artwork

Eğitim Bir Ömür Sürer!

11 ay önce

0

Çizmeyi ve yazmayı adeta yaşayış biçimi haline getirmiş olan Başak Notz, ana akım bir kariyerden uzaklaşıp Chicago’da nasıl tamamen yaratıcılığını kullanabileceği bir yol seçtiğini ve onu gururlandıran tecrübelerini aktarıyor. 

Bu, yurt dışına gidiş değil de yurt dışının, beni ve kariyerimi nasıl dönüştürdüğünün hikayesi… 

Çocukluğumdan beri gördüğüm dünyayı kendi çizgilerim ve kelimelerimle ifade etmekten çok keyif alırım. Bunda küçükken hayatıma giren Sempe’nin Pıtırcık’ı, Escher’in çıldırtıcı boyutları, Selçuk Demirel’in Mumuk kitapları, Behiç Ak’ın siyah beyaz çizimleri, Hergé’nin Tintin’inin yeri büyüktür.

Bu konu hakkında başka bir önemli hatıra ise üniversitede okurken çalışmak için gittiğim İspanya’da bir arkeoloji kampından. Kamp arkadaşlarımdan biri, yanında küçük bir not defteri ve sulu boya seti getirmişti. Gün içinde vakit bulunca ya da kazıda çalışmaları bitirdikten sonra keyif yaparken güzel el yazısıyla günlük tutuyor, notlarının yanına da çok tatlı çizimler yapıyordu gördüklerinden. Adeta büyülenmiştim! Benim için o, her gün biraz sihir yaratıyordu defterinde.

Öte yandan ben, kendime daha analitik bir kariyer planı çizmiştim. ODTÜ’deki 4 senelik mühendislik eğitimimin üzerine, MBA’imi tamamlamış, danışmanlık kariyerime başlamıştım. Kariyerime, Amerika’da eğitim almak için ara verip sonrasında tekrar Türkiye’de danışmanlık yapmaya devam etmeyi planlıyordum. Bu planlarıma bugün dönüp bakınca John Lennon’ın hayat hakkındaki sözünü çok daha iyi anlıyorum: “Life is what happens to you while you’re busy making other plans.” 

Sonraki senelerde Berkeley’de eğitimimi tamamlayıp San Francisco’da staj yapmaya başladığımda ise Türkiye özlemini yavaş yavaş hissediyordum; bu anlarda kendimi mutlu olacağım bir alana yönlendirmek için her zaman aklımda olan çizim derslerini sonunda almaya başladım ve bundan ne kadar keyif aldığımı hatırladım. Bu sayede de yeni şehrimi, çizimlerimle tanıyıp öğrenmeye ve sevmeye başladım. Türkiye ile Amerika’nın farkı da tam bu noktada oluşmaya başladı.

Burada üniversite eğitimini çoktan tamamlamış, kariyerlerinde iyi bir yerlere gelen kişiler, işlerinde tutkuyla çalışıyor ve başarılarına rağmen hala kendilerini geliştirmek için uğraş veriyorlar. Burada üniversiteden mezun olup bir yere “kapağı atınca” iş bitmiyor; “sürekli eğitim” buranın adeta DNA’sında var.

Yoğun bir çalışma hayatım olmasına rağmen onu aksatmadan, çok eski bir metot olan letterpress tekniğine odaklanarak ve yaratıcı sektörde kurduğum çevrem sayesinde yeni bir kariyere hazırdım. Sağlıklı bir kariyer değişikliği için çok çalışmak ve uğraşmak şart, bunun için en doğru şehirdeydim!

Ben de bu motivasyonla, önce kendi letterpress kırtasiye şirketimi başlattım. Çok keyifliydi bu kez yaratıcı beynimi kullanabildiğim bir işimin olması. Başlangıçtan sonuna kadar her bir detayını kendi tasarladığım ürünlerimin üretilmesi, bakmaya doyamadığım kırtasiye ve tasarım dükkanlarının ürünlerimi satmaya başlaması, dünyaca ünlü tasarım bloglarının ürünlerimi okuyucularına tanıtması… Beni en mutlu eden anılarımdan biri de Japonya’da yayımlanan bir letterpress kitabının beni ve kırtasiye markamı anlatmasıydı. 

