artwork

İDA ile PR üzerine

5 yıl önce

0

Marifet iltifata tabiidir. Bu değişmez bir gerçek. Herkes takdir edilmek, alkış almak ister. Özellikle bu kadar yoğun çalışanlar, emeklerinin görülmesini ve beğeninin ifade edilmesini çok önemser. Hatta ödüller, yaratıcı endüstri emekçilerinin yakıtıdır diyebiliriz. Çünkü ancak ödüllü işlerde imzası olanlar, yeni ödüllük işler yapmak ve uzun mesailerde yeniden ter dökmek için kendilerinde güç bulabilirler. Henüz bir ödülü kucaklayamamış olanlar ise potansiyel ödülleri için daha yüksek bir enerjiyle çalışırlar. Ancak her ödül aynı etkiyi, aynı motivasyonu yaratmaz. Bazı ödüllerin ajans vitrinlerinde daha önde durmasının nedeni de budur. Bazı ödüller için neredeyse başvurmak yeterken, bazı ödülleri kazanmak gerçekten zordur. Bu gerçekten hareketle, bu yıl ikincisini gerçekleştirdiğimiz Prida İletişim Ödülleri’nde bazı konularda yıkılmaz kurallarımız bulunuyor. Elbette “bu kuralları uygulamayan tüm yarışmalarda bazı sponsorlar/markalar/ajanslar lehine haksızlık yapılır” demek istemiyoruz. Biz Prida’da katı kurallarla tüm “acaba”ları yok etmeye çalışıyoruz.

  1. Öncelikle sponsor markanın ödül kategorilerinden herhangi birine başvurmasına izin vermiyoruz.
  2. Jürimizi yarışma başvuruları başladığı anda ilan ediyor; jürimizde sektörel derneklerin yönetim kurulu başkanları veya üyelerine, akademisyenlere, sektörel yayınların temsilcilerine, İDA Şeref Kürsüsü üyelerine ve Genç İDA temsilcisine yer açıyoruz. Herhangi bir markayı temsilen kimseyi jürimize kabul etmiyoruz.
  3. Jüri toplantısı boyunca, her jüri üyesinin verdiği puanları tüm diğer jüri üyelerinin göreceği şekilde sergiliyoruz. Jüri üyelerinin birbirlerinin verdiği puanları tartışabileceği demokratik bir platform oluşturuyoruz.
  4. Jüri üyelerinden herhangi birinin bir şekilde ilişkide olduğu bir proje yarışmaya başvurmuşsa, ilgili jüri üyesi sadece ilgili olduğu projeyi değil, o kategorideki diğer işleri de oylayamıyor. Dolayısıyla “duygusal oy” riski en aza indirilmiş oluyor.
  5. Jürinin tüm projeleri “yaratıcılık”, “uygulama” ve “sonuç” başlıklarında ayrı ayrı oyladığı bir sistem sunuyoruz. Böylece jürinin üç kategoride kendi kendine bir ortalama çıkarmasını değil, projenin topluca adaletli bir şekilde oylanmasını sağlıyoruz.

Kısaca söylemek gerekirse; ödüllerin itibarlı olabilmesi için yarışmanın düzenleme komitesinin sponsorla ilişkisini doğru mesafede tutmasına, jüri üyeleri arasında bazı markalar ve bazı ajans ağlarının adaletsiz şekilde yoğunlaşmamasına dikkat etmesi ve oylamanın açık şekilde yapılması son derece kritik. Zaten bütün ödüller, her ne kadar somut kriterler belirlense de sonuçta jürinin öznel yaklaşımının sonucu olarak dağıtılır. Süreç adil şekilde yürütülürse, bu durum sorun yaratmak yerine, renk katan bir faktör kabul edilebilir.

 

Esra Şengülen Ünsür

İDA Yönetim Kurulu Başkanı

 

 

Bu yazı ilk kez 87. sayımızda yayınlanmıştır.