Kristal Elma’da 1. günün özeti

Kristal Elma Festivali’nde 1. gün tamamlandı. Farklı konular ve konuşmacıların katıldığı seminer ve panellerden satır başlarını derledik.

 

Levent Kömür: Bizim İçin Hep “Yeni”ydi

Mey/ Diageo Türkiye Pazarlama Direktörü Levent Kömür’ün oturumu da ilgi çeken oturumlardan biriydi. Cannes Lions’ta bu yıl olanlara değinen Levent Kömür, pazarlamanın inceliklerine de değindi ve şunları söyledi:

– Cesur olmak için kısıtlanmayı beklemeyin. Kendi kendinizi kısıtladığınızda daha fazla yaratıcı olduğunuzu göreceksiniz.

– Mükemmeliyetçilik ise bırakılması gereken bir kavram. Pazarlama temeliniz kuvvetliyse gelişine vurduğunuz her top gol olur.

– Artık reklamcı değil içerik editörü, içerik sağlayıcı istiyoruz. Markayı değil içeriği yüceltmek önemli.

– Markalı içerikte markanın logosunu öne çıkarmak eskidi artık. Markayı içeriğe yedirmek, logoyu öne çıkarmadan bu işi yapmak daha önemli.

– Gelecekte kitlelerin yaratıcılığının daha önemli olacağını düşünüyorum. Nabil Sakkabın “fikri olan herkes benim rakibimdir” lafına karşılık benim lafım “Fikri olan herkes benim ajansımdır”. Markayı seven insanlar, lovemark’ın kriterlerini de kendilerine göre yeniden uyarlayacaklar.

 

R/GA, İstanbul ofisinin duyurusunu Kristal Elma’da yaptı

R/GA EMEA Yönetici Kreatif Direktörü James Temple ise konuşmasında yeni ajans modeline ve hikaye anlatıcılığının yeni bir formatına değindi.

R/GA İstanbul ajansının da kurulduğu duyurusunu yapan Temple, “Türkiye’de şimdiye kadar Turkcell, Beko ve Akbank’la da çalıştık. R/GA şimdi de İstanbul ofisini açıyor. Bu bizim açımızdan da önemli bir mevcudiyet. Buradaki yenilenme de dünyanın hiçbir yerinde görmediğimiz bir boyutta. Sertan Eratay bu işin liderliğini yapıyor” diye konuştu.

Yeni ajans modeli ve hikaye anlatımının yeni formatı hakkında ise Temple şu konulara değindi:

– Biz ajansı bir kere başlayan ve hiç durmayan bir şey gibi görüyoruz. Çünkü dünya sürekli değişiyor. Özellikle inovasyon söz konusu olunca teknolojiyi sürekli işimize adapte edebiliyor olmamız lazım.

– Bir  taraftan pazar payıyla bir taraftan inovasyonla uğraşmanız lazım. Buradan da iletişime gidiyoruz. İnovasyon beyaz bir alan.

– Veri yaratılıyor ve pek çok araç kullanılıyor. Evler ve araçlar veriyi topluyor. Ama önemli olan veriyi anlamlı hikayeye dönüştürebilmek. Acaba veriler insanlarla duygusal bağ kurabilir mi diye bakıyoruz.

– Çeşitli araştırmalar yaptık. Dünya Kupası döneminde pizzanın Dünya Kupası’ndan, Arjantin yemeklerinin ülkenin kendisinden daha fazla arandığını gördük. Bu tarz aramalar bize çok önemli ciddi bir veri sunuyor. Tamamen insan davranışıyla ilgili ve ilginç bir durum.

– İnsanlar Robin Williams’ın ölümünden sonra onun depresyonuna ve hayatına dair geniş bağlamda durum değerlendirmesi yapmaya başladılar. Bu da yalnızca Google’ın yapabileceği bir şeydi.

– Veri ve hikaye birbirinden ayrılmaz biçimde iç içe geçmiş durumda.

– Jared Leto olağanüstü bir Oscar konuşması yaptı ve Instagram sayesinde yepyeni yerlere ulaştı.

– Veri bizim hikaye ilhamlarımız için önemli kaynaklardan biri, rolü de artmaya devam edecek.

 

Rob Newlan: “Teknolojinin zincirlerini yaratıcılıkla kırabiliriz”

Facebook Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Kreatif Direktörü Rob Newlan ise bir reklamcılık paradoksu olan mobil dünyada yaratıcılık hakkında görüşlerini açıkladı.

– Öyle bir sektörden geliyoruz ki. Dijital sektörün üzerinde rakamlardan çok ciddi bir duvar örülü durumda. Ama orada bir insanlık var. İnsanların deneyimlerini güzelleştirebilmeliyiz.

– Dijital pazarlamada kullanılan terimler güzel ama yeni değil. Burada önemli olan insanlara doğru şekilde dokunabilmektir.

– Yaratıcı bir devrim için çok uygun bir zamandayız. Bunun için yüzümüzün ileriye dönük olması gerekiyor.