San Francisco’dan Chicago’ya taşınınca artık kesin olarak kurumsal kariyerimde ilerlemek istemediğime karar verdim ve tamamen yaratıcı kariyerime odaklandım: Önemli ekol ve isimlerden çizim, grafik tasarım ve uygulama dersleri alarak kendimi tamamen bu büyülü dünyaya adadım. ODTÜ’de mühendislik okuyup danışmanlık kariyeri planlarken, ana akım kariyer modelinden uzaklaşıp, içime, potansiyelime dönüp profesyonel kariyerimi yaratıcı endüstriler ve illüstrasyon çerçevesinde Amerika’da inşa ettim.

Burada kendi yaratıcı kariyerimi güçlendirmek amacıyla düzenli ve stratejik olarak yaptığım çizimlerimi sosyal medya platformlarında paylaştım, portfolyomu her zaman güncel ve online tuttum, düzenli olarak yarışmalara ve directory’lere başvurdum. Beğendiğim gazete ve dergilerde, markalardaki kreatif direktörler ve sanat yönetmenlerine portfolyolarımı gönderdim. İllüstrasyon organizasyonlarının yaptığı portfolyo değerlendirmelerine katılıp birçok sanat yönetmeni ve kreatif direktörle tanıştım, onların geri bildirimlerini alarak kendimi geliştirme imkanı buldum. Bu çerçevede geçtiğimiz yıllarda en keyif aldığım projelerden de bahsetmek isterim. İlki Penguin Random House tarafından basılan “Rebel’s Apothecary” isminde alternatif tıp kitabı. Bir başka favori projem ise Chicago’dan müşterim; babasının 90. yaş günü için kendisinin çocukluk evinin sulu boya çizimini istedi. Çizdiğim eser, babanın o kadar hoşuna gitmiş ki, o da kendi çocukluk evinin çizilmesini istedi.

 

Kariyerimi Amerika’da şekillendirsem de Türkiye ile bağım benim için her zaman çok kıymetli, bu yüzden her sene mutlaka beğendiğim marka ve organizasyonlarla çalışmak için takvimimde yer ayırmaya dikkat ediyorum. Örneğin; 2022’nin sonuna doğru Brand Week haftası boyunca, her gün o gün gerçekleşen aktivitelerin, oturumların çizim, animasyon ve düzenlemesini yaptığım reels’larla binlerce takipçiye ulaştık.

Bu tecrübeler ışığında illüstrasyon kariyerine yönelmek isteyenlere önerimlerimse önce bolca çizim yapıp, kendilerini geliştirip, kendilerine has tarzlarını inşa etmeleri. Kendi farklarını ortaya çıkarmaları, neden bir sanat yönetmeninin binlerce çizer arasından onları seçmeleri gerektiğini keşfetmeleri ve bunu stratejik olarak anlatmak için düzenli bir şekilde paylaşmaları. Sonra çok özenle hazırlayacakları portfolyolarını ve düzenledikleri Instagram hesaplarını stratejik kişilerle paylaşmaları. Tekrar tekrar… Örneğin; gündemi takip ederek, “bir sanat yönetmeninin şöyle bir çizime ihtiyacı olabilir” diye düşünüp o çizimi hazır edip sanat yönetmeninin posta kutularına bırakmak… Bu işte başarılı olmak için farklılık yaratıp, proaktif ve çalışkan olmak şart!

Portfolyomdaki Penguin Random House, Harper One Publishing, Meredith Group, Arts Midwest, OneWorld gibi yayın ve basım evlerine çeşitli kitap, dergi kapakları, sayfa tasarımları ve illüstrasyonları çizmekle birlikte, kendi hayatımı ve iki ülkem arasındaki gözlemlerimle düzenli olarak güncellediğim online bir portfolyom var. Merak ederseniz Instagram’dan @basakillustrates hesabından ya da basaknotz.com’dan inceleyebilirsiniz. Aynı zamanda Amerika’nın önemli yaratıcı derneklerinden olan Women Who Draw ve Society of illustrators derneklerinin uzun zamandır üyesiyim ve sürekli öğrenmeye devam ediyorum!

 

Bu içerik ilk olarak Campaign Türkiye’nin 132. sayısında yayımlandı.