artwork

Hayat, işten ibaret değil

2 yıl önce

0

Önce pandemi, ardından içinden geçtiğimiz zorlu şartlar derken, çalışan mutluluğu her zaman olduğundan daha da fazla önemsediğimiz bir konu haline geldi. Sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada çok ciddi bir dönüşümden geçiyoruz. Belirsizliğin yeni normal olarak kabul edildiği bir dönemden geçerken, bir yandan da iş gücünde sayıları hızla artan Z kuşağının beklenti ve motivasyonlarını anlamaya çalışıyoruz. Çalışan mutluluğunu etkileyen faktörler hızla değişirken, biz de Publicis Media olarak ekiplerimize olabildiğince özgür, esnek bir çalışma ortamı sunmaya, özellikle yeni nesile ses vermeye, sürekli gelişim programlarıyla çalışanlarımızı desteklemeye ve farklı deneyimler edinmelerini sağlamaya çalışıyoruz. Her şeyden önemlisi, insanı ve insan olmayı ön planda tutarak hayatımızın sadece işimizden ibaret olmadığını ve her zaman yanlarında olduğumuzu onlara hissettirebildiğimizi düşünüyorum. 

Medya operasyonumuzun geneline baktığımızda; çalışanlarımız ortalama 2 sene bizimle çalışıyor. Öte yandan özellikle liderlik kadromuza baktığımızda, 10 yıldan fazladır grup bünyesinde çalışan sayımız da gurur verici şekilde yüksek. Pandemi sonrasında çalışan sirkülasyonumuzda ciddi bir düşüş var. Grubumuz içerisinde bulunan 20’den fazla uzmanlık alanının yer aldığı farklı departmanlar arasında rotasyon imkanı sunan “liquid talent” yaklaşımımız da sirkülasyonu düşürmede bir etken. Dünyanın en büyük iletişim ağlarından biri olarak, global kariyer fırsatlarını da bu bakış açısıyla değerlendiriyoruz.  

Çalışanlarımızda “gelişim payı” olarak gözlemlediğimiz unsurların büyük çoğunluğu aslında yol boyu öğrenebilecekleri, deneyimleyebilecekleri kazanımlar. Bu bağlamda, kıdemli yöneticilerimiz ve liderlerimizin birçok farklı uzmanlık şapkası altındaki yetilerini yeni aramıza katılan yeteneklere geçirmesi, onlara koçluk yapması, gelişimlerini de olumlu yönde etkiliyor. Bunun yanı sıra, medya özelinde liderlerimiz tarafından hayata geçirilen eğitim programlarımız (Performics Academy gibi) aracılığıyla hem kendi çalışanlarımızda gelişmesi gerektiğini düşündüğümüz noktaları besliyor, hem de iletişim ekosistemindeki paydaşlarımızla (Amazon, Google, Facebook vb.) yakın iş birliği kurarak kendilerinden de çok şey öğrendiğimiz, gündemi yakaladığımız, modern ve bütünsel bakabilen bir vizyonla ilerliyoruz. 

Özellikle pandemi sonrasındaki dönemde maalesef sadece medya veya yaratıcı sektörlerde değil, hemen hemen tüm endüstrilerde insan kaynağı sorunu yaşanıyor. İçinde bulunduğumuz dijital dönüşümün ana oyuncuları olarak, sektörümüzün bu sorundan aldığı payı göz ardı edemeyiz. Geniş bir yetenek havuzunu barındıran sektörümüzün içerisinde yer alan birçok uzmanlık alanının varlığı, arz talep noktasında da birtakım dengesizliklerin oluşmasına sebep oluyor. Bu sorunu çözebilmek adına sektör yorulmadan karşısına çıkan her fırsatı/platformu değerlendirmeli, çoklu paydaş yaklaşımıyla hareket ederek, reklamverenler, kamu, üniversiteler ve biz sektör liderleri bir araya gelerek kendimizi daha iyi anlatabilmeliyiz.  

Pandemiden bu yana çoğunlukla evlerimizden çalışmaya devam ettiğimiz süre zarfında fiziksel olarak ofiste olmadan da operasyonlarımızı verimli ve pratik bir şekilde yürütebildiğimizi gözlemledik. Bu bağlamda bugün ofisimizi bir “co-working space” olarak kullandığımız esnek çalışma düzeniyle birlikte, her hafta düzenli olarak bir araya geldiğimiz Media Day adı altındaki happy hour buluşmalarımızın da etkisiyle motivasyon kaybı yaşamadan, ekip ve şirket kültürümüzü korumayı amaçlıyoruz.

Sektöre yetenek çekebilmek için liderler olarak bizlere önemli sorumluluklar düşüyor. Özellikle IAB Türkiye, MMA Türkiye, Reklamcılar Derneği gibi derneklerdeki temsiliyetlerimizle birlikte, sektöre kazandırmayı planladığımız yeni mezun/deneyimli yeteneklerle imkanlar ve zamanımız elverdiğince birebirde buluşmaya, onlara çeşitli programlar/eğitimler vasıtasıyla mentorluk yaparak gelişimlerine katkı sağlarken, kendimizi de yakından anlatmaya/tanıtmaya odaklanıyoruz. Özellikle iletişim, pazarlama ve medya alanlarında eğitim veren üniversitelerle iş birliği içerisinde olmak, öğrencilerimize ve yeni mezunlarımıza sektörümüzü anlatabilmenin kritik olduğunu düşünüyorum. 

Aylin Aldinç

Publicis Groupe Türkiye Chief Client Officer

 

 

 

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 126. sayısında yayımlanmıştır.

Senin için
Tümünü göster
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu: “Türkiye bölgesel bir üs…

T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Türkiye’nin sunduğu yatırım fırsatlarını küresel iş...