artwork

“içeriğin her türlüsüne kafa yoruyoruz” [ofis ziyareti]

8 yıl önce

1

“Faaliyet alanını farklı tanımlamış, kendini farklı konumlandırmış ajanslar var mı?” temelli arayışlarımız sonucunda karşılaştık Jeton İletişim’le. Birçok filmin, etkinliğin ve sanatçının iletişim faaliyetlerini yürüten ve kendini “Türkiye’de eğlence sektörünü hedefleyen ilk reklam ajansı” olarak tanımlayan Jeton’un kurucusu Tolga Akış‘la konuştuk.

Ajansa aşina olmayanlar için kısa bir özetle başlayalım. Jeton İletişim kimdir, ne iş yapar?

Aslında Türkiye’nin “eğlence sektörünü hedefleyen” ilk reklam ajansıyız diyebilirim. 360 derece hizmet veriyoruz ve müşterilerimizin çoğunluğu eğlence markası. Eğlence dışında müşterilerimiz de var tabii, onlar da mevcut iletişimlerinden biraz sıkıldıkları için geliyorlar. Influencer Marketing ve Content Marketing bölümlerimiz proje bazlı da çalışıyor, mevcut müşterilerimizin dışındaki markalara 80’e yakın proje geliştirmişizdir.

Sadece dijital tarafta mı kalıyorsunuz?

Basılı ve televizyonda da varız. Tabii ki dijitalden filizlenen bir ajansız ama 360 hizmet veriyoruz. Ayrıca buranın güçlü bir video prodüksiyon departmanı var. Hem eğlence sektörünün ihtiyaçlarına yanıt vermeye hem de onları markalarla bir araya getirmeye çalışıyoruz. İki taraflı bir çalışma şekli var.

Eğlence sektörünü hedefleyen reklam ajansı fikri nasıl ortaya çıktı?

Eğlence sektörünün doğasının normal reklamcılığı kaldırabilecek yapıda olmadığını düşünüyorum. Sektör kendi ihtiyaçlarını doğuruyor ve bu ihtiyaçlara uygun bir ajans yapısı pek yoktu. Biz Beşiktaş Kültür Merkezi’nin içinden çıkmış bir ekibiz. BKM’nin pazarlama direktörüydüm ve orada bunun sıkıntısını yaşamıştık. İhtiyaçlarımızı karşılayacak ajansı bulmakta zorlanmıştık.

Neydi o ihtiyaçlar?

BKM’nin -ve genel olarak eğlence sektörünün diyelim- durumu şu: Jenerik kampanyalar yapma lüksü yok. Yapılan bütün kampanyaların hızlı yayılması ve sonuç odaklı olması gerekiyor. Operasyonlar çok hızlı ilerliyor, deadline’lar çok kısa ve sonuçlar bütün projenin hayatına etki ediyor. Yani bir reklam yapıp onun iyi olmasını umma şansımız yok. Biz o bileti satmak zorundayız. Bütün satışları anbean takip ediyoruz ve yaptığımız her şeyin karşılığında kaç bilet sattığımız bizim için çok önemli bir parametre. Strateji çalışmalarının içinde mutlaka varız tabii ama sahada çok ciddi koşturuyoruz çünkü her şeyin yerini bulduğundan emin olmak zorundayız.

Eğlence sektörüne hizmet vermenin ekstra zorlukları var mı?

Bir sinema filminin ilk hafta gişesinden biz sorumluyuz. Bu hem yapımcının yüklediği hem de bizim üzerimize aldığımız bir sorumluluk aslında. Bir albümün, büyük bir etkinliğin, filmin, televizyon dizisinin satışa çıktığı ilk bir iki haftadaki performansı tamamen ajansın başarısı ya da başarısızlığı olarak görülüyor. Tamamen bizim sorumluluğumuz. Çünkü ilk hafta bu ürün anlaşılırsa ve seyirci mutlu olursa herkese anlatıyor, tavsiye ediyor. Diğer markalarda da satış sorumluluğu var tabii ki ama bu denli büyük değil. Biz direkt patronlarla muhatabız diyebilirim. Patron da sonuç ister, rakam ister. Onların partneri gibiyiz aslında. Eğlence sektörünün üretimini çeşitli projelerde diğer markalarla birleştiriyoruz. Bu da müşterimize ekstra gelir sağlıyor. Örneğin müşterimiz olan bir mekan için bulduğumuz fikir farklı bir markayla bir araya geldiğinde ekstra iş hacmi oluşuyor ve belki bir yıllığına kendimizi finanse etmiş oluyoruz. Hızlı içerik üretimi ve etkin influencer kullanımına yoğunlaşıyoruz.

Ünlüler müşteri portföyünüzün önemli bir kısmını oluşturuyor. Çalıştığınız ünlülerin sosyal medya iletişimi tamamen sizde mi?

