artwork

Engelliliğin görünürlüğü

2 yıl önce

0

The Valuable 500 Kurucusu Caroline Casey: “Görünmeyeni görünür kılmak için bir platform oluşturmada reklamcılık, TV ve eğlence endüstrisinin oynayabileceği rol çok önemli.” diyor.

2021 Eylül ayında Netflix ve BBC, hem kamera önünde hem de arkasında engelli yaratıcıları içeren yeni, iddialı dramalar geliştirmek ve finanse etmek için çığır açan bir ortaklık duyurdu. Aynı şekilde Sky, engelli yetenekleri öne çıkaran güçlü belgesellerden oluşan ilk içerik koleksiyonunu lanse etme konusundaki kararlılığıyla, platformunu değişime yol açmak için kullanıyor.

Kapsayıcı çekim uygulamalarındaki bu ilerleme, diğer birçok şeyin yanı sıra Shia LaBeouf ve Dakota Johnson’la birlikte, Down sendromlu yeni oyuncu Zack Gottsagen’in başrol oynadığı 2019 filmi Peanut Butter Falcon’un başarısına dayanıyor.

Engelli oyuncuları kendi güçlü hikayeleriyle esas rollere getirmek, oyuncu kadrosunda çığır açan bir andı. Hikȃye, daha önce engelliliğin normalliğini takdir etmeyi ihmal etmiş ve tamamen bir kenara atmış; engelliliği, kimliklerinin bir parçası olmasından çok, üstesinden gelinmesi gereken bir şey olarak vurgulamıştır. BBC ve Netflix arasındaki iş birliği, – engelliliğin görünürlüğü söz konusu olduğunda – buz dağının sadece görünen kısmı.

Liz Carr, BBC draması Silent Witness’ta başrolü aldığında, ekranlarımızda ilk kez engelli bir baş kahramanımız vardı. 2020’de diziden ayrıldığında pozisyonundaki zorluktan bahsetmişti. BBC Ouch podcast’inde şunları söyledi: “Oldukça yoruldum çünkü programı sekiz yılı aşkın bir süre boyunca oldukça fazla denetledim.

Daha iyi olduğundan emin olmak için çalıştım ve sorunlu olduğunu düşündüğüm bazı şeyleri söylemeyi reddettim, hikayeler oluşturmaya zorladım ve hikayeleri alamadığımda kargaşaya neden oldum.”

Daha yakın zamanlarda Marvel, eğlence endüstrisindeki görünürlüğün daha geniş bir toplumda kapsayıcılık anlamındaki etkisini gösteriyor. Yakın zamanda sağır aktris Lauren Ridloff’un Makkari’yi oynamasının, işaret dili öğrenmek isteyenlerin sayısında %250’lik bir artışa yol açtığı bildiriliyor. Doğuştan sağır olan Ridloff, Marvel serisinde tahmini 7.000 karakter olmasına rağmen seride görünen ilk engelli süper kahramandır.

Ridloff, Makkari’nin süper hıza sahip olduğu karakterini geliştirerek, süper kahramanın işitme bozukluğu olmasaydı bu kadar hızlı olamayacağı hakkında kapsamlı bir şekilde konuştu ve güçlerinin engelliliğiyle örtüştüğünü öne sürdü. Ridloff, sağırlar topluluğunda işitme kaybından kaynaklanan faydaları tanımlamak için kullanılan bir terim olan “sağırlık kazancı”nın, karakterinde somutlaştırılacağı ve filmde tartışılacağı konusunda hevesliydi.

Bu kapsayıcılık örneği, doğru yönde bir hareketin kanıtıdır ve engelliliğin yeteneği, potansiyeli veya başarıyı kısıtlamadığı gerçeğinin toplumsal kabulünü vurgular. Sosyal değişim gerçekleşmekte ancak yeterince hızlı değil.

