‘O an’ı yakalamak…

1300 yıl önce, Maya uygarlığında din adamları en son 2012 kış ayını tablete yazmış ve bu tarih Maya takviminin bitişi olarak kabul edilmiştir. Ancak Maya takviminin bitişi yanlış yorumlanıyor.

2012’de tarihte bir dönemin kapandığı doğru. Ancak bir sonun değil, yeni bir asrın başlangıcının, dijital devrimin habercisi.

Dünyada birçok dinamiğin değiştiği, iletişimin sınırlar olmadan sürekli kılındığı bir döneme girdik ve hızla bu değişimin bir parçası oluyoruz. Bundan sadece 15 yıl önce internet, bilgiye erişip okumakla sınırlıyken, bugün artık gerçek hayattaki tüm paylaşımlarımızı da bu dünyaya taşıyoruz.

Her saniye ortalama 2000 tweet atılırken, her gün Google+ üzerinden 1 milyar yeni öğe paylaşılıyor. Yaşanılan bu dijital devrimi ilk farkeden ve adapte olan, bireysel kullanıcılar oldu. Ve bu değişim davranışlara yansıdı. Bilgiye erişimde ve paylaşımda internet ile birlikte sınırların ortadan kalkması kullanıcıları daha güçlü hale getirdi. Artık kullanıcılar herşeyi internet üzerinden keşfediyor, markalar hakkında fikir yürütüp, satın alma kararını burada veriyor. Yapılan araştırmalarda bu oranın yüzde 85’in üzerinde olduğu gözlemleniyor.

Değişen bu satın alma yaklaşımı paralelinde pazarlama stratejilerinin de değişmesi markaların başarısının devamlılığı için önemli. Bugün tüketiciler herhangi bir ürünü ya da hizmeti duyduklarında ilk tepkileri ‘internetten bakayım’ oluyor. İşte markalar için bu ‘an’ı yakalamak çok kritik. Onların cep telefonları ya da PC’lerinden bilgiye erişip, karar verme anını yeni pazarlama yaklaşımında ‘Zero Moment of Truth’ olarak adlandırıyoruz. Bu an, alışveriş listesinde yer alması gereken markaları belirlemeden, hangi noktadan satın alım yapılacağının karar verilmesine kadar birçok süreci etkiliyor. Artık hedef kitle ile iletişimde olmak, tek bir kanaldan mesajları iletmek ile sınırlı değil. Tüketiciler markalar ile iletişim kurmak istediklerinde markaların onların istediği anda cevap verebiliyor olması önemli. Bu değişim döneminde göz önünde bulundurulması gereken teknolojinin ya da rekabetin gerisinde kalmamak değil kullanıcının gerisine düşmemek. ‘O anı’ yakalamayı pazarlama stratejisi olarak benimseyen markalar hızlı değişimde başarılarını sürekli kılabileceklerdir.

Bülent Hiçsönmez
Google Türkiye Ülke Direktörü