artwork

Radyo hak ettiği yere gelmeli

8 yıl önce

0

Radyo mecrası, günümüzün parçalanmış medya ortamında bir zamanlar hayatımızda oynadığı yıldız mecra rolünü kaybetmiş gibi görünse de, Türk tüketicisi ve medya dünyası için hala önemli bir konumda. Türkiye 12 yaş üstü nüfusunun yaklaşık %60’ının radyo dinleyicisi olduğunu, %40’ının ise haftada 5 ya da daha fazla günde radyo mecrasını tükettiklerini gördüğümüzde, radyonun önemi daha da iyi anlaşılıyor. Dijital dinlenme oranları da giderek artıyor.

Sektörel anlamda baktığımızda, radyonun diğer mecralara göre çok daha temiz ve şeffaf bir iletişim ortamı sağladığını ve kişi başına erişim maliyetleri açısından uygun mecralardan biri olduğunu görebiliyoruz. Uygun kişi başı erişim maliyetleri ile yüksek frekans sağlama kapasitesine sahip olan radyo, tüketiciyi subliminal olarak harekete geçirme olasılığının yüksek olduğu bir mecra. Ayrıca radyonun bölgesel ve yerel hedefleme olasılıkları ile pazarlama önceliklerini yine çok uygun maliyetlerle destekleme yetisine sahip olduğunu söyleyebiliriz.

Radyonun gelişimi için en önemli unsurlardan biri de sektörün tüm paydaşlarının bir araya gelerek, tıpkı mecranın uzun döneme yayılan gelişiminde olduğu gibi kolektif bir yapıda, uygun ölçümleme metodolojilerinin doğru adımlarla oluşturulması. İlk günden en doğrusunu beklemeden sürece yayılan kolektif çalışma yöntemleri ile radyo ölçümü ve analizlerinde güven ortamını sağlamak önem taşıyor. Reklamcılar Derneği olarak bizler, reklamverenler ve de tüm yayıncılar tarafından kabul gören bir araştırmanın varlığı, radyonun bugün yaşadığı birtakım sorunları aşması için atılması gereken adımlardan bir tanesidir.

Tüm sektörce kabul gören bir araştırmanın varlığının yanı sıra içeriğin kral olduğu günümüzde yayıncıların da etkin içeriklerin üretilmesine önem vermeleri ile dinleyiciler ve reklamverenler için artı değer yaratımının öne çıkarılmasının radyonun günümüzde hak ettiği değere ulaşmasını ve korumasını kolaylaştıracağı inancındayız.

Banun Erkıran
RD Yönetim Kurulu Üyesi
@berkiran

 

Bu yazı, Campaign Türkiye’nin Aralık 2015 sayısında yayımlanmıştır.