artwork

Kaan Bülbüloğlu: “Sektörümüzün geleceği için ümitli olanlar azalıyor”

6 yıl önce

0

Arena Media Başkanı Kaan Bülbüloğlu, yaşamakta olduğumuz ekonomik durgunluk döneminde bağımsız ajansların neler yaptığını ele aldığımız 81. sayımızda görüşleriyle yer aldı.

Bağımsız ajansların en büyük şansızlığı “piş, ağzıma düş” pozisyonunu hiç yaşamayacak olmalarıdır. Yaptıkların ve yapamadıkların, ajansın duruşu, iş yapışı, her şey elinizde. Bu size büyük bir avantaj getirir; özgür iseniz değişen duruma hızlı uyum sağlarsınız. Birisi size dünyanın bir coğrafyasından “Şunu yap, şu kadar adam çalıştır” diyemez. Buna ben bağımsız iş modeli diyorum. Kazancını, kaybını, nereye, ne şekilde odaklanacağını tamamen kendin belirlersin. Ama bir o kadar da zor, yorucu ve meşakkatli…

Sektörümüzün yakın geleceği için ümitli olanların sayısı gittikçe azalıyor. Birçok kişi daha işsiz kalmış olacak ki bu insanlar eğitimli, beyaz yakalılar.

Bu zamanlar hep rasyonel ve başarılı kararların alınması için doğru ortamlardır. Tek mesele paniklememek ve öngörülü olmak. Biz ajans olarak bu konuda cesur davranarak geçen yılın başından itibaren bazı kararlar aldık ve uygulamaya devam edeceğiz:

  • Organik büyüme, işleri konsolide edebilmek önemli bir mesele.
  • Diğer konu, “dönüşüm dönüşüm” diyerek dönüşemeyen sektörü egolarımızla birlikte kenara koyup dönüşebilmek.
  • Bunun yanında aslolanı yani müşterinin ihtiyaçlarını herkesten iyi görebilmek. Kapasiteyi dikey ve yatay olarak esnetebilmek.
  • Son iki yıldır izlenimimiz küreselden uzaklaşan bir reklam dünyası. Bu konuda da uluslararası bir grupla iş birliği anlaşması yaptık. Bugün iki yıllık bu ilişkide doğru yol aldığımızı düşünüyoruz.

Kendi kararlarını verenler avantajlı

Günlük operasyon konusunda “elimiz üzerinde” şeklinde ilerliyoruz. Her sabah yeni bir konuda yeni bir karne, ajansı atletik yapar, medyacıyı güçlü kılar. Ayak uyduramayanlar arada kaynayamaz.

Ama konu illa global ve bağımsız ayrımına gelecekse, (-ki bu ayrıma hep şüphe ile baktım) ben kendi kararını kendisi verebilenlerin kısa-orta vadede daha avantajlı olabileceği inancındayım. Bir de globallerin Türkiye ofislerinin kendilerini biraz fazla sık yapılandırdıkları izlenimi var. Yapısı bozuk firmalar habire yapılanır. Bunu “havuz problemi”ne benzetiyorum. Bir yerden doldurur, bir yerden kaçırırsanız hafızanız kalmaz. İnsan kaynağı sürekli bir şüphe ve tedirginlikle verimli olamaz.  Durağan dönemlerde bu daha da büyük bir sıkıntı haline gelecektir. Bir de işin ekonometrik boyutu var. Dalgalanan sektörlerde hep en büyük ve en küçük yapılar daha fazla etkilenirler. Unutmayalım, tarihte hep krizleri gördük ama resesyonu hiç yaşamadık. Çok uzun, dar ve engebeli bir yol…

 

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 81. sayısında yayımlandı.

Senin için
Tümünü göster
Canva, grafik tasarım yazılımı platformu satın aldı

Canva, grafik tasarım yazılımı platformu Affinity’yi satın aldı...