artwork

Markanızı insanlaştırmanın 7 yolu

2 yıl önce

0

İnsanlar diğer insanlarla bağlantı ve ilişki kurar, onlara güvenir. WordStream Eski İçerik Pazarlama Uzmanı Margot Whitney de markaların insanlarla nasıl daha kalıcı ve samimi ilişkiler kurabileceği üzerine tavsiyelerde bulunuyor.

Biri size güvenmiyorsa, sizinle iş yapar mı? Tabii ki hayır. Markanızın sadece para kazanma hedefinin çok ötesine geçtiğini göstermek için yüzler ve isimlerle hareket etmek son derece kritiktir. Bazı işletmeler, markalarını arka planda çalışan insanlara bağlayarak, onu kitleler için ilişkilendirilebilir ve akılda kalıcı hale getirmekte başarılıdır. Ancak diğerleri kendilerini, tüm kanallarda tek bir monoton markalı sesin kullanıldığı kimliği belirsiz, soğuk ve kurumsal bir ortamla sınırlar. Korkutucu…

En sevdiğiniz markaları düşünmek için bir saniye ayırın. Hangileri öne çıkıyor? Benim için Rent the Runway, Charity Water, Wistia ve HubSpot hemen aklıma geliyor ve şaşırtıcı olmayan bir şekilde bunların hepsi insanlaştırma sanatında ustalaşmış markalar. Evet, bazı endüstrileri pazarlamak daha kolaydır. Örneğin; perakendeciler ve hayır kurumları, markalarını yazılım veya sigorta şirketlerine göre daha kolay insanlaştırabilir ancak HubSpot gibi şirketler, sıkıcı görünebilecek bir markayı insanlaştırmanın gerçekten mümkün olduğunu kanıtlıyor.

Neticede markalar da insanlar tarafından oluşturuluyor, peki neden bazen iletilen pazarlama mesajlarının robotik olduğunu hissediyoruz? Kulak verdiğimiz pazarlama ile kolayca unutulabilen pazarlama arasındaki fark, kitlelerimiz arasında bir bağlantı oluşturmak için ilişkilendirilebilir ve insani özelliklerin kazandırıldığı bir marka yaratma yeteneğidir.

Pazarlamacılar olarak trafik kazanmaya, nitelikli potansiyel sonuçlar elde etmeye, bu potansiyel sonuçları müşterilere dönüştürmeye, bu müşterileri elde tutmaya ve geliri artırmaya çalışıyorsunuz ancak bir an için kendinizi bu para kazanma zihniyetinden uzaklaştırın. Şirketinizin web sitesine göz attığınızda nasıl hissediyorsunuz? Peki ya sosyal medya kanallarında ve e-posta pazarlama kampanyalarında? Gönderdiğiniz tüm mesajlar tamamen tanıtım amaçlı mı? Yalnızca satış ağırlıklı içeriği zorlamayı bırakıp “GERÇEK BİR KİŞİ” olarak pazarlamaya başlarsanız, markanızın 50 kat daha başarılı olabileceğini hiç düşündünüz mü?

Marka insanlaştırmanın uzun vadeli ticari büyüme için çok önemli olduğu konusunda şimdiye dek ikna edici olduğumu düşünüyorum. Şimdi ise hedef kitlelerinizle markanızın ardında parlayan kişilikleri göstermenin yedi yolunu aktaracağım.

1: Ekibinizi Gösterin

İçe dönük mühendisini (stereotip amaçlı) veya üniversite yıllarındaki genç stajyeri göstermenize gerek yok ancak pazarlama çabalarınızda kullanmak için ofiste çalışan bazı kişileri değerlendirin. İşin arkasındaki gerçek kişileri göstermek, potansiyel müşterilerle güven oluşturmaya ve aynı zamanda müşterinin kalma olasılığının ömrünü uzatmaya yardımcı olur. Markanın arkasında bir ekip olduğunu fiziksel olarak görmek başlı başına bir etkidir. Başlangıç için bu ipuçlarını izleyebilirsiniz.

Şirketinizde çalışan GERÇEK insanların GERÇEK fotoğraflarını kullanın

Bu doğru, stok fotoğraflar işe yaramaz. Berbat bir fotoğrafçıysanız ve birini işe alacak bütçeniz de yoksa, şirket içinden birine verin bu görevi (en azından iPhone fotoğrafçılığı sanatında ustalaşmış birileri olabilir) Hakkımızda ve Kariyer sayfalarınız gibi web sitenizin çeşitli bölümlerinde çalışanlarınızı gösterin. Çalışanlarınızı içerik boyunca ve ana sayfanızda göstermek bile geçerli bir stratejidir. Her bir içeriği kimin yazdığını açıkça belirtin ve yazarın bir fotoğrafını ekleyin. Şirketinizin Facebook sayfasında gezilerden, etkinliklerden ve hatta ofisteki komik anlardan albümler paylaşın. Günlük ofis anlarını gösterdiğiniz bir Instagram hashtag’i oluşturun. 

HubSpot bunu sürekli olarak yapıyor. Ana sayfalarında bile iş yerinde çalışanların bir fotoğrafı var. 