– İnsanlar artık en çok mobil cihazları kullanıyorlar. Bu da yaratıcı yaklaşımlarımızda köklü değişikler yapmamızı gerektiriyor.

– İnsanlar yeni bir deneyim yaşamak istiyorlar ve yaratıcılığa da her zaman açıklar.”

– Işınlanma hissi, insanın bir yerden alınıp başka bir yere götürülmesi, çok değişik bir his. Instagram’da bunu yapmaya çalışıyoruz.

– Teknolojinin zincirlerini yaratıcılıkla kırabiliriz, sadece biraz daha elastik olmamız gerekli. Hep daha iyisini yapmak mümkün. Büyük düşünmeli, hayallerimizi gerçekleştirmeliyiz.

 

POTO: Online’da geçirilen zaman paradoxu

Maxus’un CSO’su Damien Blackden, “POTO: Online’da geçirilen zaman paradoksu” başlıklı oturumunda mobil olmanın hayatımıza getirdiği değişimlerden bahsetti.

– Değişimin yönetilmesi CEO’ların gündeminin en tepesinde.

– 2005’de 30 dakika online idik. Artık günde 2.5 saat online durumdayız. İnanılmaz bir büyüme var.

– İnsanlar günde 220 kez cep telefonlarını kontrol ediyorlar ve haftada 17.5 saat online oluyoruz.

– Markalar yeni tüketici davranışlarına uyum sağlamak zorundalar. Zira artık derdimizi 140 karakterde anlatmaya çalışıyoruz.

– Medya planlaması, medya satın alımları ve medya aktivasyonları artık çok daha önemli bir durumda.

– Game of Thrones gibi uzun ve kaliteli içerikler, artık gerçek bir para birimi olarak görülüyor.

– Artık 30 saniyelik içten bir spotla marka öykülerini anlatabilmemiz mümkün.

– Bizim görevimiz teknolojideki mikro ve anlamlı anları dengeli bir hale oturtabilmek.

– Veri tabii ki önemli, ama duygusal fikirler ve kolektivite de aynı şekilde değerli.

– Mobil cihazlar yaratıcılık için çok önemli bir fırsat. Tüketicilerin proaktif olarak ticari içerikle iletişim kurması mümkün olabiliyor.

 

“İnovatif olmak için cüret ve cesaret gereklidir”

8inc’in yöneticileri Matt Judge ve Alexandra Almaral, “Apple’ın en iyi saklanan sırrı: Perakendeyi yeniden keşfetmenin ödülü ve laneti” adlı oturumda oldukça ilgi çekici ifadelerde bulundular.

Matt Judge:

– Tasarım bir şeylerin daha iyi görünmesini sağlayabilir; ama bundan çok daha fazla bir güce sahiptir. Firmaların daha fazla performans göstermesini sağlar.

– İnovatif bir şey yapıyorsanız cesaret ve cüret son derece önemlidir. 30 kişi yaptığınız işi beğenmezken, tek kişi işinizi beğenecektir. O tek kişiye güvenin.

– Çok parlak, gerçekten fark yaratan bir şey yaparsanız insanlar bunu fark edecektir. Bunu da ancak insanı merkez alan tasarımlar başaracaktır.

Alexandra Almaral:

– Yatırımların geri dönüşüne değil, deneyimlerin geri dönüşüne bakıyoruz. İşlemden ziyade ilişkileri öne çıkarıyoruz.

– Değeri nasıl tanımladığınız önemli. Deneyim, sadakat, bunları nasıl tanımlıyorsunuz? Bunların kısa vadede geri dönüşü olmayabilir; ama uzun vadede çok önemlidir.

– Bizim şirketimizce insan olmak bilançoyu etkiler. İnsan olmak aşmamız gereken bir şey değil, kucaklamamamız gereken bir şey.

SketchShe’nin başarısının sırrı

Günün belki de en çok beklenen semineri, yükledikleri 4 videoda 31 milyon izlemeye ulaşan SketchShe idi. Başarı hikayesinin konuşulduğu eğlenceli oturuma Okan Bayülgen moderatörlük yaptı.

Yakaladıkları başarıyı “Bizler sanatçı dansçı vs. değiliz ama kendimiz olarak farklı karakterlere bürünüp samimi bir ortam oluşturmak insanları etkiledi” şeklinde açıklayan SketchShe, Okan Bayülgen’in “Yaptığınız işlerin ne kadar kreatif olduğunu düşünüyorsunuz?” sorusuna, “Bizce gayet güzel işler yapıyoruz. Tek bir dudak hareketi de olsa işin içine eğlence katıyoruz” diye yanıt verdi.

Ulaştıkları hayran sayısının yüksekliği ve bu hayran kitlesine erişimlerinin çok kolay olduğunu belirten SketchShe, bu nedenle markaların da kendilerine ilgisinin çok yüksek olduğunu vurguladı.