artwork

Sürdürülebilir bir geleceğe ant içmek

6 yıl önce

0

Yerleşmiş anlayışı değiştirdiği için Campaign Türkiye Agency & Brand of the Year’da Onur Ödülü alan Koç Holding ve Publicis İstanbul, bize kampanyanın temelinde yer alan duruşu anlattı.

Özel günlerde hayata geçirilen bazı iletişim çalışmaları sadece birer reklam olarak kalmıyor, hem kurumsal duruşla bütünlük sağlayarak kimliğin bir parçası haline geliyor hem de toplumsal değişime önayak oluyor. Bunlardan biri, Koç Holding’in Campaign Türkiye Agency & Brand of the Year’da Onur Ödülü alan 10 Kasım iletişimi. Koç Holding, 10 Kasım reklamlarıyla “yas tutma” anlayışını değiştirdi ve yeni bir “anma geleneği” yarattı.

Kampanyanın gelişim sürecini, temelinde yer alan değerleri ve yaratılması amaçlanan toplumsal değişimi Koç Holding Kurumsal Marka Koordinatörü Okyar Tuncel ve Publicis İstanbul CSO’su Selda Sedes’ten dinledik.

 

Okyar Tuncel

Kurumsal Marka Koordinatörü, Koç Holding

Koç Topluluğu olarak 10 Kasım’ı bir “yas” günü olarak değil, Mustafa Kemal Atatürk’ü özlemle anmanın yanı sıra onu vizyonu, değerleri ve ilkeleri ile hatırlamanın bir vesilesi olarak görüyoruz.

2006 yılında başlattığımız ve bir gelenek haline gelen 10 Kasım iletişim çalışmalarımızdaki ortak payda Atatürk’ün en büyük mirası olan Cumhuriyetimizin taşıdığı değerler. Yıllardır kararlılıkla sürdürdüğümüz bu iletişim yaklaşımı ile farklı markalara da ilham verdiğimizi görmek, bizler için yarattığımız etkinin bir göstergesi. Her yıl, aynı gün, aynı dakikalarda aynı duyguda milyonlarca kişi ile buluşabilmenin hissettirdiklerini tanımlamak çok güç.  Bu, aynı zamanda her yıl titizlikle planladığımız iletişim çalışmalarında büyük bir sorumluluğu da beraberinde getiriyor.

Ülkemizin geleceği için hepimizin taşıdığı sorumluluk duygusunu hatırlatmak, cumhuriyetin değerlerine hep birlikte sahip çıkarak umutla ileri bakabilmek adına sürdürdüğümüz 10 Kasım iletişim çalışmalarımızı her yıl bir adım öteye taşımaya gayret ediyoruz. Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı ve şükranla andığımız bu geleneğimizi devam ettirmekten büyük mutluluk duyuyoruz.

 

Selda Sedes

CSO, Publicis İstanbul

Koç Holding’in 10 Kasım iletişimi, var oluşu ve amacı açısından dünyada benzeri olmayan, bilinen hiçbir iletişim kategorisinde tanımlanamayacak kadar özgün bir içerik. Bu anlamda ‘özel gün iletişimi’ kategorisiyle benzerliği, yılın tek bir gününde yer almasıyla sınırlı diyebiliriz.

Koç’un 10 Kasım iletişiminin arkasındaki çıkış noktası, Koç’un Türkiye Cumhuriyeti’yle neredeyse yaşıt olması, ülkenin gelişiminde her daim belirleyici bir rol oynaması ve Türkiye’nin muasır medeniyet olma yolunda ilerlemeye devam etmesine katkı sağlama konusunda duyduğu sorumluluktur.

İlk gününden beri bu iletişim, ülke kurucusunun zamansız değerini ve her dönem için anlam içeren vizyonunu hatırlatma amacıyla yapılıyor; çünkü bu vizyonun içerdiği anlayış ve toplumsal değerlere bakış, Koç’un kuruluşundan beri benimsediği, zamansız kabul ettiği ve Türk toplumu başta olmak üzere, tüm insanlığın yararına olduğuna inandığı değerlere bağlı.

Her ne kadar Koç’un 10 Kasım iletişimi hiç bir zaman bu değerleri açıklamayı ya da aralarından seçerek yorum katmayı içermeyecekse de Atatürk’ün tarihe mal olmuş öğretilerinin ışık tuttuğu değerler bütünü ve bunlara bağlı yaşam anlayışı, Koç’un da sahiplendiği ve geleceğe taşınması gerektiğine inandığı anlayışı temsil ediyor.

Bu açıdan, bu kadar geniş kapsamlı ve faaliyet alanıyla doğrudan bir bağlantısı olmayan bir konuda, bir markanın neden iletişim yatırımında bulunduğu, olağan pazarlama iletişimi kuralları çerçevesinde merak edilebilir. Bu sosyal içerikli yaklaşım, bir açıdan STK’lardan belki daha çok beklenebilir, ancak o çerçevede bile STK’ların genelde hedeflediği belirli bir toplumsal problem konusunda farkındalık yaratmanın da dışında yer alıyor. 10 Kasım yaklaşımı, toplumun yaşam değerlerine olan genel inancı yinelemek kadar geniş bir alanı kapsayarak, iletişim literatüründe özgün bir vaka oluşturuyor.

Koç Topluluğu, ülkenin en büyük topluluğu olarak, Türkiye’nin sosyal dokusuna ve insanının yaşamsal gelişimine de destek olmayı, değdiği her alanda ilerlemeye önderlik etmeyi görev bilen bir topluluk. Türkiye’de de yayılmalarına Koç’un önderlik ettiği Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin içerdiği anlayışa baktığımızda, bugün dünyanın geleceği için benimsenen değerlerin Atatürk’ün muasır medeniyet anlayışıyla hâlâ örtüştüğünü görüyoruz.

Buradan hareketle, 10 Kasım iletişimi, Atatürk’ün ölüm yıl dönümüne saygı duruşunda bulunmanın ve vizyonunu yad etmenin çok ötesinde, Koç’un toplumsal gelişime inancını, Türk insanına duyduğu saygıyı ve ülkenin geleceğini evrensel medeniyet değerlerine bağlı bir yaşam tarzı çerçevesinde görmeye devam ettiğinin hatırlatması olarak görmek lazım.

Özetle, Koç’un 10 Kasım iletişimi geçmişi anma değil, sürdürülebilir bir geleceğe ant içmenin ifadesidir.

 

Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye’nin 76. sayısında yayımlandı.

 

Senin için
Tümünü göster
Netflix Türkiye’ye karşı ayaklanma

Aynı yüzler, aynı hikayeler, aynı kalemler…...