PwC’nin bu yıl “Dijitalin Ötesinde” temasıyla 16.’sını gerçekleştirdiği Küresel Eğlence ve Medyaya Bakış raporu, güçlenen tüketicilerin beklentilerinin de yükseldiğini gösteriyor.
Dijital uygulamaların hayatımıza girdiği, eğlence ve medya sektörünün tüketici beklentilerindeki hızlı yükselişe ayak uydurmaya çabaladığı on yılın sonunda, tüketicilerin gözünde dijital veya geleneksel medyanın hiçbir farkı olmadığı artık çok net. Tüketiciler kendileri için oluşturulan içerik deneyiminin nereden geldiği ile ilgilenmiyorlar; istekleri çok açık: daha fazla esneklik, özgürlük ve uygunluk.
Tam da böylesi bir ortamda artık eğlence ve medya dünyasında parçalara ayrılmış bir manzara yok. Bunun yerine, yeni dijital hizmetlerin daha kapsamlı ve çeşitli bir içerik dünyası yarattığı ve dijitalin platformlar arasında ürün sunumunu hızlandırdığı değişken ve çok yönlü bir ekosisteme sahibiz.
İçerik ve erişim noktalarının yaygınlaşmasıyla birlikte açıkça gördüğümüz gibi tüketiciler tüketimin zamanı ve şekli bakımından daha fazla esneklik ve özgürlük, yani daha fazla seçenek istiyor. Kendi istedikleri tercihlere uygun hizmet bekleyen tüketiciler hizmetlerin de mobil olmasını istiyor. Bununla birlikte, tüketiciler olağanüstü bir kullanıcı deneyimi (cazip içerik yelpazesi, mükemmel keşifler, sosyal toplululuk) ile daha fazla kişiselleştirme özelliği ve cihazlararası erişim sunan hizmetlere geçiş yapacaklarını tekrar tekrar gösteriyorlar. Dahası, tüketiciler başka yerde bulamayacakları içerik deneyimleriyle ilgilenmeye son derece hazırlar. Bu nedenle, sinema, canlı konserler ve spor etkinlikleri gibi paylaşımlı ve gerçek zamanlı deneyimler yıllardır tüketicilerin ilgisini çekmeyi başarıyor. Bu tür deneyimler bir yandan dijital ve sosyal medyanın yaygınlaşması karşısında hayatta kalmayı başarırken diğer yandan bu tür yenilikler sayesinde yeniden canlanıyor.
3 önemli faktör
Bu ortamda faaliyet gösteren eğlence ve medya şirketleri için şu anda tüketicinin seçtiği platformda farklı ve orijinal bir kullanıcı deneyimi ile içeriği birleştirebilmek büyük önem taşıyor. Böylesi bir ortamda başarı ise üç şeyi doğru yapmaktan geçiyor:
1. Ürün ve kullanıcı deneyimi etrafında yenilik yapmak
2. Dağıtım kanallarında kusursuz tüketici ilişkileri geliştirmek
3. Mobili (ve giderek artan şekilde videoyu) tüketici tekliflerinin merkezine koymak
Eğlence ve medya sektörü, lokasyon ve tüketici davranışları da dahil olmak üzere tüketicilerle ilgili zengin verilere de ulaşarak “bağlamsal farkındalık” çağına girmiş durumda. Bu nedenle saydığımız bu üç durum sektörde gün geçtikçe daha belirgin hale geliyor. İçerik üretiminde geleneksel sınırların bulanık hale geldiği reklam sektörü hedef kitleye ilişkin ölçütlere, doğru hedef koymaya ve doğru program yapmaya ilişkin konularda önemli adımlar atmış durumda. Reklamcılıkta müşteri seçimleri daha da genişlerken, tüketicilere daha doğru içeriği ve deneyimi sunmak için en çok yararlanılan kaynak ise veri analizi.
Beklentiler dijitalin ötesinde
Eğlence ve medya sektörünün geneline baktığımızda ise bağlantı halindeki evlerden, gelişmekte olan pazarlarda orta sınıfın genişlemesine kadar uzanan farklı fırsatlara hazır olabilmek için, oyuncuların kendilerini konumlandırdıklarını görüyoruz.
Uzun lafın kısası, günümüz dünyasında sunduğunuz hizmetin dijital olup olmamasının pek fazla önemi yok. Artık beklentiler dijitalin ötesinde; tüketici seçimleri, yenilik ve deneyim sektördeki üç temel unsuru oluşturuyor. Bu üç konuda uzmanlaşmak ticari başarı ve gelecekte de büyümenin devamını sağlamak için büyük önem taşıyor.
Murat Çolakoğlu
PwC Türkiye Şirket Ortağı
Eğlence ve Medya Sektör Lideri
Bu yazı, Campaign Türkiye’nin Ağustos 2015 sayısında yayımlanmıştır.