Kadınlar için tutarlı olmak daha önemli

Maxus’un Global CEO’su Lindsay Pattison, kadın yöneticilerin, diğer kadınlara akıl hocalığı yapmalarının ne kadar önemli olduğunu ve bunu Maxus’ta nasıl pratiğe döktüklerini anlatıyor.

Yakın bir zamanda bana lider olmanın elzem niteliklerinin neler olduğu soruldu. Zor bir soru ve cevabı şüphesiz insandan insana değişecektir. Benim favori üçlüm; samimiyet, kararlılık ve şeffaflık. Ve daha da önemlisi, eğer sorumlu pozisyondaki insanın davranışlarıyla sözleri birbiriyle örtüşmezse neden insanlar onun dediklerini dinleyip, ona inansın?
Amerika’nın reklam ajanslarındaki kreatif direktörlerin sadece %11’i kadın. (Neyse ki son yıllarda bu oran %3 arttı.) Medya ajansları yönetici seviyesinde yer alan kadın sayısı açısından biraz daha iyi; ancak yine de daha iyi olabilirdi.
Bu noktada söylediği ve yaptığının uyumlu olması daha da önemli hale geliyor. Peki ama “söylediği ile yaptığı bir olmak” tam olarak ne demek? Bazen insanlarla kariyerleri hakkında sohbet ederken, işi bir basamak olarak kullanıp, karşılarına çıkan her fırsata “evet” demeleri hakkında konuşuyorum. “Görünür olun. Sesiniz çıksın. Bir kimlik ve özgüven inşa edin.” Bunlar da bazen kendi konforlu alanımızın dışına çıkmak için kendimizi zorlamamız anlamına geliyor; bu yer inanılmaz derecede rahatsızlık veriyor olsa bile.
Uzman pozisyonundaki kadınlar, kariyer merdivenlerini tırmanma konusunda, diğer kadınlara destek olmada, inanılmaz bir öneme sahipler. Güven veren şirketler en azından kadınları üst düzey yönetici ve departman başkanlığı görevlerinde shortlist’e bırakıyor. Daha sonra da somut değişikliklerle, esnek çalışma ve ortak ebeveyn politikaları geliştirerek insanların çalışmalarını daha akıllıca bir biçimde mümkün kılıyor. Uzman pozisyonundaki her kadın, akıl hocalığı yapabilmesi için cesaretlendirilmeli. Amerika’da her Ocak ayında kutlanan National Mentoring Month, akıl hocalığıyla kurulan ilişkinin bir jenerasyonun yükselen yeteneği olabileceğinin nasıl paha biçilemez bir şey olduğunun bayrağını taşıyor.

Pozitif rol modellerinin etkisinin üzerinde önemle durulması ise mümkün değil. Şahsen ben, bazı fantastik öncü kadınların, kariyer yolculuğum boyunca bana ilham vermeleri konusunda oldukça şanslı olmuşumdur. Mad Men döneminde şeffaf tavanı (örgütlerde üst yönetim pozisyonu için kadınlara konulan görünmeyen bariyerler) paramparça eden Charlotte Beers’tan, Amerika’nın en güçlü medya tedarikçisi Linda Yaccarino’ya kadar…

Tasarıyı pratiğe dökmek
Böylece Maxus’ta başlattığım üç bölgede iki gün süren “Söylediği ile yaptığı bir olmak” koçluk programı, kariyerlerini özgüvenle inşa etmiş 200 uzman kadınımızın yetkisiyle tasarlandı. Bu çalışmanın bir dalga etkisi yaratması umut ediliyor, katılımcılar olarak işletmenin karşısında koleji, öğrenmeyi ve tavrı sunuyoruz. Aynı zamanda maaşları gözden geçirecek, esnek çalışma, hamilelik ve babalık sözleşmelerini de içeren bir girişim olan “Mind the Gap”i de ilk kez açıklıyoruz. Tüm bu eşitlikçi girişimlerin amacı, kadınlara gereksiz bir avantaj yaratmak olmamalı ama basitçe iş dünyasında onlara bir seviye atlatmalı. Hayal ettiğim dünya -ve eminim ki tüm erkekler de buna katılacaktır- kadınların, erkek mevkidaşlarıyla/meslektaşlarıyla işletmeyi başarıyla yönetmek için yan yana olmalarıdır. Sonuç olarak, durum bu eşitlik projesinin ‘olurluk incelemesi’ni yapmaya oldukça uygun. Buna tek bir örnek vereceğim. Bir McKinsey çalışması, takım çeşitliliği ve finansal performans arasında direkt karşılıklı bir ilişki buldu. Ve en yüksek yürütücü kurul çeşitliliği oylamasında %53 gibi yüksek bir sonuç çıktı.
“Söylediği ile yaptığı bir olmak” projesini yapabildiysem şu an her şeyi yapabilirim. Daha kapsayıcı bir kültür yaratmak ve çalıştığım yerde eşitliği müdafaa etmek gibi… Ve her ne şekilde mümkün oluyorsa duyulur ve görünür olabilmek… Ve kemikleşmiş önyargıları yıkma zamanı geldiğinde de umarım her lider, cinsiyeti ne olursa olsun, daha gelişmiş ve eşitlikçi bir toplum yaratmak için hepimizin ilerlemesine önderlik eder.

Lindsay Pattison
Maxus global CEO’su 

Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye Nisan 2016 sayısında yayınlanmıştır.