artwork

Gizem Keçeci: “Siemens olarak yaşamın içindeyiz”

6 yıl önce

0

Siemens Türkiye’den Gizem Keçeci ile markanın “Yaşam İçin Yenilikçi Zeka” kampanyasını ve dijitalleşme konusunda izledikleri yeni strateji ile vizyonlarını konuştuk.

Siemens Türkiye İletişim ve Kurumsal İlişkiler Direktörü Gizem Keçeci

 

Globalde 171, Türkiye’de ise tam 162 yıldır faaliyet gösteriyor Siemens Türkiye. Marka; yenilikçi bir anlayışla, mühendislik gücü ve dijitalizasyondaki uzmanlığı ile insanların hayatlarını iyileştirmeye odaklanıyor. İstihdam, üretim ve yeni yatırımlara ek olarak Türkiye’nin ekonomik ve teknolojik gelişimine katkı sunmaya devam etmeyi en önemli hedefleri olarak belirliyorlar. Bununla birlikte sosyal sorumluluk projeleri de markanın ihmal etmediği ve önemli çalışmalar sürdürdüğü bir alan. Siemens Türkiye İletişim ve Kurumsal İlişkiler Direktörü Gizem Keçeci ile markanın dijital dönüşümünü, yayınladıkları yeni kampanyalarını ve kadınların güçlendirilmesi için hayata geçirdikleri projeleri konuştuk.

Müjde Bayındır Siemens Türkiye olarak yeni kampanyanız “Yaşam İçin Yenilikçi Zeka”yı birçok farklı mecrada yayınladınız. Reklam filminin hazırlık süreçlerinde nasıl bir içgörü vardı, kampanya detaylarını bizimle paylaşabilir misiniz?
Gizem Keçeci
Sorunuz doğrultusunda sizlere öncelikle Siemens’ten bahsetmek istiyorum. 171 yıl önce kurulan Siemens, kuruluşundan sadece 9 sene sonra Türkiye’ye geliyor. Yani 162 senedir ülkemizde ve hayatlarımızın içinde olan bir markadan söz ediyoruz.
Türkiye’de birçok ilk de Siemens’le gerçekleşiyor. Örneğin ilk telefon hattı, ilk enerji santrali, Türkiye’nin ilk hidroelektrik santrali, ilk hızlı tren, buhar makinesi, dinamo, X-ray gibi birçok ürün ve çözüm ülkemize Siemens ile geliyor. Günümüzde de İstanbul’da iki kıtayı birbirine bağlayan köprülerimiz Fatih Sultan Mehmet Köprüsü, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden tutun, Marmaray ve Osmangazi Köprüsü gibi hayatımızın içindeki birçok yapıda da yine Siemens’in imzası var. Kısaca Türkiye’nin ulaşımındaki bu kilit projelerde ulaşım sistemlerimiz ve çözümlerimizle hayatı kolaylaştırmayı ve insanlara fayda sağlamayı hedefliyoruz.
Yaptırdığımız araştırmalarda Siemens nasıl biliniyor? Siemens’in güvenilirlik, itibar ve marka bilinirliği açısından oldukça yüksek ve üst seviyelerde olduğunu gördük. Peki bunların ışığında Siemens’in tüketicilere sunduğu ürün ve çözümler neler? Bu soruları sorduğumuzda da gelişim göstermemiz gereken bir alanın olduğunu gördük. Siemens’in tüketiciye nasıl bir fayda sunduğunun, tüketicinin hayatına nasıl dokunduğunun bilnmediği ortaya çıktı. Biz de bu içgörüyle hareket ettik. 162 senedir varlık gösteren bir marka olarak, yenilikçiliğe olan tutkumuzla, mühendislik gücümüzle ve dijitilizasyon uzmanlığımızla birlikte; hayata geçirdiğimiz ürün ve çözümlerin yaşamlarımıza nasıl katkı sağladığını anlatmak üzere de “Yaşam İçin Yenilikçi Zeka” reklam kampanyamızı kurguladık ve hayata geçirdik. Diyoruz ki, aslında bizi görmesen de duymasan da biz oradayız, biz yaşamlarınızın içindeyiz. Bu kampanya ile ürünlerimizin neler olduğunu, nerelere odaklandığını, bizlere ne gibi faydalar sağladığını anlatmaya odaklandık.
Kampanyada, Siemens Türkiye’nin sağladığı birçok akıllı bina teknolojisi ile bizim yaşam alanlarımızda daha çok konfor sağladığını anlatıyoruz. Ayrıca %40’a varan enerji tasarrufu sağlamak da mümkün oluyor. Yine akıllı çözümlerimiz sayesinde enerji üretimi ve iletimi alanında da gerçek zamanlı kontroller sağlamak mümkün. Bu sayede aslında yaşam alanlarına ve şehirlere kesintisiz verimli ve güvenli enerji sağlıyoruz. Yine bir başka çözümümüz de dijital fabrikalar. Dijital fabrikalar birimimizde tüm işletmelere uçtan uca dijitalleşmelerinde destek veriyoruz. Bu ne demek? İşletmelere sunduğumuz dijital çözümlerimizle şirketlere uçtan uca destek veriyor, danışmanlığın ardından sunduğumuz çözümlerle şirketlerin daha kısa sürede, daha düşük maliyetlerle ve daha az risk alarak çok daha rekabetçi olmalarını sağlıyoruz. Dijitalleşmelerine zamandan tasarruf ederek ve alacakları riski de daha azaltarak katkıda bulunuyoruz. Yeni yüksek hızlı trenlerimizle de daha hızlı ve konforlu şekilde ulaşım yapılmasını sağlıyoruz. Yani dijitalleşme alanındaki tüm ürün ve çözümlerimizle biz yaşamın içindeyiz. Hayatları kolaylaştırıyoruz.
“Yaşam İçin Yenilikçi Zeka” kampanyamızı hayata geçirirken de 360 derece iletişim planına odaklandık. Reklam filmini öncelikle şirket içi çalışanlarımızla paylaştık. Buradaki amaç çalışanlarımızın, kampanyamızın verdiği mesajları daha çok içselleştirmesini sağlamaktı. Hemen ardından müşterilerimizle paylaştık. En son da kapsamlı bir medya planı ile kitlesel iletişime geçtik. Bu aşamada bu kampanyanın gerçekten önemli bir takım çalışması sonucunda, kısa sürede hayata geçtiğini söylemek isterim. Çünkü güçlü bir takım çalışması olmasa gerçekten de böyle başarılı bir kampanyayı hayata geçirmek mümkün olmazdı diye düşünüyorum. Gerek yeniden yapılandırmakta olduğumuz Siemens iletişim takımına, gerekse de ajanslarımıza, İz İletişim’e, Sinerji’ye, Konak Medya’ya ve MediaCom’daki takım arkadaşlarımıza hem teşekkür etmek hem de onlarla birlikte gerçek bir takım oluşturarak bu çalışmayı hayata geçirdiğimizi vurgulamak isterim.

