Site icon Campaign Türkiye

Dünya Enerji Kongresi’nin ardından

Türkiye çok zor günlerden geçti ve halen geçiyor, Ankara ve İstanbul’daki terör saldırıları, Suriye, Irak, 15 Temmuz darbe girişimi… Birçok kayıp verdik, şirketimiz kurucusu Erol Olçok ve oğlu Abdullah da bunların içindeydi. Kaybımızı telafi etmek mümkün değil elbette ama Erol Bey tarafından başlatılan işleri elimizden geldiğince tamamlamaya çalıştık. Bunlardan birisiydi Dünya Enerji Kongresi.

1924 yılından bugüne yapılan kongre, dünyanın enerji alanındaki en önemli organizasyonu. Dört yıl önce İstanbul’da yapma hakkı kazanılan etkinlik için Milli Komite ve konsorsiyumda olduğumuz firmalar ile birlikte çalıştık. Sonuçta etkinlik; 5.000 katılımcı, 270 konuşmacı ve 1.000 basın katılımıyla ve ilk defa devlet başkanları düzeyinde bir oturumu da içerecek şekilde tamamlandı. Fakat bu süreç sancısız olmadı; kongre 2 defa iptal edilmenin kıyısından döndü.

İlki Atatürk Havalimanı’ndaki saldırı oldu, binlerce delegenin geçip kongreye katılmak için kullanacağı havalimanında olan saldırı tüm paydaşları tedirgin etti, ikincisi ise çok değil bundan 17 gün sonra meydana gelen darbe girişimi konuyu bir ileriki seviyeye taşıdı. PCO olarak hızlı bir reaksiyon gösterdik, devlet desteğinin tam olduğu ve güvenlik planlarımızın katılımcıların güvenliğini sağlamak için en üst düzeyde tutulacağını belirttik. Ancak tek başına bu yeterli değildi, tüm güvenlik önlemlerinin bağımsız partiler tarafından denetleneceği garantisiyle iptalin önüne geçtik. Dışişleri Bakanlığı’nı ülkelerin Türkiye’deki temsilciliklerine yönelik çalışmaları ile destekledik. Bunu uluslararası PR ajansımız yardımıyla iletişimini yaparak paydaşlara duyurduk ve kongreyi gerçekleştirdik.

Ne yazık ki birçok meslektaşımız bu kadar şanslı olamadı. 2015 yılına kadar kongre sıralamasında ilk 10’da yer alan İstanbul, 2016 yılında 50. sıraların da arkasına düşecek gibi görünüyor. Sektör oldukça zor durumda, bu da kongre firmalarından, mekânlara ve tedarikçilere kadar herkesi etkilemiş durumda. İşin kötüsü iptaller sadece 2016 ile sınırlı değil 2017 ve 2018 yılları da oldukça kötü gözüküyor. Acilen tüm paydaşların bir araya gelerek krize çıkış yolu bulması gerekiyor.

 

Yaşar Şeki
DPİD Yönetim Kurulu Üyesi/ Sayman

*Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye Kasım 2016 sayısında yayınlanmıştır.

Exit mobile version