Site icon Campaign Türkiye

Fikir ürünlerinin korunması ama nasıl?

Yaratıcı olabilirsiniz. Ancak yarattığınız eseri hukuki anlamda korumak konusunda da bir o kadar daha yaratıcı olmanız gerekiyor. Yazdığınız bir senaryo, tasarladığınız görsel bir yapıt ya da ilk defa kendinizin oluşturduğunu düşündüğünüz başka kimsenin aklına gelmez dediğiniz bir yarışma formatı sadece size ait olsun istersiniz. Gerek Türkiye’de gerek yurt dışındaki farklı hukuk sistemlerinde henüz tam anlamıyla bir çözüm bulunmuş olmasa da yaratıcı kişiler kendilerine birtakım çözümler üretmeye gayret gösteriyorlar.

Bu konuda öncelikle yaratıcılık konusu fikrin ya da yapıtın gerçekten eser olup olmadığı yani kanuni koruma kapsamına girip girmediği tespit edilmeli. Her akla gelen yaratıcı fikir eser değildir. Örneğin, bir işi daha hızlı veya daha efektif yapabilmek için bulunan yöntemler eser niteliğinde değildir. Anlatılması zor bir işi dinleyicilere ya da okuyuculara pratik bir şekilde açıklayabilecek bir sunum yöntemi koruma gerektiren bir eser değildir, aynı şekilde her tasarlanan mobilya da eser değildir.

Klasik eserlerden şiir, hikaye, senaryo, çekilen kısa bir görüntü, yazılan bir bilgisayar programı koruma yöntemi en çok sorulanlar. Cevabı baştan vermek en doğrusu, eserin en sağlam korunma yöntemi alenileştirilmesidir. Yani kullanılması, yayınlanması veya gösterilmesi.

Bestelenen bir müzik eserinin başkası tarafından ele geçirilmesini önlemek için noterden müzik notalarını ve sözlerini onaylatmak gibi ilk yayınlayan kişi olarak, yayınlandığı tarih ve yayınlayan kişinin belli olduğu bir ortamda o eseri kullanmak da bir yöntem.

Fikri mülkiyet hakları ve bu haklara ilişkin koruma kendine özgü niteliklere sahip olup, hukukun diğer alanlarından ve alanlara ilişkin korumadan farklıdır. Fikri mülkiyetin özellikleri dikkate alınmaksızın klasik hukuk bilgisiyle, bu alana ilişkin problemlere çözüm üretilemeyeceği de aşikardır.

Av. Şebnem Bostancı / Hukuki Boyut 

 

 

Exit mobile version