İşe alım ve danışmanlık şirketi Page Group ev sahipliğinde farklı sektörlerden genel müdür ile satış ve pazarlama üst düzey yöneticileri bir iş kahvaltısında buluştu. Nestle Waters & Erikli, Renault Mais, Assa Abloy, Thyssen Krupp, Genpa, Croda Kimya ve Türkiye Basketbol Federasyonu’nun üst düzey yöneticilerinin katıldığı kahvaltıda, sektörlerin 2015 yılındaki satış ve pazarlama yaklaşımları ve işe alım alanındaki değişimler tartışıldı.
Page Group Satış ve Pazarlama Kıdemli Direktörü Sertaç Yiğit ve Kıdemli Müdürü Nazmiye Altındaş, ev sahipliği yaptıkları bu etkinliği otomotiv, kimya, telekomünikasyon, mühendislik, hızlı tüketim ürünleri ve inşaat sektörlerinden satış ve pazarlamadaki üst düzey yöneticilerinin işe alım ve pazar dinamikleri üzerine görüş alışverişinde bulunabilmesi için ortam oluşturmak amacıyla düzenlediklerini ifade ettiler.
Toplantıda ortaya çıkan sonuçlara göre; satış pazarlama kademelerindeki çalışanların önümüzdeki yıllarda daha da önemli konumlara gelip, üst düzey pozisyonlarda daha fazla söz sahibi olacak. Bu yılın ilk çeyreği için yapılan öngörüler ve ilk sonuçlar, önceki yıllara kıyasla gayet olumlu.
Yılın ilk yarısındaki durağanlığa rağmen pazarların yılın ikinci yarısında hareketleneceği öngörülüyor. İşe alımlarda hemfikir olunan önemli bir nokta ise, işe uygun yeteneği yakalamak için gerektiğinde önyargısız davranarak, farklı sektörlerden transferler yapabilmek gerektiği. Sektörler üst düzey yönetimde yine kendi alanlarında deneyimli çalışanları tercih ettiğinde, onların yetkin çalışan seviyesine ulaşma olasılığını daraltabiliyor.
Pazarlama ve satış üst düzey profesyonellerinin gözüyle çalışanlar ve işverenler
Toplantıda birbirinden değişik sektörlerin yetkin yöneticilerinin işveren ve çalışan konusunda birleştikleri noktalar oldukça fazlayken, bu konuyla ilgili görüşler ise şöyle sıralandı:
Yeni nesil çalışanların motivasyonları;
-Yeni nesil çalışanlar için şirket değiştirmek çok kolay. İş yeri sadakatleri çok zayıf. Sabırsızlar ve çabuk yükselmek istiyorlar.
-Çalışanların kendi hayat tarzlarına uygun şirketlerde çalıştıklarında sadakatleri ve motivasyonları daha fazla oluyor. Kişilerin beklenti ve hayat tarzlarına uygun şirketlerde başarı oranları artıyor.
-Yeni nesil çalışanlar, liderin takımının içinde olduğu küçük bir grupta, esnek yapıdaki yönetimleri tercih ediyorlar.
İşverenlerin çalışan tercihleri;
-Finansı yönetebilen satış profesyonelleri her daim tercih ediliyor.
–Lokomotif çalışan diye adlandırılan, kişisel motivasyonu yüksek, kendi planını yapan, dış etkenlerden etkilenmeden işine her durumda odaklanabilen çalışanların oranı Türkiye’de %10 kadar iken yurt dışında bu oran %30 civarında. Böyle çalışanlara sahip şirketler daha etkin ve verimli çalışabiliyor.
-Satış kökenli çalışanların yönetim kademelerinde çok başarılı kariyerlere ulaştıkları gözlemleniyor. Sağlam karakterli, ürününü ve rekabeti iyi bilen, satış sonrası hizmeti iyi anlatabilen profesyoneller satışta daha başarılı oluyor. Satışta ilişki yönetimi başarıyı her daim tetikliyor.
