Michael Roth şirket yönetimi hakkında ipuçları veriyor

Interpublic Group Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Michael Roth, Advertising Week Europe‘a yaptığı açıklamada, nasıl “beyaz ve erkek” bir şirketi, %54 kadın liderliğinde bir şirkete dönüştürmeyi nasıl başardığını anlattı.

 

Michael Roth, 2005 yılında ilk kez IPG’nin yönetimini üstlendiğinde, grubun (hepsi erkek ve beyaz olan) ajans yöneticileriyle bir toplantı düzenlemiş. Toplantıyla ilgili Roth, Cosmpolitan dergisi baş editörü Farrah Storr ile yaptıkları röportajda şunları söylüyor, “Şirketin yönetim kurulundaydım ve IPG’yi değiştirmemi istediler. Bu toplantıda şirketin bir sorununun kadın azlığı olduğunu ve değişmesi gerektiğini söyledim.”

Bu değişim kararı şirket tarafından ve hatta bütün sektör tarafından reddedilmiş. “Beni bir yabancı olarak gördüler. Bir vergi avukatı. Çoğu insan, iş hakkında hiçbir şey bilmediğimi varsayarak, ‘Sadece şirketi yönetmek için yönetim kurulundan gelen takım elbiseli birisiniz’ dediler.”

“Her şeyden önce kapitalist bir domuzum, bunu ortaya koyayım. Şu bir gerçek ki, bu sektördeki finansal motivasyon, gidilecek rotayı kesinleştirmek. Bunu değiştirmenin en net yolu, finansal hedefler belirlemek ve insanlara sorumluluk vermektir“ diye anlatıyor.

Böylece, çok çeşitli bir KPI (Anahtar Performans Göstergesi) belirledi. İlk yıllarda, hedeflerin ulaşılabilir olmasını sağladı. Yine de, ajans başkanlarının çoğu bu hedefi hiç ciddiye almadı, hatta bu hedeflere ulaşmaya yaklaşamadılar bile.

“Bu ajans başkanlarından birine 150.000 dolar ceza verdim ve beni arayıp çok kaba bir dille konuştu. Çocuk gibi, ayrılmak ve müşterilerini çekmekle tehdit etti. Ona basitçe, kal ve daha iyisini yap ya da git dedim. O da kalmayı seçti ve bir sonraki yıl en iyi performans gösterenlerden biri oldu.” diye anlatıyor.

Bazıları buna kutucukları işaretleme egzersizi diyor olsa da Roth, dikkatli bakarsanız, kadın olması veya ten rengi farketmeksizin iş için doğru kişileri işe alacağınızı söylüyor.

“İşimiz özellikle tüketicilerle bağlantı kurmak ve pazarlama iletişimi işi için bu bir zorunluluk. Eğer tüketiciyi temsil etmiyorsak, değer kattığımızı da söyleyemeyiz.”