Eğlence endüstrisinin ekran tarafı, temsil konusunda bazı cesur hamleler yapmış olsa da diğer sektörler hâlâ ne yazık ki geride. Örneğin; tiyatro adapte olmakta çok daha yavaş. Zeno Mountain Farm ve Blue Apple Theatre gibi kuruluşlar, yıllardır engelli oyuncuların oynadığı özenle hazırlanmış yapımları sahnelerken, ana akım endüstrinin değişmesi daha yavaş oldu.

Dikkat edilmesi gereken bir diğer “ekran” sektörü de reklamcılık. Lloyds Banking Group tarafından yapılan 2016 nüfus sayımına göre; engelliler kampanyalardaki insanların sadece %0,06’sını oluştururken, gerçekte engelliler genel izleyici kitlesinin beşte birini oluşturuyor.

Ne yazık ki engellilik reklamlarda tasvir edildiğinde, iki kategoriden birine girme eğilimi gösterir; ilham almak veya acımak. Ötekileştirilirler, klişeleştirilirler, damgalanırlar veya tamamen görmezden gelinirler.

Engellilikle ilgili başarılı bir reklam kampanyasının harika bir örneği, moda perakendecisi Tommy Hilfiger’a aittir. 2017’de Tommy Adaptive adlı bir koleksiyon piyasaya sürüldü, başlangıçta çocuklara yönelik bir ürün yelpazesi, daha sonra bir erkek ve kadın koleksiyonunu da kapsıyordu. Tommy Hilfiger, engelliliğin gücünü kutlayan kampanya için bir video yayınladı. Filmin yönetmeni, oküler albinizm ve nistagmus ile dünyaya gelen James Rath idi. Filmde bir bacağı ampüte olan hip-hop dansçısı Dmitry Kim, ALS’den muzdarip engelli influencer Lolo Spencer ve sekiz yaşındaki sörfçü Gavin McHugh yer alıyor.

Ne yazık ki bu nadir bir örnek ancak günümüzde hem şirketlerin reklamlarında daha fazla engelliye yer vermek için hamle yapması hem de pazarlama ajanslarının bu pazara hitap etmek için ortaya çıkmasıyla birlikte, dengeyi düzeltmeye çalışan (sayısı gittikçe artan) insanlar var.

Engelli insanlara odaklanan Londra merkezli bir influencer pazarlama ajansı olan Purple Goat Kurucusu Martyn Sibley de bu insanlardan biri. Purple Goat, engelli temsilini geliştirmeyi amaçlıyor ve markalarla birlikte çalışarak “yanlış olanı” yapma ve söyleme riskini ortadan kaldırıyor. Şirket, halihazırda ülke çapında 100 mağazada bulunan erişilebilir tuvaletler hakkında müşterileri bilgilendirmek için 11 engelli influencer’ı içeren bir pazarlama kampanyası geliştirdiği Tesco ile şimdiden bir anlaşma imzaladı. Şirketlerin potansiyel hedef kitlelerinin %15’ini görmezden geldiklerini fark etmesiyle, bundan çok daha fazlasını göreceğimizi umuyoruz.

Sonuç olarak reklam, TV ve eğlence endüstrisinin görünmezi görünür kılmak için bir platform sağlamada oynayabileceği rol çok önemli. ​​Özellikle film, halkın engellilik algısını “niş”ten “normal”e kaydırma kapasitesine sahip. Çok uzun zamandır, engelli oyuncular tipik olarak “kötü adam” olarak tasvir edildi ve bu küçültücü klişenin ötesine geçmenin zamanı geldi.

Engellilik, tüm insanları hayatlarının bir noktasında etkileyecek bir şeydir. Seçilmiş bir gruba mahsus değil, herkesin deneyimleyebileceği bir durum. Cesur hamleler yapmaya başlıyoruz ve ilerlemeye devam etmeliyiz, herkesin yaşamak isteyeceği, herkesin erişebileceği ve kabul edebileceği bir gelecek yaratıyoruz.

Caroline Casey

The Valuable 500 Kurucusu

 

 

 

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 124. sayısında yayımlanmıştır.