artwork

Henüz sihirli formülü çözen yok

7 yıl önce

0

2017’nin başında Habertürk’teki yerini alan Oray Eğin, Türkiye’de köşe yazarlığını ve 24 saat nasıl köşe yazarı olunacağını anlattı.

Başkaları onu sivri dilli olarak adlandırsa da o kendine “en özgür köşe yazarı” diyor. Habertürk’te yazdığı köşe yazılarına ek olarak; 24 saat boyunca aktif, pek çok konuda yorumların yapıldığı, gazetede henüz yayınlanmamış yazıların yayınlanacağı farklı bir blog hazırlamak için de kolları sıvadı. Şimdi, bu yenilikleri ve yeni projesi hakkında merak ettiklerimizi kendisine sorduk.

Campaign Türkiye Hep Hıncal Uluç’u referans aldığınızı söylersiniz ama bazı yazılarınızda da Ufuk Güldemir tonunu hissediyorum.

Oray Eğin Ufuk Güldemir Babıali’yi döllediğini söylemişti, herhalde bana da etkisi geçmiştir. Ama daha gazeteciliğe başlamadan bile onun meydan okuyuşunu örnek aldım hep. Demirel, evinin yanındaki bir hastane açılışına gelmişti cumhurbaşkanıyken ve Ufuk Güldemir arabasını korumaların ısrarına rağmen çektirmemişti. Bu meydan okumayı seviyorum. Ama ben kendimi bir ‘hybrid’ gibi düşünüyorum daha çok. Emin Çölaşan’ın belgeli polemikleri, Hıncal Uluç’un her şeyi yazılabilme dersi, Ertuğrul Özkök’ün ‘tabu deviriciliği’… Ama bir yandan da Sedat Ergin’in titizliğinde hep bir şeyler öğrendim ve kendime örnek aldım.

Campaign Türkiye Sırada yayın yönetmenliği var mı?

Oray Eğin Mevcut şartlar içinde asla yapmak istemeyeceğim bir görev; ama yapmak istememin tek nedeni şu olabilir: “Bakın böyle de yapılıyormuş”u göstermek. Tabii istediğim kadar bir bütçe ve karışmayacak bir patronlar katıyla. Bu da imkansız. O yüzden ben köşemde kalayım, köşemi yazayım.

Campaign Türkiye 2012 yılında, Campaign için Arianna Huffington ile bir röportaj yapmıştınız. Orada Huffington’a sorduğunuz şu soruya bugün ne cevap verirsiniz? “O klişe soruyla başlayayım: Gazeteler ölecek mi, bu ölüm ne zaman gerçekleşecek?”

Oray Eğin Doğrusu kağıdın bir anlamda ömrünü tamamladığını, ama aynı zamanda reenkarne olarak yepyeni bir hayata başladığını düşünüyorum bugün. Kağıda basılı yayın organları giderek ‘premium product’ kategorisine girecek. Gazetelerin, dergilerin fiyatı artacak ve tirajları düşecek ama onları gerçekten okumak isteyen kemik bir kitleye hitap edecek. Dolayısıyla ürünün kalitesi de artacak. Boş yazılar, dolgular azalacak, güzel fotoğraflar basılacak.

Campaign Türkiye Yine aynı röportajın giriş yazısında “…Çünkü yeniydi. Daha da önemlisi özgürdü. Yeni medya eşittir özgürlükse, bunun en sağlam örneğini sundu Arianna Huffington” demiştiniz. Yeni medyanın eskisinden daha özgür olmasını sağlayan / sağlayacak olan özellikleri neler?

Oray Eğin İletişim aracının biçimi mesajın da formunu belirliyor… McLuhan’ın dediğinden farklı bir şey demiyorum aslında. Ama ‘internet’in nispeten denetimsizliği, anında ulaşılabilen bir mecra oluşu ve üretim maliyetlerinin düşüklüğü ister istemez içeriğe de yansıyor. Basın tarihinde hep teknoloji değişimi dikte etti zaten; ofset baskıdan dijitale geçiş gibi. Şimdi de henüz sihirli formülü hiç kimsenin çözemediği bir ‘medium’da denemelerle geleceğe hazırlanıyoruz.

Campaign Türkiye Dönem dönem, işsiz kalan gazeteciler “geleneksel medya artık bitti” diyerek kendi siteleriyle ‘özgür’ habercilik yapacaklarını duyururlar ama ilk fırsatta -iş bulduklarında- tekrar o geleneksel medyaya dönerler. 1-2 örnek dışında, bu hayallerin gerçekleşmemesinde en önemli etken ne olabilir sizce?

