Hayatım reklam: Mehmet Bali

Mehmet Bali / Proximity İstanbul Genel Müdürü

Reklamcı olma sebebim: Kariyerim boyunca her zaman konvansiyonel reklamın dışındaki işlere odaklandığımdan, kendimi bir reklamcıdan çok analitik bir iletişimci olarak görüyorum. Finans yüksek lisansı yaptığım göz önüne alındığında, kendimi bu meslekte bulmamın biraz tesadüfi olduğunu söyleyebilirim. Ama başarılı olan ilk işimiz sırasında anladım ki ömür boyu bu işleri yapacağım.

İçinde olmaktan gurur duyduğum kampanyalar: Sanırım başına “ilk” veya “en” koyabileceğim işlerden çok gurur duyuyorum. Ajansta “bunlar da bizim bilgisayarcı arkadaşlar” diye tanıştırılmamıza son veren Türkiye’nin ilk video prodüksiyonlu web sitesi projesi T-Box ilk göz ağrımdır. Basit bir araç sergileme briefini kabul etmeyip, aracın cam tavanını herkes görebilsin diye 90 derece dik bir şekilde döndürerek sergilediğimiz Megane Boy Gösterisi’nin ilk andan itibaren trafiği kitleyişini ve basının projeye gösterdiği ilgiyi unutamam. Oluşturduğumuz blogger ekibinin 5 metrelik kanvaslar üzerinde dünyanın ilk offline blog tasarımlarını hazırladıkları Renault Fluence Bir Blog Olsa projesi de gurur duyduğum işler arasındadır. Biscolata ise, popüler kültürümüze yerleştirdiği “Biscolata erkeği” kavramının yanı sıra, markaya ciro ve pazar payı anlamında yaptığı katkı ile favorilerimdendir.

Başkası tarafından yaratılmış favori kampanyam: “Bunu biz nasıl düşünemedik” dedirten basitlikteki işleri çok seviyorum. Nike’ın pazarlama, teknoloji ve inovasyonu bir bütün olarak ele alıp, insan hayatına değer katan FuelBand ve Nike+ gibi ürün ve uygulamalara dönüştürmesine bayılıyorum.

Kariyerimdeki en iyi an: Belki biraz sıkıcı olacak ama finans geçmişimin de etkisiyle, hedeflediğimiz ciro ve büyümeyi yakaladığımız her yıl oldukça iyi hissediyorum. Bunun kaliteli ve sonuç odaklı hizmet verdiğimiz ve markalarımızın da büyümesine katkıda bulunduğumuz için gerçekleştiğini düşünerek daha da iyi hissediyorum.

İş hayatımdaki en utandırıcı anım: Staj döneminin sonuna yaklaşan çok sevdiğim ve başarılı bir stajyerimizi kazanırsa iş teklif edeceğim bir masa tenisi maçına davet etmiştim. Herkesin önünde kaybetmek biraz utandırıcıydı ama iş teklifini seve seve yapmıştım.

Bir kampanyada beraber çalıştığım en iyi ünlü: İşi sahiplenmesi, gerektiğinde fikre katkı sağlaması, rahatlığı ve olumlu enerjisiyle Erdil Yaşaroğlu.

Bu sektörde birlikte çalışmaktan en mutluluk duyduğum insan: Bugüne kadar birlikte çalıştığım herkesten çok şey öğrendim, öğrenmeye de devam ediyorum. Bana ilham veren insanların beni şekillendirdiğini düşünüyorum.

Kariyerimde en büyük etkiye sahip olan kişi: Ablam Ayşe Bali.

Bu yazı Campaign Türkiye Mayıs 2013 sayısında yayınlandı.