Hayatım reklam: Emre Kaplan

Emre Kaplan / TBWA\İstanbul Kreatif Direktörü

Reklamcı olma sebebim: Reklamcılığa tümüyle bilincinde olup ne istediğimi bilerek başladığımı söyleyemeyeceğim ama neden reklamcı kaldığımı, bu işin neyini sevdiğimi söyleyebilirim. Reklamcılık zor, o yüzden de zevkli bir iş. Pek çok sanattan anlamayı ve sokaktaki adamı tanımayı ve ticareti ve güldürmeyi ve ağlatmayı ve ikna etmeyi bilmeyi ve daha pek çok şeyi barındırıyor.

İçinde olmaktan en gurur duyduğum kampanyalarım: Anadolu Sigorta’nın son 5 yıldır tüm kampanyaları. Özellikle Sincap Necmi serisi ve Atatürk/Erzurumlu Dede filmi. Avea’nın Fasülye/Optik kampanyaları. Özellikle “siz de bakabilirsiniz” filmi. Ve son dönemde Cem Yılmaz’lı Türk Telekom işleri.

Başkası tarafından yaratılmış favori kampanyam: Yüzlerce iş var çok sevdiğim ama ilk aklıma gelen Bueonos Aires Independent Film Festival’in ‘if it’s not for you it’s not for you’ kampanyası.

Kariyerimdeki en iyi an: 3-4 yıl önce AHE için ev hanımları emeklilik reklamı yapmıştık. Hani şu küçük bir kızın, annesi için “Benim annem hem doktor, hem aşçı, hem mühendis, hem ayakkabı bağlayıcı…” dediği reklam. Yayına girdiğimizde annemi arayıp, anne o reklamı sana adıyorum, demiştim. Annem de telefonda ağlayıvermişti. Kariyerimdeki en iyi an odur.

İş hayatımdaki en utandırıcı anım: İlk yılımda Türkiye’de baktığım markanın yurtdışındaki headquarter’ına tek başıma İngilizce büyük bir sunum yapmıştım. Sonu iyi bitmişti ama stresimin büyüklüğünü unutamıyorum.

Bir kampanyada beraber çalıştığım en iyi ünlü: Türkiye’nin en iyi isimleriyle çalışıyoruz. Kimi desem haksızlık olacak. Ama yakın dönemde çalışmaya başladığımız ve halihazırda çalıştığımız Ata Demirer’in çalışması hem kolay hem de zevkli birisi olduğunu söylemem gerek. Çünkü takım çalışmasına inanıyor ve işin iyiliği için elinden geleni yapıyor.

Bu sektörde birlikte çalışmaktan en mutluluk duyduğum insan: Hem iş arkadaşım hem de ‘bildiğin arkadaşım’ olarak Bahadır Karataş’la çalışmayı her zaman seviyorum.

Kariyerimde en büyük etkiye sahip kişi: Bahar Erdeniz. Kendisi reklamcı değil. Bu sektörden pek hoşlandığını da söyleyemem. Ama benden habersiz, beni reklamcılık kursuna yazdırarak bu pis işe bulaşmama sebep olan kişidir.

Bu yazı Campaign Türkiye Şubat sayısında yayınlandı.