Oray Eğin Burjuvazinin korkaklığı. Eğer Türkiye’de gerçekten devletle bağını koparmayı göze alacak ve okuduğu, takip ettiği gazeteciyi destekleyecek bir iş adamı olsaydı, bağımsız yayın organları da daha fazla büyürdü. Tıpkı melek yatırımcılar gibi Türk iş dünyası da kendisini dahil etmeden, uzun vadeli kar dışında bir çıkar beklemeden bu işe girişebilirdi. Gazeteciler de gündelik faturalardan, ev kirasından, okul taksidinden muaf değiller ne yazık ki. İş bulunduğu zaman üzerine atlanması düzenli gelirin rahatlığından. Kimse servet yapmıyor, ama en azından düzenli bir gelir olunca ‘nasıl geçineceğim’ derdi azalıyor.

Campaign Türkiye Habertürk’e geçiş sürecinizden bahsedebilir misiniz?

Oray Eğin Doğrusu yerimden memnundum. ABD’de yaşıyorum, doktoramı yapıyorum ve çok yoğunum. Haftada bir yazıyı Sözcü’de zor yetiştiriyordum bazen. Karışanım da yoktu. Epey bir zamandır da Habertürk’le flört ediyorduk; iki seneden fazla diyebilirim. Ama somut adım atmak çok yorucu geliyordu. Yeniden Türk medyasının keşmekeşine dönmek, gündelik yazı telaşı, okunma yarışı… O yüzden görüşmeyi bile erteleyebildiğim kadar erteledim, sonunda nezaketen İstanbul’a gittim. Türk medyasıyla ilgili umudumu kaybetmiştim, ama yeniden bir şeyler yapılabileceğini, farklı bir içerik sağlanabileceğini gördüm ve denemek istedim. Henüz Habertürk’te yapmak istediklerimin yüzde 10’unu bile yapamadım. Yazının ve yazarın yerine alışması biraz sürer, okur da gazeteci de yeni bir yerde karşılaşınca sıfırdan birbirini tanımaya başlar. Biraz daha vakti var ama iyi bir fırsat olacağını düşündüm.

Campaign Türkiye Teklif kimden geldi?

Oray Eğin Bu gazete aslında bir anlamda benim kaderimdi. Ufuk Güldemir kurarken ilk almak istediği gazetecilerden biri bendim, olmadı. Daha sonra Ciner Grubu’na geçince de Fatih Altaylı çok istedi. Ben de istedim. Ama bazen olmaz işte, kısmet değilmiş herhalde. Kenan Tekdağ ile bu sefer konuşurken “Allah’ın hakkı üç” deyip el sıkıştık.

Açıkçası yedek kulübesinden tekrar sahalara dönmek için bunun pek ele geçmeyecek bir fırsat olduğunu düşündüm ve yoğunluğuma rağmen teklifi kabul etmek istedim. Bu aynı zamanda normalleşmenin de bir başlangıcı bana. Haksız yere ve komplolarla ana akım medyadan uzaklaştırılmış gazetecilere itibarlarının iade edilmesi gerekiyor. Bu sürecin benimle başladığını düşünüyorum ve devamının gelmesini umuyorum.

Campaign Türkiye 24 saat köşe yazarlığı nedir?

Oray Eğin Haberturk.com altında sürekli güncellenecek bir blog sayfası hazırlıyorum. İçinde video’lar, analizler, anında yapılan yorumlar, gazetedeki yazıların daha geniş ya da henüz gazetede çıkmamış halleri… Kısaca özel içerik olacak. İzin ya da yazarımız seyahatte durumu yok. Ne zaman aklıma gelirse, gecenin bir saati de olabilir, o zaman güncellenecek.

Campaign Türkiye Yazılarınızın tonunda değişiklik var mı, bu yönde eleştiriler geliyor?

Oray Eğin Akademide de medyada da fikirlerin sabit kalması mümkün değil, ama benim 10 yılı aşkın köşe yazarlığımda sürdürdüğüm çizgimde ana temalarda istikrarlı olduğumu söyleyebilirim. Mevcut medya ortamında en özgür köşe yazarıyım diyebilirim ama okur, slogan atılsın, kendi ezberi bozulmasın istiyor. Sicilimden memnunum. Hiç kimse FETÖ tehlikesinden bahsetmezken ben bedel ödemek uğruna ısrarla bunu gündemde tuttum mesela. Muhalefetin yetersizliğine, mesela Ekmel Bey dayatmasına Sözcü’de karşı çıktım. Cihangir aydınlarının entelektüel hayatı kirletmelerini yıllardır yazıyorum. Mevcut ortamda tezahürattan kaçınarak yazdığım hiçbir satırın hesabını vermekten korkmadan ilerlemeye çalışıyorum.

