artwork

Online esnafın doğuşu

2 yıl önce

0

Ticaret Bakanlığı bünyesindeki Elektronik Ticaret Bilgi Sistemi’nin açıklamış olduğu verilere baktığımızda; Türkiye’de e-ticaret 2021 yılında 381 Milyar TL büyüklüğüne ulaştı. Bu rakam, 2020 yılına göre %69’luk artış anlamına geliyor. E-ticaretin genel ticarete oranı ise %17,7 oldu. ETBİS verilerine göre; 2021 yılı itibarıyla Türkiye’de e-ticaret yapan firma sayısının yaklaşık 485.000’e ulaştı. Verileri incelediğimizde bu işletmelerin 26.442 adedin kendi sitesinden, 472.604’ünün pazar yerlerinden satış yaptığını görüyoruz. Yani online Pazar yerleri e-ticarette lokomotif olmaya devam ediyor. Diğer taraftan 2022’de ise e-ticaret sektörünün 560 milyarı gececeği tahmin ediliyor. 

Bu rakamlara hepimiz aşinayız ve biliyoruz. Tek gerçek ise e-ticaretin, önümüzdeki yıllarda genel ticaretten daha fazla pay alacağı. Her alanda hızla yaşadığımız dönüşüm, doğal olarak ticarette de yaşanıyor. Asıl zihinleri meşgul eden soru; e-ticaretin bu büyümesinden hangi oyuncular, markalar daha fazla pay alacak? Bu sorunun cevabı kolaymış gibi gözükse de aslında cevaplanması biraz karmaşık. İlk akla gelen ve büyük oranda doğru olan cevap pandemiyle çok hızlı büyüyen e-ticaret platformları, kendi sektörlerinde dijital iş dönüşümünü başarıyla tamamlayan markaların daha fazla pay alması olacaktır fakat markaların, e-ticaret ekosistemine adapte olması için iki konuyu anlamlandırması gerekiyor:

  • Online alışverişcinin karar verme sürecine dahil olmak:

Markaların, hızla değişen tüketici satın alma davranışını anlamasından geçiyor. Çünkü markaların sadece dijital iş dönüşümünü tamamlaması online alışveriş ekosisteminde başarılı olması için yeterli olmayacaktır. İnsanlar günümüzde internet üzerinde sayısız seçeneğe sahip: Arama motorları, sosyal medya, fiyat karşılaştırma siteleri, inceleme siteleri ve çok daha fazlasına… Online alışveriş yapanlara sunulan çok sayıda seçenek ve bilgi, satın alma yolunu giderek bir temas noktaları ve karar verme ağına dönüştürüyor. İnsanların satın alma karar verme şekli oldukça karmaşık bir hale geldiğini söylemek yanlış olmayacaktır.

Dolayısıyla internetin büyümesiyle beraber, Türkiye’deki insanların yoğun bir şekilde online alışverişe yönelmesi, markaların doğru zamanda doğru yerde olmalarını da bu yüzden oldukça önemli hale getiriyor. Satın alma yolculuğunun bu karmaşık dünyasında öne çıkmak kolay bir iş olmasa da, müşterilerini başarılı bir şekilde “Satın Al” düğmesine yönlendirmek isteyen markaların bu yoluculuğu anlamlandırması gerekecek. 

  • Online esnafın gücünden yararlanmak: 

İkinci konu, daha doğrusu resmin görülmeyen kısmı ise Türkiye’de genel ticaretin büyük kısmını gerçekleştiren esnaf, mikro işletmeler ve KOBİ’lerin online alışveriş ekosistemine markalardan daha hızlı adapte olduğudur. En önemlisi ticarette söz sahibi olan markaların; e-ticarette bu kesimle yeni ticari model ve ortaklık yaratmak için ileriye dönük planlarının olması gerektiğidir. Geleneksel ticarette nasıl RAMİ’deki toptancı, KOBİ ve bayiler markalar için önemliyse; değişen ve dönüşen ticaret içinde online esnaflarda markaların büyümesi için o kadar önemli olacaktır. Markaların, özellikle dağıtım ağlarının giderek daha fazla tekelleştiği bir ortamda bu tarz farklı iş birliklerine ve modellere ihtiyacı olacaktır. 

Ticaret Bakanlığı’nın açıkladığı verilerden bir taneside Türkiye’de e-ticaretle uğraşan işletme sayısının 2021’de 472.604’ ulaşmış olmasıdır. Bu sayı 2019’da 68.000, 2020’de 256.861 civarındaydı.  Üç yıllık dönemde neredeyse 7 kat artıştan bahsediyoruz. Diğer önemli veri ise; e-ticaret yapan işletmelerin %74’ü bir, %12’si iki pazar yerinde satış yapmayı tercih ederken, %6’sı üç pazar yerini ve %3’ü dört pazar yerini tercih ederek satış gerçekleştiriyor. Bu durumu destekleyen diğer çarpıcı rakam ise Euromonitor’un 2021 perakende raporunda mevcut. Raporda “3rd party merchant” diye tabir edilen online esnafların toplam perakendeden aldığı pay, %10 ile birinci sırada. Bu üç veriden yola çıkarak Türkiye e-ticaretinin büyük bir kısmının, mikro işletme & KOBİ’ler tarafından gerçekleştirildiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Tüm bu veriler aynı zamanda e-ticaret lokomotifinin büyük marka ve işletmeler olmadığını da gösteriyor. Dolayısıyla e-ticaret platformlarının da satış, dağıtım ve ürün  gücünü pazar yerinden, online esnaflardan aldığını rahatlıkla ifade edebiliriz. 

Kaynaklar:

  • TC Ticaret Bakanlığı 2021 Yılı E-Ticaret Verileri
  • Google Türkiye – Türkiye’de tüketici alışveriş alışkanlıkları
  • Euromonitor Mart 2022 Türkiye Perakende Analizi

Kağan Yıldızalp

Publicis Groupe Turkey Chief Media Officer

 

 

 

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 124. sayısında yayımlanmıştır.

Senin için
Tümünü göster
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu: “Türkiye bölgesel bir üs…

T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Türkiye’nin sunduğu yatırım fırsatlarını küresel iş...