-Yöneticiler kendilerine benzeyen değil, farklı karakterde elemanları ekiplerine kattıkları sürece daha farklı perspektiflerde iş üretmek mümkün oluyor. Ancak Türkiye’de liderin baskın ve belirleyici olduğu çalışma tarzı, hala üst düzey yöneticiler arasında rağbet görüyor.
Satış ve pazarlama profesyonelleri ve şirketler için işe alım şirketlerinin önemi artıyor
–İş dünyasında üst düzey profesyoneller arasında bir dönem işe ara verme ve tazelenme eğilimi günümüzde çoğalmaya başlıyor. Çalışmaya ara vermiş deneyimli adayları yeniden iş hayatına kazandırmak alternatif kaynak oluşturuyor. Bu noktada danışman şirketler uygun iş adaylarını başarı ile tespit edebiliyor.
-Meslekler çoğunlukla kişisel ideallere göre değil de hayatı idame ettirmek amacıyla seçiliyor. Danışman şirket iş adayının motivasyonunun neye bağlı olduğunu belirlemede uzman rol oynuyor. İK ve çalışanlar arasındaki bağın aralıksız devam etmesi çalışanın sistemde kalmasına katkı sağlıyor.
Sonuç olarak, işe alım şirketleri doğru elemanı bulma konusunda işverene zaman ve verimlilik kazandırırken, şirket kültürüne uygun seçimlerin de isabet oranını artırıyor.
Sektörlerle ilgili değerlendirme;
Hızlı tüketim ürünleri pazarı son yıllarda çarpıcı bir büyüme yok. Uluslararası gruplar Türkiye’de yeni yatırıma mesafeli dururken, yerli firmalar da yatırımlarını kontrollü olarak sürdürüyorlar. Dünya markası firmaların kar marjlarının artan rekabet gibi etkenlerle daralması, firmaları yatırım yapma konusunda çekimser hale getiriyor.
İnşaat sektörü çok dinamik. Trendi değiştirecek teknolojik ürünler piyasaya çıkıyor ve satışları artırıp firmaları rekabette farklılaştırıyor. İç pazarda büyümenin devam edeceği ve özellikle yılın ikinci yarısı hız kazanacağı öngörülüyor
Telekomünikasyon alanında özellikle telefon satışlarında olası vergi beklentisi sektörü etkiliyor. Türkiye telekomünikasyon alanında dünyada başka bir örneği olmayan bir pazar. Ülkede genç nüfus çok fazla ve dolayısıyla akıllı telefonlar çok yaygın kullanılıyor.
Mühendislik ve endüstri sektöründe personel istihdamı zor, yetişmiş teknik eleman sayısı az ve eleman rotasyonu çok hızlı. Türkiye’de mühendislik alanında yerli firmalar hala ağırlıkta ve neredeyse pazarın %70’ine yakınını oluşturuyor. Sektör kurumsallaşarak yavaş büyüyor ve pazarlama bilgileri de diğer sektörlere kıyasla sınırlı düzeyde.
Kimya sektörü açısından Türkiye riskli bir pazar değil ve hala büyüme potansiyeli yüksek. Reel sektörün büyümesine paralel kimya sektörünün de beraberinde büyüyeceği öngörülüyor. Kimya alanındaki şirketlerde, çalışan profili ve çalışanların teknik yetkinlikleri çok yüksekken iş rotasyonu düşük.
Otomotiv sektöründe 2009 yılına kadarki son beş yıllık dönemde ortalama 600 bin araç satılırken, 2009 sonrası yıllık satış ortalaması 800 bin adetlere çıktı. 2015 yılı otomotivde iyi başladı. Bu yıl şubat ayının gerçekleşen rakamları geçen yılın neredeyse %60 üstünde oldu. Sektörde giriş segmentleri dışındaki artış kadar lüks modeller satışında da artış göze çarpıyor. Diğer yandan araç kiralama şirketlerine ilgi yükseliyor.