Campaign Türkiye Döneklik eleştirilerini kabul ediyor musunuz?

Oray Eğin Benden dönek olur mu? Dahası ben olmaya razı olsam karşı taraf beni kabul eder mi? Bu eleştiriler iki tarafın da zekasına hakaret aslında. Benim yapmak istediğim büyüteci biraz kendi mahalleme çevirmek, çünkü AKP iktidarıyla birlikte 14 yıldır ‘onlar çok kötü’ dışında bir söz duymadım. Nitelikli bir muhalefet, bir direniş hareketi, bir itiraz yükselmedi. Yılmaz Özdil yazılarını okuyarak muhalefet görevini yaptığını düşünen bir kitle var. Biraz rahatsızlık vermek, oturdukları yerde, kendi mahalleme diken batırmak istiyorum. Mevcut Türkiye’yi beğenmiyorlarsa, beğenmeyenlerin ellerini taşın altına koymamalarının da katkısı büyük.

Campaign Türkiye Bugünkü medya ortamında köşe yazarının rolü ne? Geçmişe göre ne gibi farklılıklar var?

Oray Eğin Taha Akyol gibi bir ömrünü onun aklına ihtiyacı olmayanlara, kendi yetersiz fikirlerini satıp akıl öğretmeye çalışan dinozor köşe yazarlarının artık kıymetinin kalmaması iyi bir şey. Her ne sebeple olursa olsun ‘Hasan Cemal’ler dediğim bir güruhun tasfiyesi de uzun vadede olumlu. Bunlar kısıtlı algıları ve okuma kapasitesizlikleriyle Türkiye’yi hep yanılttılar. Bilgiye ve zekaya dayalı bir köşe yazarlığının geleceğini düşünüyorum, ama zaman alacak. Şu anda bakir bir alan köşe yazarlığı.

Campaign Türkiye Geçmişte bir köşe yazarı sadece başka bir köşe yazarıylapolemiğe girebilirken bugün Twitter’da binlerce ‘sıradan sayılan’ insanın en acımasız eleştirilerine maruz kalabiliyor.

Oray Eğin Twitter ne yazık ki bir troll’ler ordusu tarafından ele geçirildi. İktidar yanlısı ya da kendine muhalif diyen üç-beş kişinin takip ettiği hesaplar dışında nitelikli bir tweet akışı yok ilk yıllara kıyasla. Laf sokmayı adet haline getiren birtakım zavallılar, bir de inanılmaz bir dezenformasyon var. Epey bir zaman önce bütün tweet’lerimi silip hiç kimseyi takip etmemeye başladım. Çünkü vaat ettiği dinamizmi kaybetti, biz Türkler elimizi değdirince böyle oluyor işte.

Campaign Türkiye Geleneksel medyadan olumlu / olumsuz hiçbir şekilde etkilenmediği varsayılan bir gençlik var. Kendi kendilerinin fikir önderi, köşe yazarı olmuş durumdalar. Bu varsayıma katılıyor musunuz? Katılıyorsanız onlara ulaşmak için neler yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz?

Oray Eğin Bu tehlikeli bir gelişme. Post-truth dünyası bu. Medyayı eleştirmek başka, toplu halde reddedip kendi doğrularına inanmak ayrı bir mesele. Eksik binlerce tarafları var dünya medyasının da, ama hala bilgiye en hızlı ulaşma kaynağı. Medya bir sürü haberi görmeyebilir, ama gördüklerinden de bir şeyler öğrenmek mümkün. Medyaya ihtiyacı olmayan insanlar ne yazık ki cehalete katkıda bulunuyor, dünyanın sonunu da onlar hazırlıyor.

Oray Eğin Kimdir?

Oray Eğin, İstanbul doğumlu gazeteci. 32.Gün, Radikal Gazetesi, Vatan, Yeni Binyıl, Akşam, Sözcü’de çalıştı. Yazıları New Republic, Newsweek, Al Jazeera English, Buzzfeed gibi uluslararası yayın organlarında yayımlandı. Halen Habertürk gazetesine haftanın beş günü yazıyor. Columbia Üniversitesi’den gazetecilik dalında yüksek lisansı (M.A.) var, University of Maryland, College Park’da gazetecilik üzerine doktora yapıyor.

 

Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye Mart 2017 sayısında yayınlanmıştır.