artwork

Okumayana Louis Vuitton yok

10 yıl önce

0

Lüks markalar hikayelerini anlatmak ve daha ilgi çekici hale getirmek için sürekli yeni projeler arıyorlar. En yeni trend ise bu markaların okur-yazar tüketicilere yönelik projeleri.

Hani “Okumayana kız yok” deyişini duymuştum da, okumayana Louis Vuitton verilmediğinden haberim yoktu. Lüks tüketim ürünleri aslında sadece bir gereksinimi karşılamıyor, böyle olsaydı Instagram için çektiğiniz fotoğraflara ille de Diptyque mum sokuşturmaya kalkmaz, Glade mumla yetinirdiniz. Alım gücünün yettiği yelpazedeki ürünler arasından yaptığınız seçim aslında sizin yaşam standardınızı, dünya görüşünüzü ve hatta kültür seviyenizi gösteriyor.  Durum böyleyken, markalar sizin kültür seviyenize nasıl katkıda bulunuyorlar? Yeni trende bir bakalım: Moda ve lüks dünyasında git gide artan okur-yazar tüketicilere yönelik projeler.

Marc Jacobs’un kitap seçkisi

Marc by Marc Jacobs mağazalarında farklı kitaplar sattıklarını görmüştüm fakat daha önce Bookmarc isimli kitapevine hiç girmemiştim. Geçen hafta sonu yazıyı araştırmak üzere Paris’e gittiğimde denemeye karar verdim. Place du Marché Saint-Honoré’da Marc Jacobs’un mağazasının hemen yanında küçük bir kitapevi açmış bu marka. Küçük olmasına rağmen içerideki kitapların hepsi birbirinden ilginç; öyle bir kitap seçkisi hazırlanmış ki, her biri ayrı bir yazının konusu olabilir. Ayrıca Marc Jacobs markası tarafından hazırlanmış farklı kartpostallar da satışta. Hediyelik almak için iyi bir adres. Kitapevinin müdürüyle konuştum ve öğrendim ki aslında ilk olarak New York’ta açmışlar ve başarılı satış sonrası Paris’e de aynı konsepti getirmeye karar vermişler. Zaten bakıldığında Paris kitapseverlerin en sevdiği şehirlerden biri Avrupa’da; her metrekareye en az on beş tane kitapevi düşüyor desem abartmamış olacağım.

Louis Vuitton kitaplarıyla gezmek

Mağazadan elim kolum poşetlerle çıkıp da saatime baktığımda yaklaşık iki saat harcamış olduğumu gördüm. Poşetlerin içinde ne ayakkabı ne çanta vardı laf aramızda. Amazon’da bile bulamadığım, her yerde ‘out of stock’ olmuş iki tane sanat kitabını yakalamıştım Louis Vuitton’un kitap raflarında. Louis Vuitton farklı yayınevlerinin kitaplarını satmak dışında, kendi kitaplarını da basıyor. Louis Vuitton Travel Diaries adı altında dünya üzerindeki birçok farklı şehri bir Louis Vuitton müşterisinin nasıl gezmesi gerektiğini öğretiyor. Biz çok gezen mi bilir çok okuyan mı diye soraduralım, Louis Vuitton’a göre markanın kendi kitabını okuyarak gezen kişi en iyiyi biliyor. Saint Germain’da önemli yazarları ağırlayan Cade de Flore’un hemen yanında yazı odası anlamına gelen ‘Cabinet D’Ecriture’ diye bir konsepte sahip Louis Vuitton. Önemli yazarlarla buluşmalara ev sahibi olacak bu alanda, Louis Vuitton ajandalarını satın almamız veya timsah derisi kaleminizin üzerine isminizin baş harfini eklettirmeniz mümkün. Çin’den tutun Rusya’ya kadar yeni marketler lüks tüketiminde yükselirken, markalar ürünlerin hikayelerini anlatabilmek için ellerinden geleni arkalarına koymuyorlar.

Gucci Book Club

Floransa’da Piazza Della Signoria’da Gucci Müzesi’ni gezmeniz mümkün. Gucci’nin tüm geçmişini arabalardan tutun piknik setlerine kadar farklı ürünlerle anlatan müzenin hemen girişinde Gucci’nin kitapevi var. Kitapevinde gerek sanat kitapları gerekse marka tarafından hazırlanmış kitap aralıkları, defterler, mumlar ve boyalar alabilirsiniz. Fakat bu proje sadece Floransa’yla sınırlı değil, marka okur-yazar müşterilere ilgisini gösterebilmek adına her ay Facebook üzerinden bu projeden bahsediyor. “Gucci Book Club” adını verdiği albümde her ay farklı bir tema üzerine Gucci’nin tavsiye ettiği kitapları bulmak mümkün.

Entelektüellerin markası Prada

Entelektüellerin ilgisini en çok çeken marka hangisi diye sorsalar şüphesiz Prada cevabını veririm. Zamanında tüm sanat galeri sahiplerinin ve sanatçıların benimsediği bu marka okuma ve yazmaya çok değer veriyor; öyle ki yeni gözlükleri pazarlamak üzere “Journal” ismini verdiği yarışmayla şu soruyu sordu genç yazarlara: “Gözlerimiz bize ne gibi bir gerçeklik gösteriyor? Ve bu gerçeklik gözlük camı ardından bize nasıl yansıyor?” Yarışma sonucu seçilen hikayeler bir kitapta toplanılacak ve sınırlı sayıda basılacak.

Sonuç olarak baktığımızda, tüm önemli lüks markaları ya kendi hikayelerini anlatan kitaplar basıyorlar ya da kendi kitapevlerini açıyorlar. Dolce & Gabbana’ya baktığımızda hemen hemen her sezon yeni bir kitap çıkardığını görüyoruz, Zegna 100 yılını tamamladığı gün hikayesini anlatan bir kitap yayımladı. Bulgari’den Pucci’ye tüm markaların kitapları mevcut. Hep diyoruz ya, sadece ürün değil ürünün hikayesi de önemli lüks marka satışlarında, işte markalarda bundan haberdar olmalı ki hikayeleri anlatmak için sürekli yeni projeler arıyorlar. Karl Lagerfeld’e baktığımızda tasarımcılar arasında en çok kitaba sahip olanlardan biri ve diyor ki: “Kütüphanemdeki tüm kitapları tabii ki okumadım, kütüphane dediğiniz okunmamış kitaplara da sahip olmalı yoksa size sadece geçmişi hatırlatmaya yaratan bir nesneye döner. Oysaki kütüphane size sürekli yeni bir şeyler anlatmaya çalışan bir dost olmalı…”

Durum böyleyken düşünüyorum da belki de lüks markalarına giriş yakın zamanda parfümler olmaktan çıkıp kitaplar olmaya gidecek. Ne dersiniz?

 

Yiğit Turhan / Gucci WW Sosyal Medya Stratejisti 

@yigitturhan

Bu yazı Campaign Türkiye’nin Şubat 2014 sayısında yayınlanmıştır.