Biz hiçbir zaman sanatçının kendi iletişiminden elini çekmesi taraftarı değiliz. Sanat dünyasının büyük çoğunluğuyla çalışmışlığımız vardır ama biraz öğretici tarafta kalıyoruz. Bütün mecralarda onlarla birlikte, onların kullanımını kolaylaştıracak yollar bulmaya çalışıyoruz. Dijitali nasıl kullanmaları gerektiğini gösteriyoruz ve bunu sindirmelerine yardımcı oluyoruz. Daha sonra yoluna bizsiz devam edenler de oluyor. Bugüne kadar yüze yakın sanatçıyla bir şekilde çalışmışızdır. Ana stratejimiz onların bütün dijital mecraları doğru algılayıp öğreniyor olmaları üzerine kurulu. Sanatçıların sosyal medyayla ilgili korkuları var ve ilk etapta o korkuları ortadan kaldırmaya çalışıyoruz.

Ünlüler çok fazla etkileşim alıyor ve bunun önemli bir kısmı olumsuz tepkilerden oluşuyor diyebiliriz. Bunu nasıl yönetiyorsunuz?

Sanatçılara en çok anlattığımız konulardan biri bu. Sanat çok subjektif bir şey ve bu da insanların subjektif yorumlarına açık olmayı gerektiriyor. Bu yorumların ruh hallerini olumlu ya da olumsuz anlamda çok fazla etkilememesi gerekiyor. Ne yergiden ne övgüden çok etkilenmemeleri gerektiğini anlatıyoruz.

Sosyal medyadan önce ünlülerin “ulaşılmaz” havası vardı, şimdiki duruma alışmaları zor olmuyor mu?

Gizemi korumaları gerektiğini uzun süre düşündüler ve bu mecraları kullanmaktan imtina ettiler aslında. “Burada paylaşım yaparsam eskirim” gibi bir algıları vardı ama yeni nesilin böyle düşünmediğini gördüler. Yeni nesil, ancak iletişim kurabilirse o sanatçıyı gönlünde bir yere koyuyor ve sanatçılar da süreç içinde bunu gördüler. Sanatçıların kendi kitleleriyle iletişim içinde olmaları çok olumlu sonuçlar getiriyor. Samimi ve içten paylaşım yapan bir sanatçının imajının bu nedenle negatife döndüğünü hiç görmedik.

Ajansa çalışma arkadaşı bulmakta zorlanıyor musunuz?

Çok zorlanıyoruz. Geleneksel bakış açısı çok yaygın maalesef. Dijital ajanslar da biraz klasikleşmeye başladı, dijitale yeni nesil ajans demiyorum artık. BLAB gibi güzel örnekleri olan “yeni nesil ajans” diye bir kavramın olduğuna inanıyorum. İçeriğin her türlüsüne kafa yoran, içeride bu iklimi yaşayan yeni nesil ajans modelinde üretim yapmaya çalışıyoruz. Bu da iyi insan kaynağı gerektiriyor. Klasik ajanslardan “kafalarında çok belirgin sınırlarla ve unvanlarla” gelenler oluyor ve mutlu olamıyorlar. Böyle sınırları olmayan ve eğlence sektörünü gerçekten seven birinin burayı da çok seveceğini düşünüyorum. Kendini sosyal dünyaya kapamış ajans çalışanları için çok uygun bir yer değil. Özellikle spor, etkinlikler, kafe restoran zincirleri, büyük yapımcılar ve menajerlik şirketleriyle çok iç içe çalışıyoruz. Eğlence müşterisini daha iyi anlamak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. İleride eğlence pazarlamasıyla ilgili konferanslarla, globalden etkili isimlerle bu sektörün büyümesine katkıda bulunmak istiyoruz.

Ajansın büyükçe de bir terası var, partiler için ideal. İyice dik durunca İstanbul Boğazı’nı görmek de mümkün. 

Ajansın genel koordinatörü Eylül Dölkeleş. 

 

Jeton Künye:

Neler yapıyor? İletişim yönetimi, içerik geliştirme, fikir liderleri-yayılım-native PR, yaratıcı medya satın alma, araştırma, basılı tasarım uygulama, interaktif tasarım ve yazılım.

Kimlerle çalışıyor? BKM, FOX Türkiye, Efes, Aksigorta, KafePi, Garajistanbul, PDND, Tatbikat Sahnesi, Limon Yapım, Böcek Yapım, Ata Demirer, Belçim Bilgin, Eser Yenenler, Oğuzhan Koç, İbrahim Büyükak, Soner Sarıkabadayı, Tolga Çevik Jeton’un müşterilerinden bazıları.

Adres: Kemeraltı Caddesi, Galata İş Merkezi No:30-1A Kat: 4-5-6, Karaköy İstanbul