Personelinizin komik ve ilişkilendirilebilecek yönlerini gösterin

Buradaki amaç, dünyaya şirketinizin bir grup katı, ruhsuz, kurumsal kişilerden oluşmadığını; paranızı almak yerine size yardım etmek için orada olan, ilişkilendirilebilir, eğlenceli ve zeki bireylerden oluştuğunu göstermektir.

2: Çalışanlarınızı marka destekçilerine dönüştürün

Artık sosyal medya dünyasında yaşıyoruz. Çalışanlarınızın çoğu muhtemelen aktif LinkedIn, Twitter, Facebook ve hatta Periscope hesaplarına sahip. Bu, ister arkadaş ister aile, isterse tamamen yabancı olsun, bağlantıları olduğu anlamına gelir. Markanız hakkındaki konuşmaları yaymak için çalışanınızın bağlantılarından yararlanmalı ve onları şirketinizin yüzleri olmaktan, müşterilere hizmet etmekten gurur duyduklarını göstermelisiniz.

Bu tabii ki tehlikeli de olabilir. Diyelim ki çalışanlarınızdan biri çok güçlü siyasi veya dini görüşlere sahip ve şirketinizin bu tartışmalı konulardan uzak durmasını tercih ediyorsunuz. Herhangi bir çatışmayı önlemek için marka hakkında gönderi paylaşırken çalışan yönergeleri oluşturmanızı tavsiye ederim. Konuşma özgürlüğünü ellerinden almadan, çalışanları, görüşlerinin işverenleriyle illa ki benzeşmeyeceğine dair bir tanıtıcı yazıya yer vermeye teşvik etmek isteyebilirsiniz (aşağıdaki örneğe bakın).

Her çalışan bir marka destekçisi olarak hizmet ederken kendini rahat hissetmeyecektir. Sorun değil, ancak çalışanları şirketle ilgili belirli içerikleri paylaşmaya teşvik eden e-postalar göndermek hatta bir fikir liderliği ekibi oluşturmak, markanızı çok olumlu ve etkili bir şekilde insanlaştırmaya yardımcı olabilir.

3: Bir sosyal medya veya topluluk yöneticisi işe alın

İnsanlaştırmada üstün olma eğilimindeki markalar, şirketin bu bileşenini oluşturmak için iş birliği içinde çalışan özel bir çalışanı veya ekibi olan markalardır. Kişi, dinleyebilen, etkileşim kurabilen ve karşılık verebilen biri olmalıdır. Yaratıcı ve sosyal, doğal bir problem çözücü, insanlara yardım etme tutkusu olan biri ideal aday olacaktır. Bazı sorumlulukları şöyle:

    • Yerel etkinlikler düzenlemek: Örneğin; Startup Institute’un düzenli etkinlikler yürüten bir topluluk yöneticisi var. “Ladies Night” adlı kaya tırmanışı tesisiyle ortaklık kurdular. Katılımcılar bazı genç kadın girişimcilerden haber almak için geldi ve ardından indirimli fiyattan tırmanabildik. Bu, markanızı daha geniş bir kitleye eğlenceli ve etkileşimli bir şekilde tanıtmanın, şirketinizin yerel topluluğa dahil olduğunu göstermenin harika bir yolu.
  • Çevrim içi topluluk oluşturun: Müşterilerinizin tümü yerel olmayacak. Neyse ki çevrim içi bir topluluk oluşturmak, bir markanın insansı yanını büyük ölçüde artırabilir çünkü bu, potansiyel müşteriler, mevcut müşteriler ve çalışanların çevrim içi etkileşim kurması, sohbet etmesi ve bağ kurması için olanak sağlar. Bu toplulukları sosyal medya aracılığıyla bile oluşturabilirsiniz. Örneğin; restoran inceleme sitesi Infatuation, sosyal medyada yemek resimlerini etiketlemek için #EEEEEATS hashtag’ini yaygın bir trend haline getirerek çevrim içi bir topluluk oluşturdu.
  • UGC kullanın: Kullanıcının geliştirdiği içerik kullanımı, sadece markanızı insanlaştırmakla kalmaz, aynı zamanda müşterilerinizi heyecanlandırır. Mesela bir Nike reklamında öne çıkmanın nasıl bir şey olduğunu hayal edebiliyor musunuz?

4: Otomatikleştirilmiş pazarlamanızı kişiselleştirin 

Markanızı gerçekten insanlaştırmak için bir lider veya müşteriyle olan her temas noktanızın biraz kişiselleştirilmiş olduğundan emin olmanız gerekir. Bir e-postada kişinin adını mı, yoksa “siz” gibi doğrudan bir dil mi kullanıyorsunuz?

Kişiselleştirilmiş mesajlaşmayla “yeniden pazarlama” taktiklerini uygulayın. Potansiyel müşterilerinizin dönüşüm hunisinin neresinde olduğuna bağlı olarak faydalı e-postalar göndermek için stratejileri otomatikleştirin. Henüz öğrenme aşamasındalarsa, daha önce görüntüledikleri veya aradıkları içerikle uyumlu, tanıtım amaçlı olmayan, yardımcı içerikler gönderin. Günümüzde hedef kitleniz için kişisel bir deneyim yaratmanın pek çok otomatik yolu var.

