artwork

Reklam endüstrisinin yaşadığı kimlik krizi ve bunu düzeltmenin 3 yolu

4 yıl önce

0

Reklam endüstrisinde yaşanan kimlik krizini ve bunu düzeltmenin yollarını Grey Group CEO’su Michael Houston mercek altına alıyor.

Yaratıcı dünyayı yönlendirmek için üstlenilen danışmanlık rolüyle zor bir yükün altında kalınabilir. Venezuela’dan Fransa’ya, Suudi Arabistan’dan Brezilya’ya, hatta Amerika’ya… Dünya ulusları; sağ sol çatışmasının, doğru olana karşı uygulanan gücün, feodalizme karşı yapılan düzenlemelerin canlı ve acımasız bir şekilde gözler önüne serilmesiyle birlikte, kimlik kriziyle başa çıkmaya çalışıyor.

Siyasi, sosyal ve kültürel değişimler her gün manşetlere – ve hatta bazen kendi reklam kampanyalarımıza yansıyor. Grey Brazil’in geçen seneki başkanlık seçimlerinde, skandala karışmış insanları yüz tanıma teknolojisiyle tanıyan ve takip eden mobil uygulaması “Corruption Detector (Yolsuzluk Dedektörü) bu konuda iyi bir örnek. Tüketici koruma kurumu Reclame Aqui için oluşturulan uygulama, Mobile Grand Prix de dahil olmak üzere birden fazla Cannes Lions kazandı. Bu yılın başlarında Grey New York, Gilette kampanyası “The Best Men Can Be” ile toplumun bam teline bastı ve erkekliğin tehlikeli baskınlığı ile ilgili kültürel bir diyalog başlattı.

Hepimizin bildiği gibi, dünyadaki birçok topluluğun karışıklık yaşamaya başladığı sırada birkaç endüstri de işin içinden nasıl çıkacağını düşünüyordu. Ulaşım sektörünün, özellikle taksiciliğin Uber ve Lyft’ten etkilenmesi, Amazon’un perakende satış yapmaya başlaması, geleneksel medyanın dijitalin altında parçalanması tüm sektörel karışıklıklardan sadece birkaçı.

Çoğumuz, reklam işinin de bu tarz dönüşümlü zamanların ortasında olduğuna katılıyoruz. Ben, bu sektördeki kimlik krizini deneyimlemenin de öyle olduğunu söyleyebilirim.

1- Biz, hikaye anlatma sanatında uzmanız
Tüm dünyanın üzerimize neden bu kadar geldiğini sorduğumuzda yaptığımız işte ne kadar ileri gittiğimizi göz önünde bulundurmalıyız. Reklam işi, birçok yaratıcı alanda olduğu gibi – sanat, müzik, film yapımı, yayıncılık – hayal etmeye cesaret eden insanlar için her zaman bir mıknatıs olmuştur. Hayalleri ve yetenekleri olanların çoğu, bu hayalleri gerçekleştirme fırsatına sahip değiller. Öte yandan teknoloji ve sosyal medya tüm bunları değiştirdi, herkesin paylaşmasını ve pazarlamasını hayal etmesini sağladı. Bununla birlikte, hikaye anlatma sanatında hala yeterince yer var ve kamuya açık tüketim için sergilenen bir mesajlaşma ve bitmeyen bir hayaller dizisi olmasına rağmen, uzmanlık ve incelikle hazırlanmış hayaller için hala özel bir yer (ve takdir) olduğuna inanıyorum.

Başka bir deyişle, reklam sektöründe her gün oluşturduğumuz ve uzmanı olduğumuz içerik için hala bir yer var – bu bizim kimliğimiz.

2- Biraz tehlike seviyoruz
Meslektaşlarımın çoğu, bazı pazarlama işlerini kendi bünyelerine katan markaların eğilimleri ya da yerimize çöken danışmanlıklar hakkında kendilerini üzüyor. Dışarıdakiler elbette içerik üretebilir, fakat ben bu içeriklerin bizim bir sektör olarak yaptığımız işler kadar kaliteli, etkili, yenilikçi ve korkusuz olacağına inanmıyorum.

Ajanslardaki bizlerin; doğal, kızgın kargaşası olan bir yangın yeriymiş gibi endüstriye doğru koşma ihtiyacı var… Bir de bu tür kaotik bir ortama rağmen; yaratıcı buluşlar çıkarıp dünya çapında ünlenebilecek işler ortaya çıkarabileceğimize dair inancımız var. Tüm bunlar da bizleri bu dünyanın vazgeçilmezleri haline getiriyor. Her gün, korkusuz olmak için kendimizi yeniden beslemeliyiz – yenilikte ve yaratıcılıkta, her şekilde.

3- Hayalleri hayata geçiriyoruz
En büyük çalışmanın bir fikir çarpışmasıyla ortaya çıktığına inancım olmasına rağmen, gerçek şu ki bu konuda artık fazla bir şey duymuyoruz. Bunun yerine, büyük bir fikir hakkında çok fazla şey duyuyoruz. Büyük bir fikir kavramının bana ne dediğini biliyor musun? Kendi küçük balonumuzda yaşıyoruz, kaostan ve başkalarının fikirlerinden uzak durmak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz.

Bizim işimiz, hala bir şekilde, balon patlatmaya benzetiliyor. Biz, tüketicilere, gerçek veya hayal olması fark etmeksizin, diğer dünyalara bir bakış atma imkanı veriyoruz. Gerçek hayatta bulundukları yer ile olabilecekleri arasındaki ilişkiyiz… En vahşi noktada bile.

Hayalperestler her zaman dünyayı daha ilginç ve dinamik bir yer haline getirmek istemişlerdir ve en iyileri bu hayalleri gerçekleştirme ve burayı sadece bazıları için değil, herkes için daha büyüleyici bir dünya haline getirmeye yönelik fikir ve güce sahipti.

Dünyanın büyük bir kısmı kim olduğunu anlamaya çalışırken, biz reklamcılar bu konuda kendimizden kesinlikle şüphe duymamalıyız. Öyleyse ayağa kalkalım ve yerimizi ele geçirelim.

Michael Houston
CEO of Grey Group

Bu yazı, Campaign Türkiye 94. sayısında yayınlanmıştır.