artwork

Nedim Özkan: “Halkla ilişkiler sektörünün çoğu profesyoneli ‘dijital göçmen”

5 yıl önce

0

İz İletişim Ajans Başkanı Nedim Özkan, değişen halkla ilişkiler dinamikleri ve PR 2.0 hakkında konuştu.

Halkla ilişkiler sektöründe dördüncü evreyi yaşıyoruz. Bu evrede teknolojik gelişmelerle birlikte dijitalleşme kavramı hayatımıza girdi. Müşterimiz ve hedef kitlemiz aynı olsa da hepsinin tutum, davranış ve bilgi edinme metodolojileri değişti. Biz de hep aynı işi bu değişime ayak uydurarak yapmaya çalışıyoruz. 10 yıl önce çok iyi bir sosyal sorumluluk projesi yapmak ya da iyi medya çıktısı almak başarı kabul edilirdi. Bugün ise dijital mecralardaki varlığımız bir başarı görülüyor. Ama sonuca baktığımızda bunların karmasının tamamının hala toplam başarı kriteri olarak kendini koruduğunu görüyoruz. Çalışma sistemimiz zenginleşti. Dün belli mecralar özelinde hemen hemen aynı tarzda içerikler üretirken bugün geleneksel, dijital ve sosyal medya için aynı mesajları veren farklı içerikler üretiyoruz. Hedef kitlenin mesajı alabilmesi içinse daha özgün ve dikkat çekici olmaya çalışıyoruz. Bu da günün sonunda sektördeki yaratıcı zihinlerin artmasını sağlıyor.

“Dijital yerliler” kavramı

En önemli etken dijitalleşme… We Are Social 2018’in verilerine göre Türkiye’de 55 milyona yakın aktif internet kullanıcısı var. Bu kullanıcılar da günde ortalama 7 saatlerini online olarak geçiriyorlar. Bu da demek oluyor ki haber aldığımız mecralar değişti. Halkla ilişkiler sektörünün çoğu profesyonelini “dijital göçmen” olarak tanımlayabiliriz. Ancak bugün çoğu markamızın hedef kitlesi büyük oranda “dijital yerliler”den oluşuyor. Bu sebeple bizler de geleneksel iletişim yetkinliklerimizin yanında dijital mecralarda ve sosyal medyada etkin iletişim yapabilmenin yöntemlerini keşfediyoruz. Henüz uyum sağlama sürecimizi tamamladığımızı söylemek doğru olmaz ancak yola çıktık diyebilirim.

Mecraya özel içerikler

İnternetin hayatımızda kapladığı yerin artmasıyla birlikte her bir bireyin ‘haber’ olarak algıladığı içeriğin tarzı da değişti. Artık insanların beklentisi ilgi alanlarına hitap eden özel içerikler okuyabilmek, izleyebilmek. Dolayısıyla halkla ilişkiler ajansları olarak bizler de tek bir bülten yazıp bunu geleneksel ve dijital tüm mecralarla paylaşmak yerine mecralara özel içerikler üretmeye başlamalıyız. Ayrıca markanın iletişim fırsatlarını hedef kitlenin takip ettiği mecralarda değerlendirmeye özen göstermeliyiz. Tabii bunların en başında tüm iletişim stratejimizi bunun üzerine kurup müşterilerimizi de bunun doğruluğuna/etkinliğine ikna etmemiz gerekiyor. :)

Halkla ilişkilerin geleceği büyük bir noktaya gidiyor

Dünyanın yaşadığı teknolojik ve biyoteknolojik gelişmeler, iletişim sektörünü tüm diğer sektörlere kıyasla daha büyülü bir hale getiriyor. İletişim danışmanlığının geleceğin en önemli mesleklerinden biri olacağına inanıyorum. Yapay zekanın mükemmel bir cerrah veya finansçı olacağı bir dünyada; iletişim gibi insan duyguları, tutum ve davranışlarına dokunan işlerin yapay zekanın ulaşamayacağı bir noktada olacağını düşünüyorum. Çünkü bizim işimiz bir sanat icra etmeye benziyor.

İnsan iradesinin ve insan duygularının etkilenmesi ve yönetilmesi konusunda yapay zekadan faydalansak bile mesleğin ruhunun ölmeyeceğini düşünüyorum. Halkla ilişkilerin geleceği tüm dünyada çok parlak, büyülü bir noktaya gidecek.

Ülkemizde henüz meslekleşme aşamasında sıkıntılarımız olsa bile dünyadaki bu büyünün bizde de yerine oturacağına, daha itibar sahibi, daha donanımlı ve iyi eğitim almış insanların bu mesleğe yöneleceğine kalpten inanıyorum.

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 83. sayısında yayımlandı.

Senin için
Tümünü göster
Netflix Türkiye’ye karşı ayaklanma

Aynı yüzler, aynı hikayeler, aynı kalemler…...