Seattle’daki MozCon’da, kişiselleştirilmiş pazarlamanın başarılı bir örneğini paylaşan Optimizely’de çalışan Cara Harshman’dan kişiselleştirilmiş pazarlama hakkında bilgi alma zevkini yaşadım. Dairesini yeniden dekore ediyordu ve CB2’da gözüne çarpan bir şey bulmuştu. Seçeneklerini tartarak, daha iyi bir anlaşma için herhangi bir potansiyel fırsatı kaçırıp kaçırmadığını görmek amacıyla Craigslist ve diğer e-ticaret sitelerine bakmaya karar verdi. Bir hafta sonra CB2’da gördüğü medya konsolunun bir fotoğrafı gelen kutusunda idi ve mail konusunda “Hâlâ karar aşamasında mısınız?” yazıyordu. Gerçekten de Cara hâlâ karar veriyordu ancak bu e-posta hatırlatıcısı onu, parçayı satın almaya teşvik etti. Cara, CB2’nin aklını okuduğunu ve gerçekten onun ihtiyaçlarına dikkat ettiğini hissettiğini söyledi.

Kişisel düzeyde bağlantı kurduğunuzda kitleniz, markanızın insan unsurlarını gerçekten hissedebilir.

5: Yeni ve sadık müşterilere hoş geldiniz/teşekkür mektupları gönderin

İşletmenize bağlı olarak, her yeni müşteriye hediye göndermek mümkün olmayabilir. Örneğin; bir perakendeciyseniz bu bir anlam ifade etmeyebilir (özellikle elmas satıyorsanız) ancak minnettarlığınızı göstermek için kişiselleştirilmiş bir teşekkür mektubu ve düzenli alıcılara özel teklif göndermek gibi yapabileceğiniz şeyler vardır. 

Kısa bir süre önce WordStream’de hoş geldiniz kartpostalları ve tişörtler göndermeye başladık ve müşterilerimiz buna bayılıyor.

6: Bir kişilik oluşturarak yazın

Hiç uykunuzu getiren bir blog yazısı okudunuz mu? Muhtemelen hayır çünkü ilk birkaç cümleden sonra sayfayı terk etmişsinizdir. Davetkar olmayan ve “büyük kelimelerle” dolu monoton, kibirli bir sesle yazarsanız olacağı budur. Okurlarınız, zeki görünmek için çok uğraştığınızı anlayabilir ve süslü jargonunuzla pek de ilgilenmediğini fark edebilir.

HubSpot’tan Corey Eridon: “İş ve sektöre özgü jargon kullandığınızda, süper akıllı ve önemli göründüğünüzü düşündürmesine rağmen, gerçekte ulaşılmaz biri gibi görünebilirsiniz.” diyor.

Tüm site içeriğiniz kişilikle bezenmelidir – zekâ, mizah, duygu – bunların hepsi eklenen artılardır. Bu kişilik kazandırılmış gönderiler, içerik üreticilerinizin ve katkıda bulunanların yazı stiline bağlı olarak değişecektir ve bu hiç de sorun değil. Markanızın tek bir sese bağlı kalmasına gerek yok. Ana sayfanızdaki metnin çok özelliksiz olmadığından emin olun, metniniz benzersiz olsun.

Bir zamanlar bana verilen ilk görevin bir blog yazısı yazmak olduğu bir şirkette çalıştım. Kişiliğimle dolu bu yazıyı yazdım. Şaşırtıcı bir şekilde, kişiliğim hoş karşılanmadı. Gönderi, monoton bir parça olarak olana kadar düzenlemelerden geçti. Utanç verici! Bu şirket hiçbir zaman büyük bir okuyucu kitlesi kazanmadı.

7: Başarısızlık hikâyeleri anlatın

6Başarılarınızla ilgili başarısızlıklarınızı paylaştığınızda, hedef kitleniz genellikle çok daha fazla ilişki kuracaktır. Bu, yazılımınızdaki bir kusuru veya motivasyon eksikliği hakkındaki tüm hataları ortaya çıkarmak anlamına gelmez. Kirli çamaşırlarınızı ortaya çıkarmayın, bunun yerine kişisel hikayeleri veya öğrenilen hayat derslerini paylaşın. Blog okuyucularınızla başarısızlığın üstesinden gelme hikayelerini paylaşın veya işletmenizin, bir müşterinin başarısızlığın üstesinden gelmesine nasıl yardımcı olduğuna dair hikayeleri paylaşın.

Kendinizden utanmayın, eğer markanızı insani unsurlarınızla harmanlarsanız daha sadık müşteriler kazancaksınız.

Margot Whitney

WordStream Eski İçerik Pazarlama Uzmanı

 

 

 

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 122. sayısında yayımlanmıştır.

Senin için
Tümünü göster
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu: “Türkiye bölgesel bir üs…

T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Türkiye’nin sunduğu yatırım fırsatlarını küresel iş...