Eşitlik ve adalet

Siyasi partilerden markalara kadar herkesin hedefinde siz varsınız. Herkes sizi anlamaya çalışıyor, peki gerçekten anlaşıldığınızı düşünüyor musun?
Bizi anlamak denilen şey çok geniş bir kavram bu yüzden ne konuda anlamak olduğuna göre değişir bizi anlamanın tanımı da… Fakat genel olarak bakarsak şahsen anlaşıldığımızı da çok düşünmüyorum. Özellikle siyasi partilerin bu konuda girişimleri olsa da çok samimi bulmuyorum aksine kendi çıkarları için bir şeyler yaptıklarını düşünüyorum; bizler için değil.

Şu an televizyonda, sosyal medyada ya da panolarda gördüğün reklamlar sana hitap edebiliyor mu? Son yıllarda aklında kalan ve seni en çok etkileyen bir reklamdan bahsedebilir misin?
Şahsen hemen hemen hiçbir reklam ilgimi çekmiyor; çünkü çoğu çocukça ve artık neredeyse tüm reklamlar birbirine benziyor. Fakat bazı reklamlar her ne kadar “aşırı etkiledi, izlediğim en iyi reklamdı” dedirtmese de güzel oluyor. Bunlar çoğunlukla sosyal mesaj veya gündemle alakalı farkındalık yaratacak mesajları akıllıca bir biçimde reklama yansıtanlar oluyor bana göre. Burada bahsettiğim akıllıca kısmı çok önemli; çünkü reklamı asıl güzel kılan basitçe mesajı vermektense onu akıllıca ve yaratıcı bir biçimde reklama gizleyerek öne çıkarıyor olmaları. Tabii ne yazık ki bu akıllıca mesajı alan kitle daha azınlıkta olduğu için, çoğu reklam çocukça ve 3 yaşındakilere anlatır gibi. Bu şekilde “geniş” kitleye hitap etmek tercih ediliyor.

Seni gerçekten harekete geçiren ne? Bir şeyi satın almak, okumak, izlemek, yapmak için seni en çok ne motive eder?
Beni en çok harakete geçiren güvendiğim insanların veya sosyal medya platformlarının önerileri oluyor. Reklamlardansa beni tanıyan ve bilen kişilerin bana bir şeyi önermesi beni o konuda daha çok teşvik ediyor.

Sana göre sen ve yaşıtlarını sizden öncekilerden/büyüklerden ayıran farklar neler?
Yukarıda da bahsettiğim gibi anlaşılmak, çok geniş bir kavram; çoğu yetişkinin kafasında bizim yaşımızdakiler “bizi hiç anlamıyorsunuz” diye yakınıyor. Bana göre yanlış bir kalıp.
Şahsen beni ailem gayet iyi anlıyor ve o algıyı haklı çıkaracak herhangi bir düşünceye kapılmıyorum. Bizden bahsedilmesinin ve hedef kitle olmamızın sebebi de bence geleceği bizim oluşturacak olmamız ve bunu düşünenlerin yerlerini bize bırakacak olmaları. Bizim büyüklerden en büyük farkımız ise teknolojinin içine doğmuş olmamız ve yenilikleri gelişmeleri büyüklerden daha iyi kavrayıp, daha çok benimseyip, daha çabuk adapte olabiliyor olmamız.

Televizyon, gazete, kitap, dergi, sinema hayatında neredeler? Ne sıklıkta vakit ayırıyorsun?
Televizyonu, maç yoksa hiç açmıyorum. Gazete kitap ve dergiyle de akademik olmadıkça çok aram yok; ama sinemaya gitmeyi severim, ayda 2 – 3 kere giderim.

Telefonunda en çok baktığın uygulama hangisi?
Instagram

En çok hangi dijital platformda vakit geçiriyorsun? Neden?
Netflix, çünkü bu karantina döneminde hem boş vakitleri doldurmaya yardımcı oluyor hem de ilgi çekici içerikleri var.

Elinde bir güç olsa dünyayla ilgili neleri değiştirmek istersin? (Gücün sınırsız, istediğin kadar değişiklik yapmakta özgürsün ;)
Eşitlik ve adaleti sağlarım, çifte standarda ve haksızlığa son veririm. Aç, susuz kimsenin kalmamasını sağlarım ve herkesin refah seviyesini mutlu olabilecekleri düzeye çekerim. Eğitimsiz insanları bilinçlendiririm herkesin belli bir farkındalık ve eğitim almasını sağlarım. Bu sayede zaten çevre kirliliği ve duyarlılık gibi konulara hatta hemen hemen her toplumsal soruna çözüm gelir; çünkü dünyanın en büyük düşmanlarından biri cahillik. Irkçılığa ve cinsiyet ayrımına son veririm. Herkesin eşit haklara sahip olarak hayata gelmesini, aynı olanaklarla yaşama başlamasını, herkesin hayatta söz sahibi olabilmesini sağlarım.

Alp Öztaşkın (18, Özyeğin Üniversitesi Girişimcilik Bölümü)

Bu yazı, ilk olarak Campaign Türkiye’nin 104. sayısında yayımlanmıştır.