artwork

Eğlence ve sanal içerik dünyası iç içe

2 yıl önce

0

Metaverse yani paralel dünya, sanal dünya ya da öteki dünya aslında bilgisayar oyunlarına aşina olanlar için çok uzak bir kavram değil. Öncelikle belirtmek isterim ki bu konuyu sanal gerçeklik gözlüğünden bağımsız olarak ele alacağım çünkü gözlüğün maliyet açısından erişilebilirliği ve dolayısıyla yaygınlaşması oldukça uzun bir süreç. Bunun yanında görüş, denge ve beyin üzerindeki kötü etkileri araştırılıyor ve henüz tam bilinmiyor.

Oyun bakış açısında dönersek; sanal ortamda kendi dünyamızı yarattığımız SimCity’nin çıkış tarihi 1989, metaverse kavramının ilk kullanıldığı romanın tarihi ise 1992. Bugün ise tüm RPG oyunları aslında bunun bir parçası; adı üstünde “rol yapma oyunları”. Oyun dünyası yaklaşık 20 yıldır sanal gerçeklik gözlüğü olmadan şehirler yapıyor, tarlalar ekiyor, çalışıyor, savaşıyor ev sosyalleşiyor. 

Peki bugün ne değişti? Metaverse’ün dönem dönem ortaya çıkan popüler kavramlar gibi biraz abartıldığını düşünsem de aslında yeni bir ekonomiye işaret ediyor. Her gün büyüyen oyun pazarı, token ekonomisi, blok zincir, NFT, eğlencenin sanal dünyaya kayması, oyun içi konserler, değişen medya, bunların hepsi aslında yeni oluşan ve her geçen gün birbirine yaklaşan konular. Özellikle eğlence ve sanal içerik dünyası iç içe geçiyor. Oyun içinde ünlü bir sanatçı konseri 10 milyonun üzerinde insan tarafından izlenebiliyor ya da bir prodüksiyon şirketi oyun şirketi alarak dizilerin oyunlarını yaratabiliyor. Tüm sosyal medya şirketleri, oyun platformlarına yatırım yapıyor. Bugün oyun oynayarak kripto para kazanabiliyorsunuz, kazandığınız kripto parayla NFT pazar yerlerinde alışveriş yapabileceğiniz gibi, bazı oyunlarda arsa, dükkan, yat satın alabiliyorsunuz. Evet yanlış duymadınız, sanal dünyada gerçek parayla sanal yat alabiliyorsunuz. Kasım ayında 650.000 dolara Sandbox oyunu içinde bir yat satıldı.

Şaşırtıcı ama ne ilk ne de son olacak. Mart ayında ünlü Christie’s Müzayede Salonu tarafından bir NFT tablo 69 milyon dolara satıldı.

Yani fiziksel dünyanın en meşhur müzayede salonu sanal bir sanat eseri sattı. İnsanlar gerçek hayatta yaptıkları davranışları sanal hayatta tekrarlamaya başladı. Peki fiziksel olarak var olmadığınız bir dünyada başka bir hayat yaşamak, ev, dükkan, arsa, yat sahibi olmak, mal alıp satmak, arkadaşlık kurmak, konsere gitmek, seyahat etmek bir oyun mu? Yoksa oyun adı altında aslında bu hayatta yapamadığımız şeyleri yapma isteği mı? Ya da basitçe ‘yeni bir eğlence ekonomisi’ mi? Bence hepsi.

Önümüzdeki ekranın içinde yeni bir ekonomi canlanıyor. ‘Oyun içi satın alma’ anlayışı bambaşka bir geleceğe evriliyor. Parasından sanat eserine, teknesinden arkadaşlarına her şeyin 1 ve 0’lardan oluştuğu yeni bir dünya. Fiziksel dünyada yeni iş alanları yaratacak, sanal dünyada yeni şirketler yaratacak, fiziksel şirketlerin sanala taşındığı, tüketiciye belki de gerçek dünyada yaşatamadığı deneyimleri yaşatacağı bir dünya olacak. Bir giyim markası sanal dünyada dükkan açacak ve belki orada çalışmak için gerçek dünyadan insanlar işe alacak. Evet kulağa garip geliyor farkındayım ama mümkün mü? Mümkün. Gerçek hayatta alışverişin her geçen gün mağazadan uzaklaşıp çevrim içine döndüğünü düşünürsek, evde oturup sanal evrende gezen bir insan için mağaza deneyimi daha çekici değil mi? Sanal dünyaya bağlanıp orada da evde oturup internetten alışveriş yapmak çok da eğlenceli olmasa gerek. Bu gerçek dünyada kan kaybeden mağazacılık için bulunmaz bir fırsat olabilir belki de. Sanal evrende bir mağazaya girip, beğendiğiniz kıyafeti deneyip çevrim içi alışverişin en büyük sorunu olan “üstünde görememe” sorununu ortadan kaldırabilir mi? Bunların hepsi mümkün ve bir fırsat olarak önümüzde duruyor. Eğlence içeriği üreticileri, markalar, pazarlamacılar, oyun şirketleri, herkes için değişik fırsatlar sunan yeni bir ekonomi canlanıyor. Tutar mı? Oyun dünyasına aşina olanlar için uzak bir kavram değil ama genele yayılması, özellikle de sanal gerçeklik gözlüğüne geçilmesi için daha zamana ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.

Ali Yılmaz

Games United Kurucu Ortağı

 

 

 

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 118. sayısında yayımlanmıştır.

Senin için
Tümünü göster
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu: “Türkiye bölgesel bir üs…

T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Türkiye’nin sunduğu yatırım fırsatlarını küresel iş...