artwork

DPİD: İğne ve çuvaldız…

6 yıl önce

0

Etkinlik pazarlaması, dijital pazarlama ile birlikte doğrudan pazarlama faaliyetlerinin önemli bir kısmını kapsıyor. Markalar tüketiciye dokunacakları ve aktif geri dönüş alabilecekleri etkinlikler gerçekleştirirken çoğu zaman artık klişeleşmiş içerikler kullanıyorlar. Etkinlik firmalarından bağımsız olarak piyasaya giren yeni ürün, teknolojiler ve alt tedarikçiler eğilimleri belirliyor. Bu da bir süre sonra tüm markaların benzer işler yapması sonucunu doğuruyor

Türkiye’de birçok marka yurt dışında projelendirilmiş, emek harcanarak gerçekleştirilmiş fikirler ile etkinlik ajanslarının kapısını çalarak bu fikirden “esinlenmelerini” ve/veya doğrudan benzer bir işi hayata geçirmelerini talep ediyor. Maalesef buna hayır demeyen firmaları da sıkça görmek olası…

Bu yaklaşım aslında yanlışlıklar zincirinin son halkası. Markaların etkinlik firmaları ile olan çalışmaları görünürde % 3-5 ajans hizmet payları ile yürütülüyor. Konkurlar en düşük fiyat veya en iyi projeyi yapan firmayı en düşük verilen fiyata ikna etmek yoluyla ilerliyor. Markalar tasarıma, fikre, ar-ge’ye para vermiyor, sonucunda ise etkinlik firmaları özgün projelere zaman, insan gücü ve sermaye ayıramıyor, iyi projeler çıkmıyor, yarışmalarda jüriler kötüler arasındaki en iyileri seçmeye çalışıyor.

Sektör tasarıma, tasarımcıya yatırım yapamıyor, etkinlik sektörü markalardan umudunu kestiği için yatırımlarını kendi projelerine yaparak çıkış bulmaya çalışıyor, gerçi burada da eski alışkanlıklardan gelen “bir iş başarılı ise aynısını yap” kolaycılığı henüz aşılamamış durumda. Başarılı bir kahve festivali sonrası hemen benzerleri planlanmaya başlıyor. Bu sene ilki yapılan IFTV İstanbul Film TV Forumu da benzer bir yaklaşıma sebep oldu, daha 2 sene öncesine kadar “Türkiye güvensiz” diye etkinliklerini başka ülkelere kaydıran dizi market projeleri ve bazı yerli firmalar pozisyon almaya çalışıyorlar. Bakalım gelen günler neler gösterecek…

 

Kenan Yaşar Şeki

DPİD Genel Sekreteri