artwork

Havanı alırsın!

9 yıl önce

0

Günlerden Salı. Pastırma yazının son zamanları ya, yürüyüş yapıp hava alayım dedim öğle arası. Ofisten çıktığımı hatırlıyorum birkaç kişiye “afiyet olsun” deyip selam verdikten sonra, ama sonra kendime geldiğimde Nişantaşı’nın ortasına varmışım. Ya hangi ara geldim ben buraya anlamadım!

Anlamam tabi, elimde telefon kulağımda kulaklık “ha şu videoya da bakayım, hadi bu e-postayı da cevaplayayım, e bir de şuna WhatsApp’tan sesli mesaj atayım, kızımın Snapchat’ine aynen resimli yanıt vereyim, Run Tracker’ı açmamışım hay Allah kaç adım attım sayamayacağım, TuneIn’den de bir parça daha dinleyeyim, son bir kere de Growtopia’da WL gönderen oğluma ben de karşılık olarak ejderha vereyim” derken varırım tabi Nişantaşı’na anlamadan. Dua edeyim ki tepeme çıkmadı bir araba nasıl geçtiğimi hatırlamadığım yollarda.

Fark ettiğimde durup kafamı kaldırdım ve olduğum yerde beş dakika kadar bekleyip etrafımı seyrettim. Gördüğüm manzara kendimden çok da farklı değildi. Ellerinde akıllı telefon ya da tabletleriyle insanlar “hava almaya” çıkmıştı benim gibi.

Elin de gözün de telefonda

Sokaklarda sizlerin de çok rahat gözlemleyeceği ve hatta kendinizin de içinde bulunduğu bu davranış kalıbı artık yaşantımızın bir parçası haline geldi. Önümüzdeki dönemlerde de internete bağlı olacak mobil telefon ve tabletlerin sayısı arttıkça bu görüntü daha da ağırlık kazanacak. Tüketici davranışlarındaki bu değişim reklamverenlerin de iyi takip etmeleri gereken yenilikleri beraberinde getiriyor. Zira, eskiden etrafını seyrederek “hava” almaya çıkan tüketiciler artık basılı ya da büyük ekran sokak reklamlarından ziyade ellerindeki aletlerin ekranlarından ayırmıyorlar göz bebeklerini.

İyi değerlendirilmesi durumunda “terzi işi-kişiye özel” reklamcılık yaklaşımı, yapılan reklam harcamasının tüketici üzerindeki etkisini, psikolojik ve rakamsal geri dönüşünü alınabilecek geri bildirimler yoluyla hemen anlama imkanını da getirebilir. Bu da şirketlere, tüketicinin reaksiyonuna göre hızlı karar alma ve manevra yapabilme kabiliyetini kazandırır.

İkinci ekran

Bu da yeni moda mı demeyin. TV seyrederken önünde dizüstü bilgisayar ya da tableti, hiçbiri yoksa akıllı telefonu elinde olan artık milyonlarca insan var ülkemizde. Kimi işten gelir bırakır telefonu yatak odasında kimi de yatana kadar elinden bırakmaz. 8-17 yaş aralığı gençleri gözlemlediğinizde mobil cihazlar ile geçirdikleri zaman TV seyir saatleriyle ile yarışır durumdadır. Nitekim Millward Brown tarafından yapılan 2014 AdReaction çalışmasında dünyada pek çok ülkede bu durum böyledir.

Hal böyle olunca reklamverenlerin zaman ve mekan ayarını iyi yaparak mobil cihazlar üzerinden ulaşabilecekleri tüketici kitlesi ciddi bir potansiyeldir. Özellikle “zaman” ayarlaması çok önemli bir konudur. TV izlediği esnada sorulan soruya cevap vermesi durumunda kendisine verilebilecek bir aylık ücretsiz “dizi” kanalı kullanımı gibi. Ya da ev dışında, alışveriş merkezinde dolaşırken bir kahve içerse ikincisinin ücretsiz olacağı haberini veren kahve dükkanına davet mesajı gibi. Zamanlaması iyi olmayan mesajın hiçbir değeri yoktur çünkü o an tüketilebilecek bir olanak sunulmamıştır. Seviyoruz bedavayı huyumuz kurusun! Kim sevmez ki?

Lüks ürünlere de fırsat

Mobil cihazlar üzerinden yapılabilecek reklam uygulamalarını sadece özel indirimler ya da ücretsiz ürünler olarak düşünmemek gerekir. Üreticisinin de tüketicisinin de indirimi sevmediği lüks tüketim ürünleri de bu durumu avantaja çevirebilir. Genele kapalı organizasyonlara özel davetler, VIP davranış, markaya sadakat hediyeleri gibi yöntemler bunlardan bazılarıdır. Tüketici çok fazla bir şey istemiyor. Beklenti kullandığı markalar tarafından fark edilmek, özel hissetmek, bilinmek. Bunun da yolları; zamanlaması doğru “teklifler” yapmak, tüketiciye “kontrol sende” mesajını vermek ve “kendisi gibi” olanların ne düşündüğü ve tercihleri hakkında bigilendirmek gibi yötemlerden geçiyor. Emniyet kemeri insanı hayata bağlar ya, aynı şey sanırım yakında yayalar için “kulaklık kullanın, hayata bağlanın” şeklinde de kullanılmaya başlanacak.

Murat Çolakoğlu

PwC Türkiye Şirket Ortağı

Eğlence ve Medya Sektör Lideri

@mcolak001

*Bu yazı Campaign Türkiye’nin Aralık 2014 sayısında yayınlanmıştır.