Müjde Bayındır Siemens Türkiye’nin faaliyet gösterdiği bir diğer alan da sürdürülebilirlik. Bu konu önemini yıllar içerisinde giderek artırıyor. Sizin bu alandaki çalışmalarınızı dinleyebilir miyiz? 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vasıtasıyla da sormak isterim, kadınların güçlendirilmesi üzerine geliştirdiğiniz strateji ve projeler mevcut mu? 
Gizem Keçeci Sürdürülebilirlik, Siemens için gerçekten önemsediğimiz ve çalışma stratejilerimizin merkezinde yer alan bir kavram. Kadınların güçlenmesi de bizim Siemens’teki odak alanlarımızdan biri. Bu konuyu çok önemsiyoruz ve Siemens’te çifte sorumluluk anlayışıyla çalışıyoruz. Bundan 171 sene önce kurucumuz Werner von Siemens’in de bu işe verdiği önemle hayata geçirmiş olduğumuz bir bakış açısı bu. O, bulunduğumuz ülkelerde sadece ticari faaliyetler sürdürmekle kesinlikle yetinmememizi, aynı zamanda içinde bulunduğumuz toplumu geliştirmek, ileriye götürmek için de sosyal sorumluluk projeleri hayata geçirmemizi söylüyor. Günün koşullarına göre de o dönemde kadınların emeklerini destekleyecek farklı projelere imza atıyor.
Aslında sosyal sorumluluk projeleri, sosyal sorumluluğu geliştirmek konusundaki gelişim ve isteklilik biz Siemenslilerin genlerinde var demek sanırım doğru olur. Biz de bu odakla kadınların güçlendirilmesi için neler yapabiliriz diyerek çalışmalarımızı şekillendirdik. İlk olarak şirketimizde bir çeşitlilik konseyi kurduk. Çeşitlilik konseyimizle birlikte şirketimizdeki çalışan kadın oranlarına da baktık. Şirketteki çalışan kadın oranımız bugün %24,5. Ar-Ge birimimizde ise %30 seviyesinde. Bu yüzde otuzun mühendislerden oluşan bir takım olduğunu düşünürsek bu oran hem uluslararası hem ulusal ortalamaların oldukça üzerinde. Bundan da gurur duyuyoruz. Bu oranı artırmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Yönetici kademesine baktığımızda da şu an yönetici kadın oranımız %20’ye yaklaşan seviyelerde ama biz 5 sene içerisinde bu oranı %30’lar seviyesine çıkartmak için de çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Kadınların güçlendirilmesi odağındaki çalışmalarımızı aslında birkaç başlık altında toparlayabiliriz. Bizim yüksek oranlarda çalışan kadınlarımız var. Biz neler yapıyoruz bununla ilgili? Yeni anne olan çalışan kadınlarımıza süt odası, kreş yardımı veya okulun ilk günü izinli olma imkanı sunuyoruz. Ayrıca kadınlara özel bir destek hattımız da var. Kadınların herhangi bir ihtiyacında 7/24 onlara psikolojik destek olabilir, danışmanlık yapabilir.
Ar-Ge birimindeki çalışan kadın oranını artırmak amaçlı çalışmalarımızdan bahsetmiştim. Mühendislik eğitimi alan kız öğrencilere eğitimlerinde destek oluyoruz. Son olarak da TÜSİAD’ın “TV Dizilerinde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Programı”nın başlıca destekçilerinden olduk. Kitlesel iletişim araçlarıyla toplumdaki farkındalığı artırmanın önemli olduğuna inanıyoruz. Televizyon izleme oranının oldukça yüksek olduğu ülkemizde yüksek oranda izlenen dizileri de düşünerek TV dizilerinde daha güçlü kadınların gösterilmesi, daha toplumsal cinsiyet eşitliği odağıyla geliştirilen senaryolar ve bunların hayata geçirilmesi için bu projenin başlıca destekçilerindeniz. Bu yaptığımız çalışmalarla da Dünya Bankası ve KAGİDER’in iş birliğiyle hayat geçirilmiş olan Fırsat Eşitliği Modeli sertifikasını da (FEM) Türkiye’de alan ilk şirket olduğumuzu vurgulamak isterim.
Tüm bunları yapıyoruz fakat biliyoruz ki kadınların güçlendirilmesi aslında sadece sosyal bir konu değil, aynı zamanda ekonomik bir konu. O yüzden özel sektörün de bu konuyu bizim gibi odağına almasının çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Araştırmalar gösteriyor ki kadın ve erkeklerin ekonomiye eşit oranda katılmaları mümkün olursa eğer, 2025’te ekonomide 28 trilyon dolar seviyelerinde bir büyüme mümkün olabilir. İşte bu da demin söylediğim gibi, meselenin gerçekten ekonomik bir mesele olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla da kadınlarımızın güçlendirilmesini önemsiyoruz ve bu alandaki çalışmalarımızı da odağımıza alarak devam etme kararlılığındayız.

