P&G olarak insanı veya çevreyi olumsuz etkileyebilen sorunlara şirketlerin tepkisiz kalamayacağına, markaların da kurumsal vatandaş olarak sorumlulukları olduğuna inanıyoruz. Bu bakış açısıyla ve dünyada olumlu anlamda fark yaratma amacıyla, markalarımızın da gücüyle kendimizi dünyada iyiliğin ve gelişimin gücü olarak konumlandırıyor, iyilikle güçlenebileceğimize inanıyoruz. Bunu sadece tüketicilerimizin taleplerine yönelik çeşitli inovasyonlarla geliştirdiğimiz ürünlerimizle değil, topluma katkı projelerimizle de gerçekleştiriyoruz. Pandemi sürecinde bir kez daha gördüğümüz üzere vatandaşların markalardan “topluma, çevreye, faaliyet gösterdiği ülkeye, dünyaya veya geleceğe katkı” beklentisi arttı. Başka bir deyişle tüketiciler, markaların değerlerinin olmasını istedi.
Bugün markalarımızla yaşamlarına dokunduğumuz 5 milyar insan dünyayı daha yaşanabilir hale getirmek istiyor, dolayısıyla tüketicilerimizin bizden de bu yönde bir beklentisi bulunuyor. Bu nedenle bizde ‘Kurumsal Vatandaşlık’ başlıklarımız olan; yönetişim, topluma katkı, eşitlik ve kapsayıcılık, cinsiyet eşitliği ve çevresel sürdürülebilirlik kapsamında inovasyonlar yapıyor, bu bakış açımızı iş modellerimizin bir parçası haline getiriyoruz.
“Marka/Şirket Amacı” kelimelerini dile getirip geri çekilmiyor, kendimize hedefler koyuyor, bu hedeflere ulaştıkça da daha yaşanılabilir bir dünya için her birini yeniliyoruz. Bu “amacımızı” ise markalarımız ve ürünlerimizle tüketicilerin yaşamlarına dokunarak, faaliyet gösterdiğimiz ülkede insanlar ve dünya için üstün kalite ve değere sahip inovatif ürünler yaratarak, yaşamları iyileştirerek gerçekleştiriyoruz. P&G olarak bizim “amacımız” kurumsal vatandaşlık başlıklarımız ile büyümek, böylece yarınlara daha yaşanabilir bir dünya bırakabiliriz.
Bu alanda özellikle eğitim, sağlık ve spor odaklı projelerimizle çocukların ve gençlerin öz güven gelişimine destek olma konusunda etkin bir rol oynuyoruz. Odağımızda bulunan bir diğer konu ise projelerimizin sadece o günü değil, geleceği de iyileştirebilecek etkilere sahip olması. Spor ise bu amacımız doğrultusunda araçlarımızın başında geliyor. Çünkü P&G olarak sporun sadece bedensel değil aynı zamanda ruhsal ve zihinsel gelişimi de desteklediğine gönülden inanıyor, daha sağlıklı ve mutlu bir toplumun spor yapmakla yakından ilişkili olduğunun altını çizmek istiyoruz. Bu nedenlerle biz, Türkiye’de ve dünyada uzun soluklu projelerimiz ve sponsorluklarımızla spora destek vermeyi sürdürüyoruz. Örneğin Olimpik Anneler projemizle 2014 yılından beri hem sporcuları hem de annelerini destekliyoruz. Bu proje kapsamında destek verdiğimiz 34 sporcudan 29’unu olimpiyatlara uğurladık. Her biri kendi alanında başarılı mücadeleler verdi. Desteklediğimiz sporcular 2 altın, 2 gümüş ve 4 bronz madalya ile ülkemize döndü. Her sporcu yeni nesil için bir umut. Dolayısıyla umudu beslemek bizim için çok değerli.
P&G kendine sürdürülebilirlik hedefleri koyuyor, ulaştıkça bunları yeniliyor
P&G olarak belirli bir operasyon büyüklüğümüz ve büyümekle birlikte kademeli olarak azalttığımız bir ayak izimiz var. Çevresel Sürdürebilirlik başlığı altında gerçekleştirdiğimiz çalışmalar kapsamında bu ayak izini azaltmak üzere kendimize önce ‘2020 Çevresel Sürdür
Sürdürülebilirlik Hedefleri’ni koymuştuk. Bu hedeflerimizin büyük çoğunluğunu yıllar öncesinden tamamladıktan sonra 2030 hedeflerimizi duyurduk. Bununla birlikte üretim sürecinden ürünlerimizin formüllerine veya paketlemelere kadar birçok alanda çevreci inovasyonlar gerçekleştiriyoruz.
Biz kurumsal vatandaşlık hedeflerimizi gerçekleştirerek büyümek istiyoruz ve bu hedeflerimiz çevresel sürdürülebilirliğin yanı sıra toplumlara karşı sorumluluklarımızı da içeriyor. Bu başlıklara son örnek olarak da eşitlik adına yaptıklarımızı verebilirim. Amacımız eşitsizliklerin olmadığı, herkesin eşit temsil edilebildiği ve eşit söz hakkına sahip olduğu bir dünyanın yaratılmasına katkıda bulunmak. Yani biz “Eşit Görüyoruz”. Bunu da hem markalarımızla gerçekleştirdiğimiz dış iletişimlerimizde, hem de şirket içinde çalışanlarımıza sağladığımız çalışma ortamımızda gözetiyoruz. Tabii eşitliği birçok boyutta gözetiyoruz; ırk, renk, yaş, milliyet, medeni durum, cinsel eğilim, cinsiyet ve benzeri tüm tanımlardan bağımsız olarak herkesi eşit algılıyor ve herkese saygı duyuyoruz.
P&G Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Yönetim Kurulu Başkanı
Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 114. sayısında yayımlanmıştır.