçları hep aynıydı. Şimdi bu amaçlara ulaşma araçlarımız değişti. En acı olanı ise; ‘iyi hissetmek’ adına bağlandığımız araçlarımızın araçları haline gelmiş olma durumumuz. Türkiye’de bir kişi internet, sosyal medya, telefon gibi araçlarda ortalama 7 saat zaman geçiriyor. Gerçek hayatın stresinden ve acısından kaçarken sanal bir dünyada iyi hissetme çabamız, gerçek hayata döndüğümüzde ona adapte olmamızı zorlaştırıyor. Bu nedenle de gün geçtikçe kaygı bozuklukları artıyor.” dedi.

İnterneti sorumlu kullanma konusunda toplumsal bir farkındalık yaratmayı amaçlayan kampanya kapsamında sene sonuna kadar ‘Hayatı Kaçırma’ (JOMO-Joy of Missing Out) ve ‘Ekransız Ebeveynlik’ (Screen-Free Parenting), ile ilgili filmler de dijital ortamda paylaşılacak.