Müjde Bayındır İnovasyon ve Ar-Ge alanlarında ne gibi çalışmalar yürütüyorsunuz?
Gizem Keçeci Şirket olarak Ar-Ge’ye çok önem veriyoruz. Demin de bahsettiğim gibi, biz mühendislik ve teknoloji şirketiyiz. Eğer biz bunu diyorsak, dijitalleşen çağımızda, dijitalleşmenin merkezinde yer alan şirketimizde Ar-Ge konusuna da çok önem veriyoruz. Türkiye ortalamasının iki kat üzerinde Ar-Ge bütçemiz bulunduğunu da özellikle vurgulamak isterim.
2017’de 27 milyon euro’luk AR-GE bütçesi, 2018’de %25 oranında artırılarak hayata geçirilecek. Bu şekilde bir planlamamız var. Bundan birkaç sene önce 50 mühendisle yola çıkmış olan Ar-Ge birimimiz bugün çok kısa zamanda 550 mühendise ulaşmış durumda. Demin bahsetmiştim, bu mühendislerimiz %30 oranında da kadın çalışan. Burada bizim Türkiye Ar-Ge birimimizde yapılan, geliştirilen, çalışılan pek çok çözüm de dünyanın pek çok ülkesine de ihraç edilmekte. Bununla da büyük gurur duyuyoruz. Çünkü Siemens Türkiye’nin
Ar-Ge biriminde yapılan çalışmalar, demek oluyor ki birçok Siemens ülkesine de ihraç ediliyor. Bunun hem Siemens Türkiye hem de ülkemiz adına gurur verici olduğuna inanıyorum. Dolayısıyla bu alandaki çalışmalarımıza da önümüzdeki dönemde de dijitalleşme misyonumuz paralelinde devam edeceğimizi söylemek isterim.

İnci Vardar Sizin iletişim stratejinizi belirleyen, sunduğunuz ürün ve hizmetler. “Yaşam İçin Yenilikçi Zeka”da özellikle sürdürülebilirlik ve enerji tasarrufunu işleyerek yaşama kattıklarınızı ortaya çıkarıyorsunuz. Bunun dışında iletişim stratejinizde sizi rakiplerinizden ayrıştıran neler var?
Gizem Keçeci Araştırmalardan bahsetmiştim, Siemens çok güvenilir, itibarı çok yüksek bir marka, marka bilinirliği de çok yüksek. Ancak Siemens’in tam olarak ürün ve servisleri nelerdir, Siemens benim hayatıma nasıl dokunur, Siemens hangi ürünlerle benim hayatımda yer alır, bana nasıl katkı sağlar; bu konudaki farkındalığın, bilinirliğin biraz daha artırılması gerektiğini gördüğümüzden, iletişim stratejimizi de bu dönemde buraya odakladık. Ve dedik ki biz aslında öncelikli olarak Siemens’in ürün ve çözümleri nelerdir, biraz bunları anlatalım. Bu konuda farkındalığı artıralım. Bizim hayatlarımıza nasıl katkı sağlıyor, hangi alanlarda dokunuyor, bunları ön plana çıkartacak bir kampanya hayata geçirelim dedik. Bunu da 360 iletişim stratejisiyle hayata geçirme kararı aldık. Bugün televizyonlarda, açıkhavada reklamlarımız, yayınlarımız devam ettiği gibi; sosyal medyada, dijitalde ve buradaki yayınlarımızda uzun soluklu olarak devam etmekte. Dolayısıyla dijitalleşmenin merkezinde olan bir sektör ve bu sektörün başlıca oyuncusu olarak da biz, önümüzdeki dönemde de dijital mecrayı kullanacak ve medya planlamamızda önceliklendirecek şekilde, çalışmalarımıza devam edeceğiz.

İnci Vardar Geçtiğimiz yıl Siemens Türkiye için nasıl geçti? Gelecek hakkındaki planlarınız nelerdir? 2018’de neler bekliyorsunuz?
Gizem Keçeci Şu an Siemens Türkiye olarak 3000’in üzerinde çalışanımız var. Ve direkt çalışanlarımıza ek olarak düşünürsek, dolaylı olarak da yaklaşık 40.000 kişiye istihdam sağlıyoruz. Doğrudan istihdamın da %24,5’ini kadın çalışanlarımız oluşturuyor. Doğrudan, dolaylı ve teşvik edilen olmak üzere de Türkiye ekonomisine yılda ortalama 3,2 milyar liralık katkıda bulunuyoruz. Bunların önemli rakamlar olduğunu düşünüyorum. 162 yıldır ülkemizde faaliyet gösteriyoruz ve bulunduğumuz zaman zarfında, demin de bahsettiğim gibi birçok ilke imza atmış olan, birçok ilkin ülkemize gelmesinde önemli katkılar sağlamış bir şirket olarak Türkiye’nin, ülkemizin ekonomik ve teknolojik gelişimine de katkıda bulunmaya devam etmek üzere çalışmaktayız. Bu bizim en önemli hedeflerimizden. Çünkü yenilikçilik tutkumuz, mühendislik alanındaki ve dijitalleşmedeki uzmanlığımızdan da yararlanarak, ülkemizin dijital dönüşümünü hızlı ve etkili şekilde gerçekleştirmesi için elimizden gelen desteği vermek üzere çalışmalarımıza devam edeceğiz.
İletişim stratejimiz anlamında da düşünürsek, orada şeffaflık önemli. İletişim stratejimizi de şeffaf, bütünlük yaratan bir yaklaşımla dijitalizasyon üzerine kurmaya devam edeceğiz ve bu alanda da ilerleyeceğiz.

Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye Mart 2018 sayısında yayımlandı.